23 Nisan Bildirisi
Çocuklar bize yaşama gücümüzü verirler. Hayatın yenilendiğini, çocukların sınırsız, çıkarsız sevinçlerinden fark ederiz. Bazen yaşama nedenimizdirler; bazen beklenmedik bir anda bizi fazla ‘büyüklere özgü’ küçük sıkıntılardan sıyırıp kendi güleryüzlü dünyalarına alıverirler. Onlara hep kendimizin, ailemizin, ülkemizin geleceği olarak bakarız. Onlarda geleceği görmek için elbette birçok haklı nedenimiz vardır. Ancak, günümüzün dünyasında, çocukların hak etmedikleri ve sonuçlarını kaldıramayacakları davranışlara maruz bırakıldıklarını biliyoruz. Bu sadece yoksulluk, yoksunluk, cehalet, dışlanmışlıkla ilgili bir konu değil. Çocuklar sadece maddi olanaksızlıklar ve bilgisizlik nedeniyle büyüklerin kötü muamelesine, ihmaline maruz kalmıyorlar. Çocuğa, çocukluğunu travmatik bir deneyim olarak yaşatan ve gündelik hayatta kimi zaman görmezden gelinen, hatta bazen alkışlanan davranışlar da var. Çocukları reklam malzemesi yapmak, onları ‘büyümüş de küçülmüş’ rollerde cesaretlendirmek, televizyonlarda gösteri dünyasının hızla tüketilen malzemeleri yapmaktan çekinmemek, onları dehşet verici bir şekilde, erişkinlerin cinsel oyunlarının ve görüntülerinin taklitlerini yapmaya teşvik etmek de, ruhlarında, fiziki şiddet uygulamak kadar kalıcı izler bırakır.
Çocuklar, biz erişkinlerin ne oyuncağıdır ne projesi. Onları sorumlu birer insan olarak yetiştirmek, benzerlerine adil davranmayı öğretmek, bizlerin ebeveyn, öğretmen, yönetici olarak başlıca sorumluluğumuzdur. Çocuklar bizim ne öfkemizin adresi ne hırsımızın uzantılarıdırlar. Çocukları, bencil arzularının gerçekleşmesi yolunda başkalarını çiğneyip gidebilecekleri, kişiliklerine saygı duymadan onları harcayıp tüketebileceklerini değil, insanca bir paylaşım ahlakının doğruluğunu vurgulayarak büyütmeliyiz. Ebeveyn yaklaşımımızdan hükümet politikalarına kadar, çocuklar incelikle, özenle korunarak yetiştirmelidirler.
Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde, çocukların, çocukluklarını yaşamaya zaman, olanak ve ortam bulamadıklarını biliyoruz. Çocukların sadece canlarını yakmamaktan değil, aynı zamanda, onların ruhlarını da incitmemekten sorumlu olmalıyız. Çocuklara özgü bayramı olan tek ülke olmakla övünmeye kuşkusuz hakkımız var; ama bu bizi, övüncün karşılığı olan dengeli sevgiyi çocuklarımıza vermekle yükümlü de kılıyor. Çocuklarımızı yetiştirdiğimiz şekilde bir insanlık hayali kurduğumuzu unutmayalım.
Çocuklar umuttur.
Uzman Psikolog Ayşen Kayahan - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Benzer İçerikler :
Uzun ve yorucu bir okul döneminden sonra nihayet beklenen yaz tatili aylarına gelmiş bulunuyoruz. Sınavlar, dersler, erken kalkma zorunlulukları gibi birçok ...
Günümüzde ülkemizdeki kadınların, aile bütçelerine katkıda bulunmak, ekonomik özgürlüklerini kazanmak, kariyer yapmak, yeni bir çevre edinmek, eşinin yanında ...
Aileye katılan yeni bebek, herkes için köklü bir yeniliktir. Bu duruma uyum sağlamak tüm aile üyeleri için bir ihtiyaçtır ve zaman gerektirir. Anne, baba ve ...
Çocukların psikososyal gelişimi, sağlam kişilik yapısı, okul ve derslerdeki başarısı ana babanın yaklaşım ve ilgisiyle de yakından ilgilidir. İletişime açık,...
İlginizi Çekebilir :
Okulların 1 hafta tatil olması, sonrasında ise eğitime bir süre uzaktan eğitim ile devam edilecek olması haberi sonrası korona virüs, ailelerin ve çocukların...
Şimdiye kadar zekanın tanımı konusunda pek çok anlayış geliştirilmiştir. Eski anlayışa göre zeka, doğumla birlikte belirlenmiş olan, sabit ve kesinlikl...
Çok çalışıyorsunuz, kafanızı işten güçten kaldıramıyor, çocuğunuzla yeterince vakit geçiremiyor musunuz? Ne yapmalısınız? DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü,...
Bu gün her yaş grubundan, bebekler dahil, pek çok çocuk televizyon dizilerinde ya da sinema filmlerinde oyuncu olarak yer almaktadır. Geçmişte olduğu gibi ...