Facebook'tayız Çünkü...
Türkiye'de internet kullanıcılarının yüzde 90'ının Facebook hesabı var. Psikologlara göre, beğenilme ihtiyacı, sosyalleşme gereksinimi, yalnızlık, ilgi eksikliği, dolaylı mesaj verme kaygısı ya da idealindeki kişiyi yansıtma çabası sosyal medya ilgisinin nedenleri arasında...
Gün içinde sosyal paylaşım sitelerine göz atmadan duramaz hale geldik. Sosyal paylaşım sitelerinin en büyüğü Facebook'un Türkiye'deki kullanıcı sayısı şaşırtıcı düzeylerde. Socialbakers.com adlı internet sitesinin verilerine göre Türkiye, 31 milyon 247 bin 120 Facebook kullanıcısıyla dünya genelinde altıncı sırada yer alıyor. Nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı Facebook kullanıcısı olan Türkiye, bu oranla Avrupa ülkeleri içindeyse ilk sırada. Türkiye'yi 30 milyon 249 bin 340 kullanıcıyla Birleşik Krallık, 23 milyon 599 bin 740 kullanıcıyla Fransa ve 22 milyon 600 bin kullanıcıyla Almanya takip ediyor. İlk 5'e girmeyi başaran son Avrupa ülkesi ise 21 milyon 297 bin 400 kişilik kullanıcı sayısıyla İtalya.
Peki Sosyal Medyaya Olan Bu Yoğun İlginin Ardında Yatan Psikolojik Etkenler Neler?
Bu soruyu önde gelen psikologlara sorduk...
Dr. Burcu Sevim, "Medyaya her gün giriş yapmak artık bir alışkanlık haline geldi. Bunun birkaç nedeni var. İlk sıralarda 'ulaşabilirlik' ve 'ulaşılabilirlik' sayılıyor," diyor. Sevim, şu anda 18-33 yaş arasında olan Y kuşağının önceki nesillere göre bu teknolojiye daha kolay adapte olmasıyla sosyal medyanın günlük yaşamda önem kazandığını vurguluyor. Türkiye nüfusunun önemli kısmını Y kuşağının oluşturduğunu hatırlatan Sevim şunları söylüyor: "Ne kadar takipçinin olduğu, kimin neyi beğendiği, hangi videonun en çok tıklandığı gibi değerlendirme ölçütleri var. Ve bu ölçütlerle beraber paylaşım olanağının artması, paylaşımlara yorumlar yaparak fikir alışverişinin sağlanması, ünlülerin, takımların, devlet adamlarının, markaların takip edilerek onlarla farklı bir iletişim boyutunun oluşması sosyal medya kullanımını destekliyor."
Patalojik Durumlara Dikkat!
Sosyal medyanın kişilere kimlerin göreceğini kontrol edebildikleri, böylelikle kendini rahatlıkla ifade edebildiği bir ortam sağladığını anlatan Burcu Sevim, "Böylelikle toplumsal kurallardan ve değerlendirmelerden bağımsız bir ortam oluşuyor," diyor.
Para / 10.03.2013
Yazının devamını pdf formatında okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Sonuca bağlanmayan tartışmalar, suçlamalar, kıskançlık, büyütülen sorunlar... Bütün bunlar bir evliliğin baştan yürüyüp yürümeyeceğini gösterebilir. İşte ...
Cep harçlığının verilmesi, aileden aileye değişiklik gösterse de, çevresindeki arkadaşlarından çok farklı kalmayacağı bir yaşta başlamalıdır. Bu konudaki asıl ...
Son zamanlarda artan terör olayları ve darbe girişiminden sonra, belki de gelecek kaygısını en yogun hissettiğimiz günleri yaşıyoruz. Bu ortam, bazı ...
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün, düzenli olarak gerçekleştirdiği online eğitim programı DBE Webinarlar, Eylül ayı itibariyle yenide...
İlginizi Çekebilir :
Çocuğunuz, "Anne biliyor musun ben Ali ile evleneceğim" ya da "Baba ben Neşe'ye âşık oldum" diyorsa şaşırmayın ve dalga geçmeyin. Nasıl ...
Orhan Veli o ünlü dizeleri yazdığından beri değişen çok bir şey yok. Hava. bulut, dere. tepe hâlâ bedava. Ama git gide yalnızlaşan insanın en büyük...
İnsanın sağlığının temeli, hamilelik döneminde, anne karnındayken başlıyor. Annenin duygusal sisteminin bir parçası olarak büyüyen bebek, onun yeme içm...
Araştırmalara göre kadın liderler, kurumların kârlılığını artırıyor. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden müşteri ilişkileri danışmanı Rabia Ertan, ...









