Emre Konuk

Genç Terapistlere Altın Öğütler

Bizim meslek, yani terapi işi bir garip iştir. İnsanlar ne kadar çok mutsuz olurlarsa biz de o kadar çok para kazanırız. Yani Red Kit’in cenaze levazımatçısı gibi. Neyse ki insanların dertlerinden arınmaları gibi bir durum yakın tehdit oluşturmuyor.

Başka gariplikler de vardır. Örneğin, dünyanın tüm mesleklerinde işini yapamazsan hesap sorarlar. Hiç değilse paranı vermezler. Yani binayı yamuk oturtan mimar parasını tahsil edemez, hatta belki bir daha iş de alamaz. İşini yapamayınca hesabını vermeyen tek meslek erbabı psikoterapisttir. Daha da hazini, işi hallolmayan danışan, bir de iyileşemediği için özür dilemek zorunda hisseder kendini. Yani usta terapist, işini beceremeyince danışanına suçluluk duygusu yaşatan ve özür dileten terapisttir. Bir de danışanını en az iki seansta bir, ne yapıp edip ağlatacaksın. Bunu beceremezsen bil ki paranı hak etmiyorsundur. Yani danışan bu fikre kapılabilir.

Terapiler Nasıl Uzatılır

Hadi açılmışken bir kaç meslek sırrı daha vereyim. Ne de olsa mesleğin eskisi olarak gençlere yol göstermek gibi bir misyonumuz var. İşini bilen terapist, terapiyi mümkün olduğu kadar uzatır. Ne kadar çok seans, o kadar çok para. Düz mantık. Bir kere daha işin başında danışanını eğitirsin. Bu meselelerin öyle aceleye getirilemeyeceğini anlatırsın. Yani bozulması yıllar almış bir işin tamirinin de zaman alacağını, hayır bayağı zaman alacağını söylersin. Bir kısmı beyni yıkanmış, bir kısmı da zihin özürlü saf terapist, durup dururken “Kısa Süreli Terapiler” diye bir şey çıkardılar zamanında. Tabii sorumluluk sahibi, ciddi meslek örgütleri bu şarlatanlığa prim vermedi ve derhal bu kendini bilmez güruhu örgütlerinden uzaklaştırdılar. Bunların büyük çoğunluğunun eski komünistler olduğu biliniyor. Az bir kısmı için ise başka dedikodular var. Burada açıklamam doğru olmaz.

Terapileri uzatmanın değişik yöntemleri vardır. Bir kere mesleği seçerken uyanık olacaksın. Sakın yanılıp “Kısa Süreli Terapi” eğitimine filan yönelmeyeceksin. Bunları cazip kılmak için değişik pazarlama taktikleri uygularlar. Dikkatli olacaksın. Yok efendim “daha çabuk öğrenilirmiş, danışanın sorunları daha kısa zamanda hallolurmuş” filan. Bir kere bil ki, rakibin 10 adet danışan bulup haftada dört seansla birkaç yılını geçirebilirken, sen aynı sürede on misli danışan bulmak zorundasın. Yani ciddi bir haksız rekabet var burada. Sen geri zekalı mısın?

Terapinin nasıl uzatılacağını en iyi Psikanalist olursan öğrenirsin. Eğitimi biraz uzun ve zahmetlidir, ama değer. Sonra çok rahat edersin. Bir kere Psikanaliz yöntemi bir sürü faktörü sağlama almıştır. Danışan konuşur, sen ağzını bile açmazsın. Koca bir seans geçer, tek kelime etmeyebilirsin. Oturma düzeni bu durumu kolaylaştırır. Danışan kanepede yatıyordur. Sen onun arkasındasındır. Yani seni göremez.

Danışan senin konuşmadığından, sorularına cevap vermediğinden şikayet ederse, hemen bunu, “zamanında danışanın ihtiyaçlarına cevap vermemiş olan anne veya baba sorunsalına” bağlarsın. İtiraz edemez. Başlarda danışanların bu duruma isyan etmemelerine, “manyak mısın lan sen” filan gibi sözler sarfetmemelerine şaşırırsın. Zamanla kanıksarsın. Tek dikkat edeceğin şey sinirlerine hakim olmaktır. Sakın provokasyona gelme. Arada bir “Hmm” gibi sesler çıkar. Çünkü senden arada bir hiç ses çıkmazsa dönüp “ne yapıyor bu adam” diye bakar. Uygunsuz bir pozisyonda yakalanabilirsin. Bu “Hmm” sesine vereceğin ton çok şey söyler danışana. Bazen anlayışlı anne, bazen da bu gidişten hoşlanmadığını oğluna kibarca ileten baba olursun. Bunlar zamanla edinilecek tecrübelerdir.

