Korku Kültürü - IV
GeçtiÄŸimiz hafta, psikoloji profesörü Sheldon Solomon ve meslektaÅŸlarının geliÅŸtirdiÄŸi ve ölüm gerçeÄŸinin insanlarda yarattığı kaygı ve bu kaygıyla baÅŸ edebilme çabalarını merkeze alan terör yönetimi kuramı üzerinden, korkunun yaÅŸamımızı nasıl etkilediÄŸinden bahsetmiÅŸtik. Kısaca hatırlatalım: Terör yönetimi kuramına göre, yaÅŸamlarımızı biçimlendiren baÅŸlıca bir unsur, ölümlülüğümüzün farkında olmamız. Ölümün engellenemez, kontrol edilemez ve öngörülemez olduÄŸunu bilmek, bilinçli veya bilinçdışı bir düzeyde, yoÄŸun varoluÅŸsal kaygı uyandırıyor. Terör yönetimi kuramı, insanların bu kaygıyla baÅŸ edebilmek, kendilerini yatıştırabilmek için kültürel inanış ve deÄŸerlere yöneldiÄŸini; paylaşılan, yapılandırılmış inanışların bir psikolojik savunma iÅŸlevi görerek ölüm farkındalığının yarattığı ketleyici dehÅŸeti “yönetmeye” yaradığını öne sürüyor.
Solomon’a göre, kültürün belirlediÄŸi kodlara uygun yaÅŸayanlar kendini daha güvende biliyor. Üstelik, baÅŸkaları da kendisi gibi olduÄŸu, düşündüğü ve davrandığı zaman kendisini daha rahat; kendisinden farklı olduÄŸu, düşündüğü ve davrandığı zaman ise daha huzursuz hissediyor. Özellikle, anlık olarak zihinde ölüm belirginlik kazandığında, yani kiÅŸi ölüme dair düşündüğünde veya bilincinde olmaksızın ölümle ilgili simgelere ya da uyaranlara maruz kaldığında, kendi dünya görüşüne olan baÄŸlılığı ve özgüven ihtiyacı artıyor ve buna paralel olarak, “benim gibi” olana karşı tutum daha olumlu bir nitelik kazanırken “farklı” olana karşı tutum daha da olumsuz hale geliyor. Kurama göre yorumlayacak olursak, ötekine dair anlayışsızlık, aslında, ötekinden korkmaktan, bu ise ölümün dehÅŸetini azaltan inanış, deÄŸer ve anlamın yansımalarını göremediÄŸimizde varoluÅŸsal kaygımızın, yok olmaya dair bilinçdışı korkularımızın canlanmasından kaynaklanıyor.
Bir örnekle devam edelim. Solomon ve meslektaÅŸları, ABD’nin Arizona eyaletinde 22 hakimin katıldığı ve katılımcılara, kiÅŸilik özellikleri ve kefalet kararları arasındaki iliÅŸkiyi çalışmaya yönelik olduÄŸu söylenen bir deney yaptılar. Deneyde tüm hakimlere standart kiÅŸilik deÄŸerlendirme envanterleri ve yalnızca bir gruba, ölüm gerçeÄŸine dair sezgiyi tetiklemek üzere araya eklenmiÅŸ olan iki soru verildi. Bunlar katılımcının “kendi ölümünü” düşünmenin uyandırdığı duyguları tarif etmesi ve “fiziksel olarak öldüğünde”, “ölü olduÄŸunda” ne gerçekleÅŸeceÄŸini düşündüğünü yazması istenen sorulardı. Daha sonra her iki gruptaki hakimlere de bir davadan önce göreceklerine çok benzer bir dava dosyası verildi. AraÅŸtırmacılar, sıradan bir Amerikalı vatandaşın “ahlaki” bakımdan beÄŸenmeyeceÄŸini düşündükleri bir “suç” iÅŸlemiÅŸ olan davalı için, katılımcıların bir kefalet belirlemelerini istediler. Sonuçları açıklamadan önce, araÅŸtırmacıların çalışmayı bu 22 hakimle yapmalarının özel bir sebebi olduÄŸunu; bu hakimlerin rasyonel ve tutarlı kararlar vermelerini saÄŸlayacak, sıkı eÄŸitim geçmiÅŸleri bulunduÄŸunu düşündüklerini belirtelim. Gelelim sonuçlara: Solomon ve meslektaÅŸlarının öngördüğü üzere, iki grup arasında anlamlı bir fark var; ancak öngörülenden çok daha çarpıcı. Kontrol grubundaki hakimler ortalama 50 dolarlık bir kefalet belirlerken, zihninde ölüm gerçeÄŸi anlık olarak belirgin kılınan hakimler ortalama 455 dolarlık bir kefalet belirlediler.
