Emre Konuk

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki iliÅŸkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. BaÅŸta her tür yağın, daha sonra da bir düzeltme yaparak hayvani yaÄŸların saÄŸlıksız olduÄŸunu öne sürdü. Ancak, Keys’in çıkarımları bilimsel gerçeklikten çok, çeliÅŸkileri görmezden geliyor olmasına baÄŸlıydı. Teorisini destekleyen bir sonuç elde etmek için, 22 ülkeye ait veri varken, yalnızca altı ülkenin verilerini kullanmış, teorisi ile uyumlu olmayan grupları dışarıda bırakmıştı.

Kısacası Ancel amcanın 50 yıl önce kuyuya attığı taş bir türlü yerinden oynatılamıyor ve ben 15 yıl yumurta yemiyorum, etimi de ancak kendimi mahalle baskısından kurtarabildiğim kongrelerde filan yiyorum yani şizoid bir hayat sürüyorum.

Geçen hafta, bu yanlış varsayımı çürütebilecek nitelikte birtakım toplulukların yeme alışkanlıklarından söz etmiştik. Bu hafta, bu toplulukların beslenme şekillerine ve sağlık durumlarına daha detaylı olarak değineceğiz.

Masai ve Samburu’lar

Kenya’da yaÅŸayan Masai ve Samburu halklarına bir bakalım. Bu topluluklarda, insanlar yalnızca hayvansal besinlerle hayatlarını sürdürüyorlar. Mesela, Samburu’lu bir erkek günde dört litreye yakın süt içiyor. Üstelik bu miktarın yaklaşık 450 gramı sütün kaymağından, bir baÅŸka deyiÅŸle, yağından oluÅŸuyor. Kolesterole karşı açılan savaÅŸtan haberdar olmasa gerek; sütü kaymağından ayırmadan gönül rahatlığıyla içiyor. Dolayısıyla, tükettiÄŸi hayvansal yaÄŸ miktarı, çoÄŸu Batılı insandan kat ve kat daha fazla oluyor. Bunun yanında, çoÄŸu zaman günlük beslenme alışkanlıklarına 900 ile 1350 gram arası et tüketimi de ekleniyor. Yani, yaÄŸ tüketimi gibi kolesterol tüketimi de oldukça yüksek.

Masai’li bir erkek ise Samburulu akranının “yalnızca” yarısı kadar süt içiyor. Unutmayın; yarısı dediÄŸimiz miktar bile yaklaşık iki litre. Daha ziyade et ağırlıklı bir beslenme alışkanlığına sahip; günde 1800 ile 2500  gram arası et tüketiyor. Bu miktar kutlama günlerinde 4500 grama çıkabiliyor. Bu hayvansal yaÄŸ ağırlıklı beslenme ÅŸekillerine raÄŸmen, Samburu ve Masai halkları, saÄŸlıklı insanlar arasında en düşük kolesterol seviyesine sahip. Buna ek olarak, yapılan araÅŸtırmalara göre, kalp hastalıklarından yana bir sıkıntıları da yok. Hatta araÅŸtırmacı, Kenya’da laboratuar olmadığı için, ölenlerin damarlarını kesip Fransa’ya yolluyor. Bir tane bile damarı tıkalı Masai’liye rastlamıyor.

Bu topluluklar üzerine yapılan araÅŸtırmalar, söz konusu iliÅŸkinin, yani et-kolesterol-hastalık iliÅŸkisinin gerçekten ziyade, bir mit olduÄŸunu gösteriyor. Bu örnekler dışında, baÅŸka ülkelerde yapılan daha farklı araÅŸtırmalar da mevcut. Mesela, hem saÄŸlığı yerinde kiÅŸilerin hem de kalp hastası kiÅŸilerin incelendiÄŸi birtakım çalışmalarda, bu iki grup arasında hayvansal besin tüketimi açısından belirgin bir fark bulunmadığı, dolayısıyla,  hayvansal yaÄŸ ile kalp hastalığı arasında bir iliÅŸki olmadığı gösterildi.

Peki, neden yanlış varsayımlar bize bilimsel gerçekler olarak sunuluyor? Bazen, gözetilen çıkarlar sebebiyle bulgular çarpıtıldığından, bazen de kullanılan çalışma yöntemleri yahut düzenekleri doğru veya yeterli verilere ulaşmayı mümkün kılmadığından.

