Psikoloğumu İstiyorum
Yarın eÄŸer bir Terapistle ya da Psikolojik Danışman’la randevunuz varsa, gittiÄŸinizde kapısının mühürlendiÄŸini ve faaliyetine son verildiÄŸini görebilirsiniz. Sorunlarına çözüm arayan bir çok kiÅŸi ÅŸu sıralar böyle hiç de hoÅŸ olmayan bir sürprizle karşılaÅŸmaya baÅŸladılar. Evet SaÄŸlık Bakanlığı yayınladığı bir genelgeyle, Psikiyatristler dışında bu hizmeti veren meslek erbabının (Psikologlar, Psikolojik Danışmanlar, Aile ve Çift Terapistleri) faaliyetine son veriyor. Durup dururken nereden çıktı bu demeyin çünkü durup dururken olmadı. Yaklaşık 30 yıldır bu bir mesele olarak tartışılır ama bir türlü çözümlenmez.
SORUN NE?
1. Türkiye’de Psikologların faaliyetlerini düzenleyen bir yasa veya yönetmelik yoktur.
2. Türkiye’de ruh saÄŸlığı hizmetlerini düzenleyen bir yasa da yoktur. 1219 sayılı ve 1928 tarihli “Tababet ve Åžuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun”, ‘doktor’ ve ‘hasta’ iliÅŸkilerini, yani tıbbi müdahale gerektiren ‘hastalarla’ tıp fakültesi mezunu ‘hekimler’ arasındaki iliÅŸkileri ve hekimlerin devletle iliÅŸkilerini düzenlemiÅŸtir.
3. Yukarıda andığımız SaÄŸlık Yasası ve SaÄŸlık Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmelikler, Psikologların ve diÄŸer Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapi hizmeti veren meslek dallarının hangi koÅŸullarda serbest faaliyette bulunabileceÄŸini düzenlememektedir. Çözüm olarak; Psikologların iÅŸ yerlerini Psikiatristlere devretmeleri ve kendi yerlerinde sigortalı olarak çalışmaları önerilmektedir.
4. Sağlık Bakanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapi hizmetini tıbbi müdahale olarak yorumlamakta ve buna dayanarak Psikologların serbest çalışmasını engellemektedir. Dünyanın, ruh sağlığı hizmetlerini oturtmuş hiçbir ülkesinde Psikoterapi ve Psikolojik Danışmanlık hizmeti tıbbi müdahale olarak görülmez.
5. Psikoterapistin müdahale aracı konuşmaktır ve konuşmak, yani dilini kullanmak tıbbi müdahale değildir. Bilmeyenler için söyleyelim; tıbbi müdahale ameliyat yapmak, ilaç kullanmak, elektroşok uygulamak, iğne yapmaktır.
RUHSATSIZ ÇALIŞMAK
Kapatma kararının bir baÅŸka gerekçesi; Psikologların “ruhsatsız faaliyette bulunmasıdır”. EÄŸer sucuk imalathanesi açacaksanız ruhsat almanız gerekir. Bunu nereden ve nasıl alacağınız da bellidir. Psikologların faaliyetlerini düzenleyen bir mevzuat, yasa veya yönetmelik olmadığından, ruhsatı da yoktur. Alınması mümkün olmayan ruhsatın olmayışına dayanarak bir iÅŸyeri nasıl kapatılır?
TEŞHİS VE TEDAVİ
SaÄŸlık Bakanlığı’nın ve Psikiyatristlerin görüşüne göre; teÅŸhis ve tedavi hekimin iÅŸidir. Evet tıbbi teÅŸhis ve tıbbi tedavi hekimin iÅŸidir. Ama Psikolog tıbbi teÅŸhiste bulunmaz, hele tıbbi tedaviyi aklından bile geçirmez. Bu ayırım yapılmadığı için de Psikologlar kendilerine “doktor” süsü veren kiÅŸiler olarak görülür ve faaliyetleri engellenir.
Bir diÄŸer gerekçe de; Psikolog yanlış teÅŸhis koyacak ve hastasına zarar verecektir. ÖrneÄŸin; Başı aÄŸrıyan bir hastaya stresle baÅŸa çıkmayı öğreteyim derken, hastası beyin tümöründen ölecektir. Burada tam anlaşılamayan nokta; PsikoloÄŸun nasıl olup da danışanının bir hekime baÅŸvurmasını engelleyeceÄŸidir. Bu mesele Amerika’da, Avrupa’da nasıl halloluyorsa öyle halledilir.
