Basında Dbe

Evliliği sona erdiren yanlışlar

Evliliği sona erdiren yanlışlar

Sonuca bağlanmayan tartışmalar, suçlamalar, kıskançlık, büyütülen sorunlar... Bütün bunlar bir evliliğin baştan yürüyüp yürümeyeceğini gösterebilir. İşte evlilikteki risk faktörleri.

Başlangıçta her şey film karelerini anımsatır. Evlilik teklifinin yapıldığı ve romantizmin doruğa ulaştığı o sahnede repliğinizi söylersiniz: “Evet!“ Peki ya sonra? Sonrası malum... Çoğu zaman evdeki hesap çarşıya uymaz, hiç beklenmedik sorunlar ortaya çıkar! Birçok evlilik çekilmez hale gelir, bazı çiftler psikologların kapılarını aşındırır, sebat etmeyenler adliye koridorlarına taşınır. Evlilik için en uygun yaş nedir? Eşler neden aldatır? Aşk bir evlilik için yeterli mi? Evlilik cinsel yaşamı öldürür mü? Mutlu bir evlilik nasıl olmalı? İşte uzmanların ağzından evlilikteki sorunlar ve onlarla baş etme yolları...

Evlilikte yapılan yanlışları, Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk’a sorduk.

Bir Evliliğin İyiye ya da Kötüye Gideceğini Daha Başından Görebilir miyiz?

Amerika’da boşanma oranı yüzde 67’e ulaşmış durumda. İkinci evliliklerin yüzde 77’si boşanmayla noktalanıyor. Türkiye’de bu oranları henüz yakalayamadık ama özellikle büyük şehirlerde arayı her geçen yıl kapatıyoruz. Bugüne kadar yapılan araştırmalar bir evliliğin ne kadar risk taşıdığını görebilmek için neye bakmamız gerektiğini gösterdi. Evliliğin kötü gitmesine vesile olan birtakım faktörler var. Aile, arkadaş ilişkileri, kişinin geçmişi, kişilerin benzerliği, farklılığı bir evliliğin kalitesini belirler. Bu faktörlere bakarak evliliğin daha başından kötüye gidip gitmeyeceğine dair fikir yürütebiliriz. Tartışma tarzı da evliliğin kaderi konusunda en erken uyarılardan biri.

Mutsuz Çiftler Nasıl Tartışır?

Çiftlerin yaşadıkları bir sorunu ele alış biçimleri ve tartışma tarzları çok önemli. Mesela tartışmalara kaba ve sert başlamak garantili boşanma taktiklerinden biri. Tartışma daha başında iğneleme, alay, küçümseme, suçlamayla başlarsa buna tartışmaya sert başlamak diyoruz. Evliliklerde problem yaratan tartışmalar genellikle şöyle cümleler içerir: “Yapma ya...”  “Bayılıyorum bu bulunmaz Hint kumaşı hallerine.” “Anasının eteğinin altından çıkmayan bilmem neyi nasıl yapacak.” “Ona buna dalaşacağına önce bir aynaya bak.” “Ya hayatta bir de bir şeyi becerdiğini görelim.”
Yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre, tartışma böyle başlıyorsa sorunlar yüzde 94 oranında çözümsüz kalıyor. Kısacası tartışmanın gidişatına bakarak o evliliğin nasıl biteceğini kestirmek mümkün. Mesela Amerikalı klinik psikolog Gottman’ın bu konuda bir araştırması var. Çiftleri bir odaya alarak, onlardan beraberliklerinde aşamadıkları, çözemedikleri bir problemi tartışmalarını istiyor. Bir saat süren tartışmaları videoya alıyor. Gottman tartışmanın 10 dakikasını izleyerek bu evlilik üç sene beş sene ya da 10 sene sonra boşanmayla sona erecek ya da devam edecek diye tahminde bulunuyor. Tahminlerinde de yüzde 94 oranında başarılı oluyor.

Çiftler Tartışırken En Çok Hangi Hataları Yapıyor?

Suçlama, küçük görme, savunma ve içine kapanma. Tartışmalar sürürken eşler bu dörtlü arasında gidip geliyor. Bir kere şikâyeti suçlamadan ayırmak gerekiyor. Şikâyet dediğimiz zaman, eşinize ilettiğiniz şunu yap ya da yapma tarzında önerileri anlıyoruz: “Akşamları ben de senin kadar yorgun oluyorum. Eve geldikten sonra lütfen bana yardımcı ol.”  Bunlar kızgın bir ses tonuyla da söylenmiş olabilir.

Suçlama dediğimiz zaman karşımızdakinin kişiliğine, karakterine yönelik söylenenler anlaşılıyor: “Bu kadar nasıl vurdumduymaz, bencil olabiliyorsun, anlamıyorum. Bana yardım edeceğine defalarca söz verdin.”

En kötüsü de tartışmalardaki iğneleyici, küçük düşürücü sözler, hor görme, şakayla dokundurmalar ve bunlara eşlik eden beden dili. Eğer eşiniz durmadan onu aşağıladığını ve küçük gördüğünüzü düşünüyorsa herhangi bir sorunu oturup çözmeniz mümkün olmaz. Bu stil genellikle eşler arasında yaşanan çatışmalar uzun süre aşılmamışsa kullanılır.

Radikal / 06.09.2009

Haberin devamını pdf formatında okumak için tıklayınız.

Benzer İçerikler :

Baba Demek...

Babası akademik yaşamları ile ilgilenen çocukların, okul hayatında daha başarılı olduğunu biliyor muydunuz? DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Uzman ...

Üstünler herzaman başarılı olmayabilir

Üstünler her zaman derslerinde başarılı çocuk demek değildir. Derslerde ilgisiz ve akademik başarısı düşük bir profil çizebilirler. En önemlisi arkadaş...

DBE Yöneticilere Profesyonel Koç Unvanı Kazandıracak

DBE Davranış  Bilimleri Enstitüsü birinci modül ile başladıkları eğitimlerine ikinci ve üçüncü modül programlarını da ekleyerek katılımcılara ...

Mutlu çocuk yetiştirmenin yolu bebeklikten geçiyor

Bol Bol Kucağınıza Alın ve Gülümseyin Yaşamdan zevk alan, kendini oyalayabilen, arkadaşları ile iyi iletişime sahip ve empati kurabilen, duygu ...

İlginizi Çekebilir :

Kötü Karneye Program

Okulların kapanmasıyla güzel karneler için  plan basit; ödül odaklı programlar. Peki başarısız karnelere nasıl progr...

Okul Öncesi Eğitim Başarı Getiriyor

Yapılan araştırmalara göre okul öncesi eğitim alan çocukların okula devam oranları ve akademik başarıları, okul öncesi eğitim almayan çocuklardan daha...

Yakında Ders Zili Çalacak Ya Sonra?

Pek çok öğrenci tatili aileleri ya da aile büyükleri ile dinlenerek, eğlenerek geçirdi. Yurtiçi ve yurtdışında yaz kamplarına giderek spor, sanat, yabancı dil ...

Başkalarının Hayatına Dokunun - EMDR Nedir?

Pratiği olmayan teori pek bir şey ifade etmez. Yani gerçek anlamda harekete geçmeyip yine de duyarlı bir insan olduğunuzu düşünüyorsanız, bu da pek bir şey ...