Terapiyi uzatmanın en sağlam yollarından biri, aslında ortada pek de bir problem yokken sanki dünyanın sonu gelmiş gibi bir hava yaratabilmektir. Bu yöntem en çok çocuklarının ruh sağlığı ile fazla ilgilenen anneler ile çalışır. Örneğin çocuk okula başlamıştır. Hoca “kedinin bacağını ilk günden ayırma” taraftarıdır. Hafif çocuğu silkelemiştir. Tabii yavru ne yapsın, “gitmeyeceğim okula” gibi sağduyulu laflar ediyordur. Anne de o telaşla kucağına düşer. Hiç elleşmesen çocuk okuluna gidecektir.

Ama senin işin bu durumdan vazife çıkarmaktır. En kolayı, çocuğun annesine annenin de çocuğa fazla bağımlı olduğunu söylemektir. Yani yukarda madde 3’te belirttiğim gibi, annenin kendini suçlu hissetmesini sağlarsın. Hemen arkasından da çocuğu bırakır anneyle uğraşırsın. Bu arada çocuk okula gitmeye zaten başlamıştır bile. Ama anneyle yıllarca uğraşabilirsin. Kafanı kullanırsan kafadan 10 yıl senindir. Arada terapiyi bırakmaya yeltenirse, artık ne yapacağını biliyorsun: Kendisiyle yüzleşmekten kaçındığını, kaçtığını söylersin. Unutma, insanları kontrol etmenin en ucuz, en etkin, en verimli yolu; onlara kendilerini suçlu hissettirmektir.

Neyse burada kesmek zorundayım. Lafı uzattığımda yazı işleri kendi kafasına göre bizim yazıyı hadım ediyor. Ama daha önemlisi bedava iş bu kadar olur. Daha fazlasını istersen eğitimlerime katılacaksın. Önümüzdeki hafta “Danışana Çaktırmadan Seansta Nasıl Uyunur” atölye çalışmam var. En çok rağbet göreni de budur. Beklerim.

13.11.2005

Benzer İçerikler :

İşte Mutluluk - III

Geçtiğimiz haftalarda iş hayatında mutlu hissedebilmek üzerine konuşmuş; birçoğumuzun, işi, tamamen zevkten yoksun bir zorunluluk olarak gördüğünü ve başta...

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 1

Önümüzdeki haftalar sizlere zihnimizin nasıl çalıştığı, inançlarımızın algılarımızı, aldığımız kararları ve hatta hafıza süreçlerimizi bile nasıl etkilediği ...

Egzersiz Ve Beyin

Bazı okurlar anımsarlar; geçtiğimiz senelerde, egzersizin beyin üzerindeki çok çeşitli etkilerini konuşmuştuk. Birçoğumuzun kolunu kıpırdatmakta güçlük çektiği ...

Çocuğunuzun Güçlü Yanları - 4: Sosyal ilişkiler

Çocuklar bugün Facebook, myspace gibi alanlarda yüzlerce arkadaş edinebiliyor olsalar da, araştırmalar bu arkadaşlıkların gerçek dost sayısını belirlemediğini ...

İlginizi Çekebilir :

Akıldışının Cazibesi

Daha önceki yazılarımızda, insanın tamamen rasyonel bir varlık olduğu varsayımı üzerine konuşmuş, bu varsayımın, bilimsel arka planının zayıflığından v...

Eğitimde Dönüşüm - V

Geçtiğimiz hafta, ideal yaklaşımı benimseyen öğretmen ve okulların uygulamada kullandıkları yöntemlerden bahsetmiş ve yaklaşımlarının, geleneksel yaklaşıma...

Sevgi Bağımlılığı

Efendim malumunuz geçen hafta 14 Şubat Sevgililer Günü idi. Her yıl olduğu gibi çiçekler, böcekler, tek taş yüzükler alındı, rezervasyonlar yapıldı. Etra...

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 5

Geçen hafta sizlere zihnimizin inançlar karşısında kanıtları bile nasıl göz ardı edebildiğini gösteren bazı olay ve çalışmalardan söz etmiştim. Buna en iyi...