YURT DIÅžINDA DURUM
Ruh saÄŸlığı hizmetlerini yerleÅŸtirmiÅŸ ülkelerde, örneÄŸin Amerika’da, Avrupa’da bu konu en az 50 yıldır gündem dışıdır. Herkes ne yapacağını, ne yapmayacağını bilir ve hiç tartışma çıkmaz. Hatta çeÅŸitli projeler için gittiÄŸim, bildiÄŸim ülkelerde de, örneÄŸin; Japonya, Kamboçya, Tayland, Hindistan, Lübnan, Kenya, Güney Afrika’da bile bu iÅŸ yerine oturmuÅŸ, herkes iÅŸine bakmaktadır.
GİRİŞİMLER
Türk Psikologlar DerneÄŸi’nin hazırladığı “Psikologlar Meslek Yasası” ilk kez 1989 tarihinde Sayın Köksal Toptan tarafından Bakanlar Kurulunu’na getirilmiÅŸ, imzalanmış ve TBMM’ne sunulmuÅŸtur. O tarihten beri yasamızı çıkarmaya çalışırız. Sonraki yıllarda yasamızı Avrupa BirliÄŸi standartlarına uyumlu hale getirip, Avrupa BirliÄŸi Psikologlar DerneÄŸi BaÅŸkanını Türkiye’ye davet edip, SaÄŸlık Bakanlığı yetkililerine bir seminer vermesini saÄŸlamıştık. Bunu da yapalı herhalde yaklaşık 6-7 yıl olmuÅŸtur.
SaÄŸlık Bakanlığı çeÅŸitli meslekleri kapsayan bir çerçeve yasa hazırlamaktadır. Psikologları da kapsayan düzenleme bu yasada yer almaktadır. Bu yasa Psikologları “Yardımcı Meslek” olarak tanımlamakta ve serbest çalışma olanağı tanımayacağı anlaşılmaktadır.
PARADOKSLAR
1. Psikologların ancak bir Psikiyatristin “yanında” çalışabileceÄŸi önerilmektedir. Ama bir Psikiyatristin, PsikoloÄŸun “yanında çalışmasına” da izin verilmemektedir
2. SaÄŸlık Bakanlığı bir Klinik PsikoloÄŸun tanı koyamayacağını ve tedavi uygulayamayacağını öne sürmektedir. Buna karşılık Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın yayınladığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri YönetmeliÄŸinde okullarda ve deÄŸiÅŸik birimlerde çalışan Psikologların rol tanımında aynen şöyle denmektedir:
“Atipik özellikleri, uyum güçlükleri, sorunları veya özürleri bakımından incelenmesi ve
tanınması gereken danışanlar için tanılama çalışması yapar… Danışanlara kendi alanı ile ilgili olan psikolojik yardımları verir, gerekli terapi çalışmalarını yürütür”.
Yani teşhis koyar ve tedavi yapar diyor. Ama kendi alanı ile ilgili olarak. Doğrusu da budur.
23.12.2010
Benzer İçerikler :
Gallup araştırmalarını özetlemeyi sürdürüyoruz. En iyi yöneticiler birçok şeyi diğerlerinden farklı yapıyor. Şimdilik başarılı yöneticilerin üstlendikleri ...
CCL’in (Center for Creative Leadership) “baÅŸarılı yöneticiler” ve “iniÅŸe geçen” yöneticilerle yaptığı araÅŸtırmayı özetlemeye ...
Bu köşeyi sıklıkla takip eden okurlarımız bilirler, bilinmeyenlere ve yanlış bilinenlere değinmeyi kendimize vazife edinmişizdir. Geçen haftalarda popüler ...
Geçtiğimiz haftalarda, doğanın (genetik) ve yetişmenin (çevre) insan yaşamı üzerindeki göreceli belirleyiciliğine dair felsefi tartışmayı ele almış, bu...
İlginizi Çekebilir :
Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu yana sürekli bir değişim sürecini yaşamakta. Bu süreçte özellikle belli değerleri, gelenekleri ve alışkanlıkları korumak ...
Geçen hafta kişisel gelişim kitapları ile ilgili bazı gerçekler ve efsaneler aktarmıştık. Bu hafta, kişisel gelişim kitaplarının kadın-erkek ilişkisine ...
İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...
Geçen hafta tüm kültürlerde ortak, evrensel duygu ve davranış özelliklerinden söz edebilir miyiz diye sorduk. Bu soru önemliydi çünkü eÄŸer insan davranışınÄ...