Gözlük ve diş teli, dost mu düşman mı?
Bazı çocuklar fiziksel gelişimlerini sorunsuz tamamlayabilirken, bazıları göz ve ağız sağlığı açısından çeşitli aksesuarlar kullanmak zorunda kalırlar. Bu aksesuarları kullanan çocuklar, hem fiziksel hem de psikolojik anlamda birtakım zorluklar yaşayabiliyor. Peki, çocukların kullanmak zorunda oldukları aksesuarlarına rahatlıkla alışmaları mümkün mü? Alışma sürecinde, aileler çocuklarına nasıl destek olmalılar?
Çocuklar, doğumdan yetişkinliğe kadar fiziksel, sosyal ve zihinsel anlamda farklı hız ve yapıda gelişim gösterirler.
Fiziksel açıdan gelişimlerini tamamlarken bazı çocukların daha iyi ve sağlıklı bir görünüme kavuşmaları için gözlük veya diş teli gibi bazı tıbbi aksesuarları kullanmaları gerekiyor. Ancak bu aksesuarları kullanmak, bazen dost, bazen düşman olabiliyor. Gözlük veya diş telini bazı çocuklar bir anda benimseyebildiği halde bazıları çeşitli sorunlar yaşayabiliyorlar.
2014 yılında İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yedinci sınıfta okuyan 2676 ergende gözlük takma ile öz-güven arasındaki ilişkileri saptamak amacıyla gerçekleştirilen bir araştırmaya göre*; gözlük kullananlarda öz güven, kaygı, davranış ve rahatlık, zihinsel ve okul durumu puanının; gözlük kullanmayanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Gözlük ve diş teli gibi aksesuarlar çocukların sorunlarla mücadelede problem çözme yeteneğini geliştirse de, bu sonuç, her çocuğun söz konusu süreci sorunsuz atlatacağı anlamına gelmiyor. Peki, tıbbi aksesuar kullanan çocukların alışma sürecinde aileler ne yapmalı? Çocuğuna nasıl destek olmalı?
Uzman Klinik Psikolog Ayşegül Moral, ihtiyacı saptanan her çocuğun bu aksesuarları kullanmak zorunda olmadığına ancak kullanmak zorunda olan çocukların birtakım farklılıklar yaşadığına dikkat çekiyor. Moral, “Öncelikle gözlük ya da diş teli kullanmaya başlayan çocuklar, fiziksel olarak bazı kısıtlılıkları yaşamak zorunda kalabiliyor. Özellikle alışma evresinde, gözlük kullanan çocuk, eskisi kadar rahat koşup oynayamazken; diş teli takmaya başlayan çocuk da her şeyi özgürce yiyemeyebilir. Diş teline alışma süreci biraz ağrılıdır ve çocuğun yediklerini kontrol etmesini gerektirir. Diş teli kullanmaya başlayan çocuk, bazı yiyecekleri belirli bir süre için tüketemezken, bazı yiyecekleri yemesi tamamen yasaklanabilir. Böyle bir durumda çocuğun diş teli takmaya karşı olan direnci daha da artabilir” dedi.
Alışma Sürecinde Ailelere Büyük Sorumluluklar Düşüyor
Çocuklarda sıklıkla karşılaşılan bu olumsuz süreci atlatma konusunda aileleri birtakım görevlerin beklediğini belirten Moral, “Çocuğuna bu tip aksesuarları taktıracak ebeveynler, önce durumu çocuklarına açıklamalıdırlar. Ancak bu şekilde, çocuk yeni durumuna daha kolay alışabilir. Ayrıca çocukların kendi zevklerini yansıtabilecekleri ürünleri seçmesine izin vermek de çocukların kullanacakları ürünü sevmelerine yardımcı olacaktır. Örneğin, diş tellerine takılan renkli lastikler ya da çocuğun sevdiği karakter baskılı gözlükler bu süreci kolaylaştırabilir” dedi.
Çocuklar için bu sürecin olumsuz yanlarını atlatmaya yardımcı olacak davranışların geliştirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Moral’a göre; “Sürecin başından itibaren çocukların akıllarına takılan sorulara doğru cevaplar verip, duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak gerekiyor. Ayrıca karşılaşacakları alay etme durumlarıyla nasıl başa çıkacaklarını öğretmek de ailenin bir diğer önemli görevi olarak yer alıyor. Başka çocukların alay etmesini önemsememek, öfkelenmek yerine tepki vermemek, ortamı terk etmek gibi davranışların çocuğa öğretilerek çocuğun baş etme becerilerinin geliştirilmesi gerekiyor.”
Çocuğun kendini yanında rahat hissettiği arkadaşlarıyla ilişki kurması gerektiğini vurgulan Moral, “Eğer çocuğunuz için gözlük ya da diş teli takmak çok zor ise öncelikle onun duygularını dinleyip anlamaya çalışmalısınız. ‘Herkes takıyor’, ‘Ne olacak ki’, ‘Takmazsan şöyle olur’ gibi cümleler yerine öncelikle onun rahatsızlığını dinlemek ve ne hissettiğini öğrenmek önemlidir. Akabinde, çocuğun kaygılarını azaltmak için destek olmak ve bu tür aksesuarların onun kişiliğini değiştirmeyeceğini ona anlatmak gerekir” dedi.
13.01.2016
Benzer İçerikler :
Evlilik belki de bir ilişki için en zorlu sınavlardan biri. Özellikle ilk yıllar çiftler için zorlayıcı olabiliyor. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu’nun ...
Doğum öncesi yaşamın başladığı anne karında, "bebek annenin tüm hislerinin farkında... Yaşadığınız stres onu etkiliyor, stresin düzeyi artıyorsa destek ...
6 aydan uzun süren şiddetli yorgunluk hissi, kas ağrıları, aşırı uzamış bitkinlik ve hastalık, hafıza ve konsantrasyonda bozulma gibi şikayetleriniz varsa siz ...
Tatil bitti. Evde okul gerginliği yaşanıyor olabilir ama her şeyi kontrol altına almak sizin elinizde. Bu dönemde uzmanlar ebeveynlerin imdadına yetişecek...
İlginizi Çekebilir :
Yenibiris.com anketlerine göre çalışanların yarısından fazlası yeteri kadar takdir edilmediğini ve bu konuda yöneticilerin adil davranmadığını düşünüyor. Bu ...
"Belki sadece gitmeyi seviyorsunuz; kaçıyor da olabilirsiniz" Jack Kerouac Aslında her şey, büyük şehir stresiyle başlamaz, her şey, ...
Türkiye genelinde 17,5 milyon öğrenci bugün karne alıyor. MEB, "ödev verilmesin" uyarısında bulundu. Ancak uzmanlar "Sadece eğlenceye değil, ...
Bir ilişkide insan karşı taraf hakkında her şeyi bilebilir mi? İnsanların evlilikte dahi eşinden sakladığı sırları olabilir mi? Peki bu sırlar, ...