Popülasyon çalışmaları bize bir hastalık için bulunan risk faktörlerini gösterebilir; ancak, hastalığın sebebini gösteremez; çünkü kullanılan yöntem, sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyabilecek nitelikte değildir. Sebep-sonuç ilişkisi ortaya koyabilecek tek yöntem, deneysel yöntemdir. Bir risk faktörü, hastalığın sebebi olabilir, ama bulunabilecek yüzlerce risk faktöründen hangisinin sebep olduğunu anlamak için deneysel yöntemden faydalanmak gereklidir.

Koroner kalp hastalığı için birçok risk faktörü tanımlanabilir. Sigara içmek, aşırı kilolu olmak, yeterli seviyede egzersiz yapmamak, yüksek tansiyon hastası olmak ve psikolojik strese maruz kalmak bunlardan yalnızca birkaçı. Hayvansal yağın çok tüketildiği bazı ülkelerde kalp krizine bağlı ölümler daha sık görülüyorsa da, yalnızca bu ilişkiye dayanarak, bu ölümlere hayvansal yağ tüketiminin sebep olduğunu söyleyemeyiz. Aslında, istatistiklerin gösterdiği, refah seviyesi daha yüksek topluluklarda kalp krizine bağlı ölümlerin daha yaygın olduğudur. Dolayısıyla, yüksek refah seviyesi ile bağlantılı olan her unsur, otomatik olarak, kalp krizine bağlı ölümler ile ilişkilendirilmektedir.

Diyet-kalp ilişkisi varsayımı ile ilgili en büyük problem, bu fikrin savunucularının istatistikteki neden-sonuç ilişkisinin ne anlama geldiğini bilmemeleridir. Tabii daha da önemlisi, Ancel Keys vakasında olduğu gibi; 21 ülkenin istatistiği elinin altında olduğu halde, işine gelen 7 tanesinin kullanılmasıdır. Neticede ben 15 yıl ağzıma yumurta koyamıyorum.

Kaynak

Ravnskov, U. (2009). Fat and cholesterol are good for you. GB Publishing, Sweden
Keys, Ancel (1980). Seven Countries: A Multivariate Analysis of Death and Coronary Heart Disease. Harvard University Press.

04.11.2010

Benzer İçerikler :

İkna - II

Geçtiğimiz hafta, ikna konusuna giriş yapmış tık. İkna üzerine yapılan araştırmaların akademik alanın dışına çıkamadığına; genel olarak toplumun, kapsamlı ...

Ruh İkizimi Ararken 4

1. Temel sorumuz şuydu: Kurduğumuz ya da kuracağımız ilişkinin uzak geleceği ile ilgili doğru bir tahminde bulunmak mümkün müdür? Evet, doğru kriterler...

Kendimizi GeliÅŸtirirken

EÅŸlerin bir ÅŸikâyetle terapiye baÅŸvurma tarihi pek de öyle eskiye dayanmaz. Eskiden yen kırılır kol içinde kalır, ya da tam tersi olabilir hesabı, çarÅ...

Keşif Anlarını Desteklemek 2

Çocuklarımızın oyun oynadığı vakitler, çoğu zaman bizler için diğer işlerimizle uğraşabileceğimiz, kendimize vakit ayırabileceğimiz derin bir nefes aldığımız ...

İlginizi Çekebilir :

Åžiddet ve Boyun EÄŸme

Genellikle sorulur: Nasıl oluyor da bir Hizbullah üyesi evinin bodrumunda bir insanı işkenceyle öldürüp, parçalara ayırıp gömüyor, sonra da, hiç bir şe...

Çalışanınızı Yalnız Bırakmayın

Geçen hafta organizasyonlardaki üç farklı çalışan grubundan bahsetmiştik. 1) Kuruma ve işine bağlı olanlar. 2) Kuruma ve işine bağlı olmayanlar. 3) Aktif ...

Niye Şişmanlıyoruz

İlkin daha önce söylediklerimizi özetleyelim: 1. Bir kısım araştırmacı, özellikle son 40 yılda yapılan ve bugünün beslenme ve şişmanlıkla ilgili sağlık ...

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki ilişkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. Başta her tü...