Emre Konuk

Güçlü Yanımıza Odaklanmak

Yıllar önce 15 yaşında dikkat bozukluğu olan bir danışanım vardı. Neredeyse tüm dersleri kötüydü ve okuldan atılma aşamasındaydı. Yaratıcılığı ve sahip olduğu inanılmaz yetenekleri okulda para etmiyordu. Üstelik basit ama sistemi rahatsız eden disiplin sorunları da tuz biber ekiyordu. Amerika’da bir okul bulundu. Okul yalnızca yeteneklerine odaklandı. İki yılda liseyi bitirdi. En iyi üniversiteler onu alabilmek için yarıştı. Şimdi mesleğinin en başarılıları arasında sayılıyor.

Candan Karaca, tüm dünyada en başarılı 80 bin yönetici ile yapılan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmaya devam ediyor.

Yazan: Candan Karaca, Danışman - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü

Zayıflıklarınızın Gücü

Geçen hafta, uluslararası boyutta yapılan bir araştırma sonucuna dayanarak çalışanların sadece %20’sinin potansiyellerini kullanabildiklerini söylemiştik. Yani her on çalışandan sekizi (bunlara yöneticiler de dahil), sahip oldukları yeteneklerini işlerinde yaşama geçiremediklerini düşünüyor. Bu gerçekten de dehşet verici bir oran. Peki bu noktada birey olarak ve yöneticiler olarak neler yapabiliriz?

Bu soruya isterseniz, adım adım giderek yanıt bulmaya çalışalım. Dünyaca ünlü araştırma kurumu Gallup’un son otuz yıldır kişilerin kuvvetli yönlerini ortaya çıkarmaya yönelik yaptıkları araştırmalara göre (ki bu çalışmaların başında, tüm dünyada çalışan 80.000 yönetici ile görüşme yapılarak gerçekleştirileni gelir)dünyadaki pekçok organizasyonun şu iki varsayıma göre faaliyetlerini gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır:

  1. Her çalışan, her konuda yetkin olmayı öğrenebilir
  2. Her çalışanın zayıf yanları, aynı zamanda gelişmeye de açık olanlardır.

Kendi kendinize “acaba benim organizasyonum da böyle bir organizasyon mudur” diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Dilerseniz bunu ortaya çıkarmanız için ufak ipuçları vereyim size:

1. Çalışanları eğitmek için harcanan para, onları doğru bir şekilde işe almak için harcanan paradan daha fazladır. Çalışanların performanslarını ölçmek için organizasyonun kurallarına, politikalara, prosedürlere ne ölçüde uyduklarına ve davranışsal yeterliliklerine bakılır.

2. Çalışanlara verilen eğitimlerin amacı genellikle, çalışanın becerileri ile iş için gerekli yeterlilikler arasındaki farkın kapanmasıdır. Yani eğitimin odak noktası zayıf yanların geliştirilmesidir.

3. Organizasyondaki terfiler, çalışanların kazandıkları beceri ve tecrübeye bağlıdır.Organizasyonun istediği yetkinliklere ne kadar sahip olursanız o kadar yükselir ve o kadar iyi maaş alırsınız.

Eğer yukarıda saydıklarım size tanıdık geliyorsa siz de büyük olasılıkla potansiyelini %20 kullanabilen bir organizasyonda çalışıyorsunuz ya da daha kötüsü böyle bir organizasyonu yönetiyorsunuz demektir. Böyle bir organizasyonda çalışıyor veya yönetiyor iseniz, sahip olduğunuz yeteneklere, kuvvetli yönlerinize odaklanılmasını beklemeyin. Bu tür şirketlerde, çalışanların kuvvetli yönleri zaten garanti altına alınmış varsayılır ve zayıf yönler üzerinde durulur. Elbette bu durumda, çalışanların kuvvetli yönlerine eğilmek ve organizasyonun gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak güçleşir.

Peki bu durumda ne yapılması gerekir? Bunun için yapılacak olan, başta sözünü ettiğimiz varsayımları değiştirmektir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, dünyanın en iyi yöneticileri, şu varsayımlardan yola çıkmışlardır:

  1. Her çalışanın kalıcı ve kendine özgü yetenekleri, yani güçlü olduğu yanları vardır.
  2. Beceri kazanılır ancak yetenek ya vardır ya da yoktur. Bu yeteneklerin bir kısmı diğerlerine göre daha çok gelişmiştir.
  3. Çalışanların gelişmeye açık yanları, zaten güçlü oldukları taraflar, yani gelişmiş olan yetenekleridir.
  4. Yetenekler ölçülebilir.

Bu beş varsayım, büyük yöneticilerin neden her rolde ve her pozisyonda yetenek bulmaya çalıştıklarını, neden çalışanları tek örnek çalışan stiline zorlamak yerine sonuçlara baktıklarını, neden vakitlerinin çoğunu en iyi elemanlarla harcadıklarını, yani kısaca, neden bilinen tüm yönetim kurallarını bozduklarını çok iyi açıklamaktadır.

Şimdi gelelim kuvvetli yönlerimizi nasıl ortaya çıkaracağız, bunları nereden bileceğiz sorusuna. Ancak bu haftalık yerimiz doldu. Haftaya devam.

16.01.2005

Kaynak

Buckingham Marcus, Clifton Donald, Now Discover Your Strengths, Free Press, 2001

Benzer İçerikler :

Akıldışının Cazibesi - III

Son birkaç yazımızda, insanın tamamen rasyonel bir varlık olmadığını hatırlatmış ve sizleri, irrasyonel tarafınızı tanımaya yönlendirmiştik. Mantığa aykırı ...

En iyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar?

Geçen hafta, “yönetim modeli” oluşturmak söz konusu olduğunda, giderek ağırlık kazanan ve bilimsel araştırmaya dayanan bir eğilimden söz etmiştik. ...

Hayatın Tuzakları

Geçtiğimiz haftalarda sizlere özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmaların ya da başka türlü ifade edecek olursak; fiziksel, duygusal ya da cinsel ...

Çekim Meselesi

Bazı okurlar bilirler; bu köşede sıklıkla psikolojik nitelikli ve diğer bilimsel olgulara yer veriyor ve yapılan araştırmalardan faydalanarak bu olguların...

İlginizi Çekebilir :

Motivasyon - III

Geçen yazımızda motivasyon kuramının tarihsel sürecini ele almış ve bunun iş dünyası için ne anlama geldiğini paylaşmıştık. Bilimin ortaya koyduğu bulgularla...

Çalışanı Kazanmak

İstersek biz de deneyebiliriz. Yarından başlayarak bir işi olan tanıdıklarımıza, çalışma arkadaşlarımıza şu soruyu sorabiliriz: “Son bir yıl içinde,...

Döngüleri Kırmak 2

Geçen hafta, nerede kronik hale gelmiş, aşılamamış bir sorun varsa orada sorunu aşmak için bulduğumuz çözümün ya da çarenin kendisinin sorun haline...

Davranışsal Ekonomi Üzerine - V

Son yazımızda davranışsal ekonomi alanındaki araştırmacıların ekonomi dünyasıyla tanıştırdıkları birtakım olgulardan bahsetmiş ve deneysel çalışmalarına...