Tsunami Bölgesinde Müşteri Memnuniyeti
Önce öğreniyorlar. Annelerle sık bir araya geliniyor. Eğitmenlerin hepsi travma eğitimi almış. Bilgilendiriyorlar. Terapi yok. Çocuklar ve anneler “sahip çıkıldıklarını” hissediyor. Budist rahipler gelip gidiyor. Vatandaşla mesafeli bir ilişkileri var.
Su tsunami mağduru. Kızını kaybetmiş. Deniz dalgalar gelmeden önce çekilmiş. Balıklar ortaya çıkınca kızına “koş balıkları topla” demiş. Bilenler kaçmaya başlamış. Dalgalar vurunca herkes bir tarafa savrulmuş. Su da tesadüfen hayatta. Bir süre kızını ölüme gönderdiği için kendini suçlamış. Yeni Katolik olmuş. Buna nasıl karar verdiğini, kimlerden nasıl yardım aldığını soruyorum.
Budist Rahiplerin insanlara tepeden baktığını, acılarını giderecek bir şeyler yapmadığını söylüyor. “Peki sen acılarını dile getirdiğinde ne söylediler” diye soruyorum. “Bunun benim karmam olduğundan, reenkarnasyondan söz ettiler”. Bu su için şu demek: Kızım evrimini tamamlamak için bir daha dünyaya gelecek. Ama belki de hamam böceği olarak gelecek. Peki Su’nun acıları? Kader işte, yapacak bir şey yok. Kısacası Budist Rahipler müşteri memnuniyeti söz konusu olduğunda sınıfta kalıyorlar. İçerik de, paketleme de kötü. Atıf hoca ders diye okutsun işte.Katolikler ise çocuğunun cennete gittiğini, kendisi de ölünce kızıyla cennette buluşacağını söylüyor. Tabii iyi Hristiyan olursa. Bunlar ağır travma yaşamış, çocuğunu kaybetmiş, kocası neredeyse yatalak kalmış Su’nun işitmek istiyeceği şeyler. Bir tek inanması gerekiyor. O da onu yapıyor.
3000 yıllık birikimi, son derece dünyevi tutumu, yaşama çok yakın oluşuyla, sıkıntılardan kurtulmak ve mutlu bir yaşam için bir sürü pratik geliştirmesiyle, Batı’nın terapi anlayışını derinden etkilemiş olan Budizmin buradaki yansımasına üzülüyorum. Binlerce yıldır halkın bağışlarıyla varlığını sürdüren bir “kurumun”, ölüleri tapınaklara kabul etmenin dışında bir hizmet vermesi beklenirdi. Bir kere daha Batı’nın teoriyi yaşama sokma alışkanlığına şapka çıkarıyorum. Budizm’in geliştirdiği pratiği ben 10.000 km. öteden gelip Khao Lak’ta tsunami mağdurlarına farklı bir paket içinde sunuyorum, ama buluşun sahibi Budist Rahip yanı başımda neye sahip olduğunu bile bilmiyor. Kurallar işliyor. İstediği hizmeti alamayan Su rakip firmaya kaçıyor.
Katolik’lerle ne hedeflerde ne de ilkelerde çatışıyoruz. Birlikte çalışabiliriz, diyoruz. Hizmeti verenler de, alanlar da memnun. Bölgede örgütlenen diğer yardım kuruluşlarıyla da anlaşıyoruz. Şimdi iş; Thailand’lı meslek ve sivil toplum örgütlerinin ve akademik kurumların projeyi sahiplenmesine yardımcı olmak. Bakalım bizi Bangkok’ta neler bekliyor.
Yıllar önce uluslararası bir psikoloji kongresi düzenlemiştik.
26.06.2005
Benzer İçerikler :
Mutluluk Satın Alınabilir mi? İlerde mutluluktan çok söz edeceğiz: Mutluluğu tanımlıyabilir miyiz? Formülü var mıdır? Sürekli bir mutluluktan söz edebilir ...
Geçen yıl yurt dışındaki bir kongrede “Stres ve Felaket Anında Liderlik” başlıklı bir çalıştaya katılmıştım. Diskotek yangınlarından, 11 Eylül New ...
Geçtiğimiz hafta, yakın dönemde yapılan bilimsel çalışmalar aracılığıyla iki/çok dilli yetişmenin beyin gelişimi ve bilişsel becerilere sağladığı yararlardan ...
Scientific American Mind dergisinin editörü Mariette DiChristina, yaratıcılık konusunda farklı bakış açıları ve geçmişleri olan üç önemli uzmanla; Fordham...
İlginizi Çekebilir :
Başarılı yöneticilerin nasıl güçlü iş yerleri yarattıklarına dair bugüne kadar sayısız kitap yayımlandı. Son 20 yıl içersinde birbirinden farklı yaklaşık 9000 ...
Son bir kaç yazımda değişimin örgüt kültürü ile ilişkisi üzerinde durmuş, liderin ve yönetimin örgüt kültürünü yerleştirmede oynadığı önemli rolün üzerinde ...
Çiftlerle uğraşırken, kimin değişebileceği kimin değişemeyeceği konusu seanslarda kader gibi eninde sonunda gündeme gelir: “Bu yaştan sonra bir insan...
Son iki haftadır, insana dair çok tartışılan"doğa mı (genetik mi) yoksa yetiştirilme mi (çevre mi)?"sorusundan bahsediyor ve bu meşhur soruya bir...

