Basında Dbe

Sevme Becerisi

Sevme Becerisi

Albert Camus’nün Veba adlı romanında geçen bir diyalog vardır. Veba salgını olan kentte Rambert adında bir gazeteci röportaj yapmak için gittiği kentten salgın sebebiyle çıkamaz ve bundan çok rahatsız olur. Fakat hikayenin devamında Rambert’in yalnızca kendini düşünen, bencil halleri değişir. İşte o noktada söylediği çarpıcı bir söz vardır: “Tek başına mutlu olmakta utanılacak bir yan vardır.”

Bu kısa cümlenin birçok anlam ve hatta büyük bir dünya görüşü barındırdığını düşünüyorum. Modernitenin sanki olmazsa olmazıymış gibi sunulan bireyselleşmenin övüldüğü, kişisel gelişim furyasıyla tüm bu bireyselleşmeyi, “ben” olmayı nasıl yapacağımızın anlatıldığı bir dönemde tek başına mutlu olmaktan utanacak bireyler yetiştirmek oldukça cesur bir hareket olabilir.

Çocuk ve gençlerle çalışırken elbette ailelerle de her zaman dirsek temasında kalıyoruz. Çoğunun isteği kendine güvenen, ayakları yere basan, başarılı bireyler yetiştirmek. Bunu yapabilmek adına ellerinden geldiğince çocuklarını koruyor ve onlara en iyi imkanları sunmaya çalışıyorlar. Bense onların bu “en iyiyi sunma” telaşının arasında biraz daha farklı bir konudan söz etmek istiyorum: Sevme becerisini geliştirmek. Sevme becerisi yüksek olan insan öncelikle kendine karşı daha şefkatli oluyor.  Bir hata yaptığında ya da herhangi bir işi yapamadığında bireyin kendini nasıl seveceğini bilmesi büyük önem taşıyor. Çünkü aksi takdirde kendilerine karşı acımasız davranabiliyorlar. Sevme becerisi gelişmiş kişiler sadece kendilerine değil başkalarına karşı da daha anlayışlı, farklılıkları kabul eden kişiler oluyor. Böylece aslında kişinin potansiyel öfke, nefret, şiddet dürtüleri de azalıyor.

Toplumsal olaylara baktığımızda sevme becerisi gelişmiş çocuklar yetiştirmenin bireyselliğin ötesinde faydalar sağlayacağını görmek mümkündür.

İnsan doğasının içinde kabul görme ve sevilme ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Hepimiz hayatımıza baktığımızda onaylandığımız işlerde ne kadar motive olduğumuzu, sevilmenin nasıl iyi geldiğini fark edebiliriz. Peki sevme becerisini bir çocukta nasıl geliştiririz?

Çocukların öğrenme yöntemlerinden bir tanesi ve belki de erken çocuklukta en önemlisi gözlemdir. Annesinin, babasının ne yaptığına bakarak kendisinin de ne yapması gerektiğini idrak eder. Ebeveynlerin birbirlerini nasıl sevdiklerini görmek bu işin ilk adımıdır. Bizim toplumumuzda ebeveynler çocukların önünde pek samimi olmazlar. Halbuki onları sarılırken gören bir çocuk sevmenin ne demek olduğunu doğru bir örnekle öğrenecektir.

İkinci adım çocuğun ebeveynleri tarafından nasıl sevildiği konusunda edindiği tecrübelerdir. Eğer bir çocuğu sadece aldığı notlar, gösterdiği başarılarla överseniz çocuk da sevilmenin koşulunun ancak buralardan geçtiğini zanneder. Bu sebeple de başarısızlığa tahammülü düşer, çünkü başarısız olursa sevilmeyeceğini düşünür. Halbuki sevgiyi davranış sonrası kazanılan bir hak değil, koşulsuz sunulan bir duygu olarak hissetmeli çocuklar.

Cemre Soysal Uzman Klinik Psikolog - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Bir Gün Gazetesi / 05.11.2017

Haberin devamını okumak için tıklayınız.

Benzer İçerikler :

3 Yaş Cinsel Kimliğin Keşfi

Çocuklarda cinsel kimlik oluşumu sanıldığının aksine belirli bir dönemde değil, çocuğun doğumuyla birlikte başlayan bir süreçtir. Diğer gelişimsel alanlar gibi ...

Pasif Agresif Çalışma Hayatı

İş hayatı pasif-agresif davranışa sahip kişilerle dolu. Öfkelerini ve kızgınlıklarını kendilerinden bekleneni yapmayarak gösteren pasif agresifler, ...

Okul Korkusu

Okulu kırma ile okula gitmeyi reddetme davranışlarını ayırt etmek gerekiyor. Kaygı temelli okul reddi, genellikle okula başlama senesinde veya 10-13 y...

Seks, Buz Gibi Soğudum

Şu sıralar çok duyar olduk onları. Aseksüel değiller. Yani seks güdüleri var. Vaginismus da değiller. Cinsel ilişki sırasında ağrı, sızı yaşadıkları için de...

İlginizi Çekebilir :

Düşük yapmak dünyanın sonu değil

Her anne adayı sorunsuz bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir şekilde bebeğine kavuşmak ister. Maalesef her hamilelik doğumla sonlanmıyor. Yine de bu dünyanın ...

Günlük hayatta nispeten masum görünebilen dedikodunun iş yerine taşınınca zararları profesyonelleşiyor. Özellikle zam, kriz ve yönetim değişimi dönemlerinde ...

Bir Yuvadan Öbür Yuvaya

Anaokuluna hazır mısınız? Bu sonbahar ben de “çocuğu anaokuluna giden anneler kulübü” üyesi oluyorum. İlk defa neredeyse tam gün ayrı kalacağız ...

Tatilin son günleri nasıl geçirilmeli?

Okulların açılmasına bir ay kala aileler ve çocuklar tatilin tadını çıkarmaya devam ediyor. Peki, kalan bu kısıtlı zamanı iyi ve verimli geçirmenin püf ...