Emre Konuk

Dayanıklılık

Geçen hafta ilgi çekici bir olgudan söz ettik. İnsanlar aynı olumsuz koşullarla karşı karşıya geldikleri halde yaşadıkları çok farklı olabiliyor. Deprem gibi toplu yaşanan felaketler ya da işten çıkarmalar sonucunda insanların tepkilerine baktığımızda geniş bir yelpazede değişik davranışlar sergilediğini görüyoruz.

Burada şu soruyu sorduk: Bu grupları birbirinden ayıran özellikler ne? Nasıl oluyor da bir kısmı kalp krizi geçiriyor, depresyona giriyor ya da sabahtan akşama düştüğü durumu kafasına takıp zaten zor olan hayatı daha da zorlaştırıyor da, bir kısmı nerdeyse hayatı hiç etkilenmemiş gibi yaşamını sürdürmeye devam ediyor?

1980’de AT&T ve Bell tröstü dağıldı ve onbinlerce kişi işini kaybetti. Araştırmacı Salvatore Maddi ekibiyle birlikte zaten “dayanıklıkla” ilgili bir araştırmayı Bell şirketinde başlatmıştı. İşten çıkarılmalar başlayınca araştırmayı kesmedi ve 12 yıl boyunca hedeflediği kitleyi izledi. Daha önce de söylediğimiz gibi, baktıkları şeylerden biri; dayanıklı olanlarla olmayanları neyin ayırdığı idi. Örneğin çocuklukta yaşadıkları bir şey fark ettiriyor muydu? Aile ilişkileri nasıldı?

Çocuklukta Stres

İlgi çekici bir bulgu; dayanıklı olan çalışanların diğerlerine göre çocukluklarında daha çok stres yaşamış olmalarıydı. Yaşadıkları stresli durumlara kendilerinde veya aile üyelerinde ciddi hastalıklar, boşanmalar, parasal sıkıntılar, işsizlik, aile üyelerinde alkol ya da madde bağımlılığı da dahildi.

Hedefe Odaklanmak

Dayanıklı çalışanların büyük bir kısmı, anne veya babalarının onların belli bir yanlarını çok özel olarak algılamaları ve ön plana çıkardıklarını söylüyor. Bu çocukların anne ve babaları onların belli yeteneklerini ya da becerilerini ön plana çıkarıp ya onları destekliyorlar ya da çocuklarına evde bazı sorumluluklar veriyorlar. Bu çocuklar zamanla okulda, toplum hayatında ve iş yaşamında mutlaka belli hedeflere odaklanan bir yaşam tarzı geliştiriyorlar.

Özgüven

Bu çocuklar okulda ya öğretmenleri ya da diğer büyükleri tarafından ayrılıyorlar ve özel bir ihtimam görüyorlar. Bu onların kendilerine olan güvenlerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Dayanıklılığı yüksek olan çalışanlar öğrenmeye çok açık oluyorlar ve bundan keyif alıyorlar. Dayanıklı çalışanlar çocukluklarında zorluklarla karşılaştıklarında, yetişkinlerin yardımını ve desteğini çok rahat kullanabiliyorlar.

Dayanıklılığı yüksek olan çalışanlar çocukluklarında ne öğrendiler diye soracak olursak, şöyle diyebiliriz:
1. Yaşama bağlanmayı
2. Başlarına geleni olumlu bir biçimde etkilemeyi, yani yaşamı kontrol altında tutmayı
3. Yaşamın akışı içindem meydana gelen değişiklikleri gelişmelerini sağlayacak bir biçimde kullanmayı.

Buna karşılık, dayanıklılığı düşük olan bir kısım çalışanlar, çocukluklarında anne ve babalarının kendilerini aile normlarına, değerlerine ve kurallarına katı bir biçimde uymalarını istediklerini söylüyorlar. Ebeveynlerinin kendilerini öyle pek özel olarak algıladıklarını ve destek gördüklerini de pek hatırlamıyorlar.

Dayanıklılığı düşük grup öğretmenlerinden çekiniyorlar ve uzak duruyorlar. Okulda gerekeni yapsalar bile kendilerini vermiyorlar. Okulda başarılı olsalar bile sosyal açıdan kendilerini eksik hissediyorlar. Erken yaşlarda yaşamın sorunlarından kaçınmayı öğreniyorlar. Bu da yaşama yabancılaşmayı getiriyor.

Haftaya devam.
18.01.2009

Benzer İçerikler :

Ben Kimim?

İnsanların sosyal hayvan olduklarını ileri süren sosyal psikologlar, onlara elbette hakaret etmeye çalışmıyorlar. Sosyal ortamların, kitlelerin, grupların ve ...

İkna ve Etkileme: Herşey Karşılıklı İlkesi

Birkaç haftadır, ikna ve etkileme konularından söz ediyoruz. Hatırlarsanız geçen hafta,  ikna ve etkileme süreçlerindeki zaaflarımızdan söz etmiştik. Bu ...

Güvenli Bağlanma 2 (Harlow'un Maymunları 2)

Geçen hafta bağlanmanın doğası, yaşamımızda ne kadar önemli yeri olduğu, bağlanmanın oluşumunda meydana gelecek tersliklerin neye mal olabileceği üzerinde ...

En iyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar?

Geçen hafta, “yönetim modeli” oluşturmak söz konusu olduğunda, giderek ağırlık kazanan ve bilimsel araştırmaya dayanan bir eğilimden söz etmiştik. ...

İlginizi Çekebilir :

Keşif Anlarını Desteklemek

İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...

Beyin Ergonomisi

Kalite ve Verim İçin İş Yeri Tasarımı Ergonomi, çalışanların iş yeri ile uyumunu inceleyen bir bilim dalı. Bu kelime Yunanca ‘ergon’ yani ...

İlişkiler ve Mutluluk - 2

Geçen hafta sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluktan söz ettik. Sosyal ilişkilerimizin alışkanlıklarımızdan sağlığımıza kadar ne ölçüde etkili ...

İkincil Travma: Travmanın Domino Etkisi

Hatırlarsanız sizlere daha önceki yazılarımda travmanın ne olduğundan ve birey üzerindeki olumsuz etkilerinden söz etmiştim uzun uzun. Bu hafta ise, medya ve ...