Emre Konuk

Motivasyon

Motivasyon...Bugünün dünyasında gerek kişisel, gerek sosyal, gerekse profesyonel anlamda baş köşeye oturmuş bir mesele; üzerine sayısız kitap yazılan, eğitim verilen, seminer düzenlenen ve hatta iş kurulan bir konu. İtici güç, insan potansiyeli, performans geliştirme; hepsi bir miktar aşina olduğumuz veya öyle olduğumuzu sandığımız kavramlar. Peki, size bunlar hakkında bildiğimiz çoğu şeyin yanlış olduğunu söylesem?

Önümüzdeki birkaç hafta motivasyon konusunu ele alacağız. Gündemimize yön veren bilimsel gelişmeleri anlatarak sohbetimize başlayalım.

1950’lere yaklaşırken motivasyon konusuyla ilgili çığır açması gereken nitelikte bir çalışma yapıldı. Bu çalışma, Harry Harlow isimli ünlü psikoloji profesörü ve bilim adamının ezber bozan deneyiydi. Deney, psikolojik ve fizyolojik olarak insanoÄŸlu ile pek çok benzerliÄŸi bulunan maymun türlerinden biri olan ve bilimsel araÅŸtırmalarda sıklıkla kullanılan rhesus maymunlarının öğrenme yetilerini incelemek üzere tasarlanmıştı. Ä°ki hafta sürecek olan deneyin sonunda sekiz maymunun problem çözme becerileri test edilecekti.

Araştırmacı ve ekibi, maymunların kafeslerine biz insanlar için çok basit sayılan, ama bu canlılar için komplike olduğu tahmin edilen mekanik birer aygıt yerleştirdiler. Bu aygıt, maymunlar için bir yapboz niteliğindeydi; çözmek için pimini çekmeleri, kancasını çıkarmaları ve kapağını kaldırmaları gerekiyordu. Maymunlar bu yapboz ile karşılaştıklarında çok ilginç bir şey oldu; hiçbir çevresel teşvik bulunmaksızın ve neredeyse anında, onunla oynamaya başladılar. Üstelik bunu yaparken odaklanmış, kararlı ve hatta keyifli oldukları gözlemleniyordu. Kısa zamanda mekanizmanın nasıl çalıştığını anladılar. İki haftanın sonuna gelindiğinde yapbozu çabucak çözüyor ve sıklıkla yeniden başlıyorlardı.

Tüm bu süreç beklenmedik ve şaşırtıcıydı. Kimse bu maymunlara aygıtın nasıl çalıştığını; pimini çekmeleri, kancasını çıkarmaları ve kapağını kaldırmaları gerektiğini öğretmemişti. Üstelik başarılı oldukları zamanlarda herhangi bir şekilde ödüllendirilmiyorlardı. Oysa bu, insan da dahil olmak üzere maymunların davranış biçimleri ile ilgili bilinenlerle hiç uyuşmuyordu.

O dönemlerde bilim adamları davranışı belirleyen iki temel itki olduÄŸuna inanıyorlardı. Bunlardan ilki, biyolojik dürtülerdi. Açlığı gidermek için yemek, susuzluÄŸu gidermek için içmek ve cinsel ihtiyaçları gidermek için iliÅŸkiye girmek bunların baÅŸlıcalarıdır. DiÄŸer itki ise biyolojik dürtülerden farklı olarak içeriden deÄŸil, dışarıdan kaynaklanan, algılanan çevresel ödül ve cezalardı. Genelde ödüllerin davranışı önemli ölçüde tetikleyeceÄŸi, cezaların ise belirgin biçimde bastıracağı kabul edilir. Ancak Harlow’un da vurguladığı gibi bu deneyde maymunların yapboza duydukları ilgi ve onunla oynamaları her iki itkiyle de açıklanamıyordu. Motivasyon kuramının atladığı bir nokta vardı.

Harlow üçüncü bir itki önerdi: içsel motivasyon. Maymunlar yalnızca keyif aldıkları için yapboz ile oynuyorlardı; ödül, duydukları hazdı.

Daha sonra Harlow (burası meselenin can alıcı noktasıdır) içsel motivasyonun diğer iki itkiye göre ikincil olduğu varsayımıyla maymunların başarılı oldukları her sefer üzümle ödüllendirilmelerinin nasıl bir etki yaratacağını test etti. Sonuçlar daha da şaşırtıcıydı; maymunlar daha sık hata yapmaya ve yapbozu daha az çözmeye başlamışlardı, performansları düşmüştü. Bu, literatürde eşi benzeri olmayan bir bulguydu. Görünen oydu ki içsel motivasyon da en az biyolojik dürtüler ve dışsal ödüller kadar temel bir itkiydi.