Bu deneyden beri farklı araÅŸtırmacıların yaklaşık 20 ülkede 300’den fazla sayıda yaptığı çalışma, terör yönetimi kuramının zihinde ölüm belirginlik kazandığında kiÅŸinin kendi dünya görüşüne olan baÄŸlılığının ve özgüven ihtiyacının arttığına ve takiben, kendisine benzeyen kiÅŸilere karşı olumlu, kendisinden farklı olan kiÅŸilere karşı olumsuz tutumlarının yoÄŸunlaÅŸtığına dair hipotezini destekliyor. Üstelik, söz konusu etki, illa ölümle ilgili doÄŸrudan sorular sorulduÄŸunda görülmüyor; “ölü”, “ölüm” gibi kelimelerin fark ettirilmeden, arka planda kullanımı veya insanlarla cenaze evi ve benzeri yerlerin önünde görüşülmesi gibi bilinçdışı düzeyde ölümlülüğü çaÄŸrıştıran durumlar da aynı etkiyi yaratıyor.
Zihnin herhangi bir bilinç düzeyinde ölümlülüğün belirginlik kazanması, hayatımızı sandığımızdan çok daha fazla ilgilendiriyor. İnanmayacaksınız belki ama, terör yönetimi kuramcılarına göre, baÅŸkanlık seçimleri bile ölümlülüğümüzden ve sebep olduÄŸu varoluÅŸsal kaygıdan ciddi biçimde etkileniyor. Terör yönetimi kuramının geliÅŸiminde önemli bir yeri olan ve insan davranışının motivasyonel kökenlerini inceleyen kültürel antropolog Ernest Becker bir çalışmasında, Max Weber’in karizmatik liderlik üzerine sunduklarına dayanarak, toplumsal ölçekte ölüm korkularının uyandığı kriz zamanlarında, vatandaÅŸların kendilerini “kötülükle mücadele görevinde deÄŸerli birer katkı sahibi” olarak hissettiren liderleri desteklemeye daha meyilli olduklarını öne sürüyor. Solomon ve meslektaÅŸları da Becker’ın bu hipotezini test etmek üzere, ilginç sonuçlar ortaya koyan bir çalışma yapıyorlar. Haftaya bu çalışma örneÄŸiyle devam.
Kaynak
Boyd, D. (2012). The power of fear in networked publics. SXSW. Texas, ABD.
Gilman, S. (2009). Spinning fear. Family Therapy, 8(1), 15-16.
Lehrer, J. & Solomon, S. (2008). Fear, Death and Politics: What Your Mortality Has to Do with the Upcoming Election. Scientific American.
05.12.2012
Benzer İçerikler :
Geçen haftaki yazımızda geleneksel ekonominin genellemeleriyle insanı standardize ettiÄŸinden ve “öngörülebilir” varsaydığından, bu yaklaşıma meydan ...
Geçtiğimiz haftalarda, doğanın (genetik) ve yetişmenin (çevre) insan yaşamı üzerindeki göreceli belirleyiciliğine dair felsefi tartışmayı ele almış, bu...
Geçen hafta iÅŸ yerinde psikolojik taciz, yıldırma, iÅŸ yerinde zorbalık ve iÅŸ yeri travması olarak adlandırabileceÄŸimiz davranışları “mobbing” ile...
Figen Hanım büyük bir şirketler grubunda üst düzey yönetici. Yedi yıldır aynı firmada. Herkes onu çok seviyor. Pek çok kişi ona hayran. Yöneticisi aynı zamanda ...
İlginizi Çekebilir :
Neyi niçin yaptığımızı anlamaya çalışmak, duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı anlamlı kılmak, hem günlük yaşamımızın bir parçasıdır, hem de ...
Bayağı bir haftadır travmalardan ve hayatın tuzaklarından söz ediyoruz. Son yazıda travmalarımızdan, hayatın tuzaklarından ve onların verdiÄŸi acÄ...
Geçen hafta Türk Milleti’nin seçimlerde nasıl her seferinde ortak aklını, saÄŸduyusunu çalıştırıp, rivayet edilenin tersine bazan en doÄŸru kararı...
Bilgi çağı diye anılan 21.inci yüzyılda, bilgi edinmek kadar, yanlış bilgi edinmek de mümkün. Psikoloji, günlük hayatımızda var olan bir sürü konu ile ...

