Bazı okurlar bilirler; bu köşede sıklıkla psikolojik nitelikli ve diğer bilimsel olgulara yer veriyor ve yapılan araştırmalardan faydalanarak bu olguların başta çevresel; aile dinamikleri, sosyokültürel koşullar, sosyoekonomik durum gibi yaşam kalitemizi ilgilendiren etkenlerle ilgili ve biyolojik olmak üzere çeşitli açıklamalarını konu ediyoruz. ...
Birkaç haftadır, anadilin çeÅŸitli biliÅŸsel faaliyet ve süreçlerimizi etkilediÄŸinden bahsediyor; dünyayı nasıl algıladığımızın, nasıl düşündüğümüzün, nelere dikkat ettiÄŸimizin, neleri hatırladığımızın, nasıl mantık yürüttüğümüzün anadilimize baÄŸlı olarak farklılık gösterdiÄŸini öne süren, bu amaçla anadili birbirinden farklı olan topluluklarÄ...
Geçtiğimiz haftalarda, özellikle kognitif psikoloji, nöropsikoloji gibi alanlarda yapılan birçok bilimsel çalışmaya göre, (dil ve kognisyon arasında çift yönlü bir neden-sonuç ilişkisi bulunduğunu da belirterek) anadilin çeşitli bilişsel faaliyet ve süreçlerimizi etkilediğinden söz etmiştik. Tek bir cümleyle hatırlatalım: Dünyayı n...
Geçtiğimiz hafta, özellikle kognitif psikoloji ve nöropsikoloji gibi alanlarda yapılan birçok bilimsel çalışmanın, dil ve düşüncenin evrenselliğine dair dogmayı sarsarak, anadilin (çift dilli yetişenlerde, anadillerin);dünyayı nasıl algıladığımızı, nasıl düşündüğümüzü, nelere dikkat ettiğimizi, neleri hatırladığımızı, nasıl mantık yürüttüğümüzü ve ...
Dünyada 7 bin küsur yaşayan dil olduğu söyleniyor. Bu diller, bildiğiniz gibi,fonetik, morfolojik, semantik, etimolojik ve çeşitli bakımlardan birbirinden çok farklı olabiliyor. Ancak, görünen o ki, farklılıkların kapsamı,dilbilimini aşıyor. Özellikle kognitif psikoloji, nöropsikoloji gibi alanlarda yapılan pek çok bilimsel çalışma, dillerle...
Önceki haftalarda, yetişmenin ve her tür çevresel unsurun önemini vurgulayan epigenetik yaklaşım perspektifinden zihin ve beden ilişkisini konu etmiştik. Bugün, zihnin ve kimilerine göre bedenin gelişiminde kritik değere sahip aile dinamiklerine ve doğumla bağlantılı ailevi faktörlere odaklanarak söz konusu ilişkiden bahsetmeye devam edeceğiz....
Geçtiğimiz hafta, genlerin kendiliğinden yaşamsal ifade bulamadığını vurgulayıp sahip olduğumuz türlü fiziksel, davranışsal yahut gelişimsel özelliğin, çevresel ve biyolojik unsurların etkileşimine bağlı olarak ortaya çıktığını ve dolayısıyla akıbetin önemli ölçüde çevreye bağlı olduğunu savunan 'epigenetik yaklaşım' perspektifinden, zihin ...
Geçtiğimiz haftalarda, doğanın (genetik) ve yetişmenin (çevre) insan yaşamı üzerindeki göreceli belirleyiciliğine dair felsefi tartışmayı ele almış, bu bağlamda bilim dünyasında giderek değer kazanan 'epigenetik ilkeler' üzerine konuşmuştuk. Genetik dogmatizme karşı çıkan biliminsanlarının, genlerin kendiliğinden yaşamsal if...
Son iki haftadır, insana dair çok tartışılan"doğa mı (genetik mi) yoksa yetiştirilme mi (çevre mi)?"sorusundan bahsediyor ve bu meşhur soruya bir yanıt olarak bilim dünyasında giderek değer kazanan 'epigenetik ilkeler' üzerine konuşuyoruz. Devam etmeden önce birkaç önemli noktayı hatırlatalım: Epigenetik ilkelere göre, genler ...
Geçtiğimiz hafta, insanı ve insan yaşamını çalışanların sorguladıkları başlıca felsefi sorulardan birini ele almıştık: Doğa mı (genetik mi) yoksa yetiştirilme mi (çevre mi)? Atlamış olanlar için tekrarlayalım: Bu; kim olduğumuzu, nasıl bir yaşam sürdüğümüzü, yatkınlıklarımızı, deneyimlerimizi ve bize dair ne varsa tümünü belirleyenin, genetik ...