1970’lere gelirken Edward Deci adlı doktora öğrencisi, Harlow’un çalışmalarını takip ederek insanlar ile bir deney gerçekleÅŸtirdi. Deneye katılan üniversite öğrencileri deney grubu (A) ve kontrol grubu (B) olarak ikiye ayrıldı. Ä°ki grup da her biri birer saat süren üç günlük deneyde, bir odaya giriyor ve üstünde yedi parça Soma küpü, bu parçalarla oluÅŸturulabilecek üç çeÅŸit kombinasyonun resmi ve Time, New Yorker ve Playboy dergileri bulunan bir sıraya yerleÅŸiyorlardı.

Ä°lk gün iki grup için de hiçbir “ödül” yoktu. Ancak ikinci gün A grubundakilere oluÅŸturdukları her doÄŸru kombinasyon için bir ödeme yapılacağı söylendi. Üçüncü gün ise (deney gereÄŸi) bütçenin yetersiz olduÄŸu bahane edilerek bir ödeme yapılmayacağı belirtildi. Deci her seansın ortasında birkaç dakikalığına odadan çıkıyor ve katılımcılara istedikleri gibi geçirebilecekleri bir zaman veriyordu. Tahmin edileceÄŸi gibi ilk gün iki grup arasında bir fark görülmedi. Her iki grup da üç-dört dakika boyunca küplerle uÄŸraÅŸmaya devam etti; belli ki küpler ilgilerini çekmiÅŸti. Ä°kinci gün, para alacak olan gruptakilerin ilgisi birdenbire arttı; küplere boÅŸ vakitlerinin yaklaşık beÅŸ dakikasını ayırdılar. Ödeme yapılmayacağını öğrendikleri üçüncü gün ise küpler cazibesini yitirdi; her iki güne göre belirgin biçimde daha az vakit ayırdılar. Oysa B grubundakiler hala aynı ÅŸekilde küplerle oynuyorlardı.

Ödüllerin, özellikle para gibi somut ödüllerin, insanı motive ettiÄŸine inanılır; ancak Harlow ve Deci’nin deneyleri bunun böyle olmayabileceÄŸine iÅŸaret ediyor. Bazı faaliyetlerde para gibi dışsal ödüller kiÅŸilerin içsel ilgisini köreltiyor.

Gelecek hafta motivasyon ilkelerini yeniden keÅŸfetmeye devam edeceÄŸiz.

Kaynak: Pink, D.H. (2010). Drive: The surprising truth about what motivates us. NY: Canongate Books.

30.03.2011

Benzer İçerikler :

İletişim Kuramı Ve İlişkiler

Davranışlarımızı açıklarken iki farklı kategoriye baÅŸvururuz. Birincisi, ‘derimizin altında” olan bitene atıfta bulunuruz: Duygularımız ...

Mutluluk ve Yarış

Son iki yazımızda soruyu şöyle sormuştuk: Yarışmaya, statüye ve kıyaslamaya odaklanmayan bir yaşam kurmak bir fantezi midir? Başarıyı; kıyaslamanın ve yarışın ...

En İyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar? 5

Gallup’un yüksek performans gösteren 8000 yönetici ile yaptığı geniÅŸ kapsamlı bir çalışmayı özetlemeyi sürdürüyoruz. Bu aÅŸamada baÅŸarılı yöneticilerin...

Denileni Anlamak

İki haftadır temaları bir biriyle yakından ilişkili iki yazı yazdım. İlkinde temel soru şuydu: Nasıl oluyor da artık savaşlarda sivilleri, çocukları öldürmek ...

İlginizi Çekebilir :

Epigenetik Ä°lkeler: Bir Paradigma DeÄŸiÅŸimi

İnsanı ve insan yaşamını çalışanların seneler senesi tartıştıkları belli başlı felsefi sorular vardır. Bizler özgür iradesiyle kendi hayatına yön veren...

Güvenli Bağlanma 2 (Harlow'un Maymunları 2)

Geçen hafta bağlanmanın doğası, yaşamımızda ne kadar önemli yeri olduğu, bağlanmanın oluşumunda meydana gelecek tersliklerin neye mal olabileceği üzerinde ...

Kalabalığın Aklı

Bugün dananın kuyruğu kopuyor. Bir rivayete göre fazla heyecan yapmamamız gerekiyor. Çünkü inanmamız gerekir ki Türk insanı her seçimde olduğu gibi bu sefer de ...

Kendimizi GeliÅŸtirirken

EÅŸlerin bir ÅŸikâyetle terapiye baÅŸvurma tarihi pek de öyle eskiye dayanmaz. Eskiden yen kırılır kol içinde kalır, ya da tam tersi olabilir hesabı, çarÅ...