Emre Konuk

Fast Food ve Depresyon

“Fast food” hakkında senelerdir pek çok ÅŸey yazılır, çizilir. Özellikle fiziksel saÄŸlık bakımından olumsuz koÅŸullar ile iliÅŸkisini ortaya koyan çeÅŸitli bilimsel çalışmalar mevcuttur. Ancak birçoÄŸunun varsaydığı gibi fast food yalnızca fiziksel saÄŸlık ile iliÅŸkili deÄŸil; son dönemde yapılan çalışmaların da gösterdiÄŸi gibi, psikolojik saÄŸlık ile de baÄŸlantılı. Bugün, geçtiÄŸimiz ay Public Health Nutrition dergisinde yayımlanan ve fast food ile depresyon arasında bir iliÅŸki olduÄŸu sonucuna ulaşılan bir çalışmadan söz edeceÄŸiz.

İspanya’nın Universidad de Las Palmas de Gran Canaria ve Universidad de Navarra adlı üniversitelerinden araÅŸtırmacılar tarafından gerçekleÅŸtirilen araÅŸtırmada, yaklaşık 9.000 kiÅŸi, fast food tüketim sıklığı, ve 6 yıllık takip süresi sonrasında, klinik ölçütlerde depresyon tanısı bakımından deÄŸerlendirildiler.

AraÅŸtırmacılar, katılımcılara SUN adı verilen araÅŸtırma projesi aracılığıyla ulaÅŸtılar. SUN projesi, her yeni dönemde üniversite mezunlarının katılımcı havuzuna dahil edildiÄŸi, dolayısıyla sürekli olarak yeni katılımcıya ulaÅŸma ve yeni veri toplama olanağı oluÅŸturulan bir proje. Projenin katılımcı havuzundaki bireyler çalışmaya dahil edilmeden önce, araÅŸtırmacılar, araÅŸtırılmak istenen iliÅŸkiyi deÄŸerlendirmeye engel oluÅŸturabileceÄŸi düşünülen çok önemli bir faktörü; “geçirilmiÅŸ depresyonu” eleyebilmek amacıyla ön deÄŸerlendirmeye tabi tutuldular. Bu deÄŸerlendirme ile geçmiÅŸte klinik ölçütlerde depresyon tanısı almış yahut antidepresan ilaç kullanmış olan bireyler, çalışmanın dışında tutuldular. Bu, depresyonun, fast food ve depresyon iliÅŸkisini daha güvenli bir biçimde deÄŸerlendirmek için önemli bir adımdı. GeçmiÅŸte depresyon tanısı almış veya antidepresan kullanmış bireylerin yanı sıra, kardiyovasküler sistem, diyabet, ve hipertansiyon rahatsızlıkları olan kiÅŸiler de çalışmanın dışında bırakıldılar.

Bu araştırma kapsamında, her bir katılımcıya çalışmanın daha başında, fast food tüketim sıklıklarını ölçümleyen birer anket verildi. Bu anket ile katılımcılar; hamburger, pizza, sosis gibi bir grup, ve hazır olarak satılan kek, çörek gibi diğer bir grup hızlı tüketim gıdalarını tüketme sıklığı bakımından değerlendirildiler. Daha sonra, araştırmacılar, katılımcıları genellikle tükettikleri besin tipi bakımından beş farklı gruba ayırdılar. Bu aşamadan sonra, her bir katılımcı yaklaşık altı yıllık bir süre boyunca takip edildi. Altı yıllık süre sonrasında, araştırmacılar, katılımcılara posta yolu ile ulaştırdıkları ikinci bir anket aracılığıyla, bu süre zarfında depresyon geçirip geçirmediklerini ve antidepresan kullanıp kullanmadıklarını araştırdılar.

Toparlayacak olursak, geçmiş depresyon tanısı bulunmadığı ve antidepresan ilaç kullanımı olmadığı düşünülen katılımcılar, çalışmanın başında beslenme alışkanlıkları ve aradan altı yıl gibi bir süre geçtikten sonra, çalışmanın sonunda depresyon tanısı bakımından değerlendirildiler.

Araştırma kapsamında fast food tüketim sıklığı ve depresyon/ilaç değişkenlerine ek olarak, katılımcıların beslenme alışkanlıklarını etkileyebileceği düşünülen diğer bazı değişkenler de incelendi. Cinsiyet, yaş, kütle beden indeksi, fiziksel hareketlilik seviyesi, sağlıklı besin tüketimi bu değişkenlerden bazılarıydı. Araştırmanın başında elemenin zor veya problematik olabileceği bu değişkenler testler ile ölçüldükten sonra, depresyon üzerindeki olası etkileri istatistiksel analizler aracılığıyla kontrol altına alındı. Böylelikle, tamamen olmasa da, fast food ve depresyon ilişkisini incelerken araya girebilecek olan faktörlerin bir kısmının etkisi denklemden çıkarıldı.

Çalışmanın sonunda 8.964 katılımcı arasından 493’ünde klinik ölçütlerde depresyon görüldüğü belirlendi. Fast food tüketimi en az olan ile fast food tüketimi en çok olan iki grup arasında, depresyon riski bakımından anlamlı bir farklılık tespit edildi. En çok tüketenler, en az tüketenlere göre yüzde 37 daha yüksek risk taşıyorlardı.

Haftaya sonuçlarla ilgili konuşacağız.

Kaynak

Sánchez-Villegas, A., Toledo, E., de Irala, J., Ruiz-Canela, M., Pla-Vidal, J., & Martínez-González, M. A. (2012). Fast food linked to depression. Public Health Nutrition, 15(03), 424-432.

12.04.2012

Benzer İçerikler :

Döngüleri Kırmak 2

Geçen hafta, nerede kronik hale gelmiÅŸ, aşılamamış bir sorun varsa orada sorunu aÅŸmak için bulduÄŸumuz çözümün ya da çarenin kendisinin sorun haline...

İkna ve Yaptırım: Belirsizlik Varsa Benzerlerime Bakarım

Toplumsal Kanıt İlkesi Bundan 30 yıl kadar önce, İnsan Tarikatı adlı bir tarikatin üyeleri, San Fransisco’dan kalkıp Güney Amerika’daki bir ...

Nasıl Zayıflayacağız?

Önce geçen haftayı bir özetleyelim: 1. Düşük karbonhidratlı gıda rejimlerinde insanlar diğerlerine göre çok daha fazla kilo verdiler, acıkma tetiklenmediği ...

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 7

Nedeni Yanlış Anlamak II Geçen hafta sizlere, insanların nedensel çıkarımlarda bulunurken yaptıkları bazı hatalardan bahsetmiştim. Bu hafta, bu mantık ...

İlginizi Çekebilir :

Zihin Ve Beden İlişkisi - II

Geçtiğimiz hafta, genlerin kendiliğinden yaşamsal ifade bulamadığını vurgulayıp sahip olduğumuz türlü fiziksel, davranışsal yahut gelişimsel özelliğin,...

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki ilişkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. Başta her tü...

Kendimizi GeliÅŸtirirken

EÅŸlerin bir ÅŸikâyetle terapiye baÅŸvurma tarihi pek de öyle eskiye dayanmaz. Eskiden yen kırılır kol içinde kalır, ya da tam tersi olabilir hesabı, çarÅ...

Sevgi Bağımlılığı

Efendim malumunuz geçen hafta 14 Şubat Sevgililer Günü idi. Her yıl olduğu gibi çiçekler, böcekler, tek taş yüzükler alındı, rezervasyonlar yapıldı. Etra...