Emre Konuk

Yaratıcılık

Scientific American Mind dergisinin editörü Mariette DiChristina, yaratıcılık konusunda farklı bakış açıları ve geçmişleri olan üç önemli uzmanla; Fordham Üniversitesi’nden profesör ve psikolog John Houtz; şair, oyun yazarı ve film yapımcısı Julia Comeron; ve yaratıcılıkla ilgili birçok kitabı olan, Psychology Today dergisinin eski editörü Robert Epstein ile görüştü ve onlara, yaratıcı benliğimizi ortaya çıkarmak için kullandıkları etkin yolları sordu.

Psikolog Houtz, dünyayı değiştiren fikirleri temsil etmek için kullanılan Big Creativity ya da Big C’yi yani büyük yaratıcılığı bir kenara koyarak günlük yaşamda problem çözmek için ihtiyacımız olan küçük c’lere vurgu yapıyor: “Yaratıcılığın durup dururken size gelmesini beklemeyin. Yaratıcı insanlar üretkendirler. İşe yaramayan bir sürü fikirleri olabilir, önemli olan birçok fikre sahip olmalarıdır”.

Houtz, yaratıcı bir insanın başarısızlığı yeni bir fırsat olarak gördüğünü söylüyor. Hatta başarısızlık direkt olarak yaratıcılığı tetikliyor, çünkü başaramayan bir kişi başka bir yol denemek zorundadır.

Epstein’a göre yaratıcılık, adım adım öğretilebilen ve öğrenilebilen bir süreç. Epstein, her küçük çocuğun yaratıcılığını, düşler kurarak, yetişkinlere gereksiz gibi görünen sorular sorarak ve daha birçok yolla açığa çıkardığından bahsediyor. Yani aslında hayata başlarken her kişi kendi yetenekleri doğrultusunda eşit yaratıcılık potansiyeline sahip. Fakat, ne yazık ki, okul hayatında çocukların o anki derse odaklanmak zorunda olmaları, bu şansı ortadan kaldırıyor ve zihin, kendini yeni fikirleri ortaya çıkarma olasılığına kapatıyor.

Epstein, öğretmenlere, okullarda öğrencilerin sınav başarılarını yükseltme takıntısını bir kenara bırakıp her hafta yaratıcı beyin pratiğine alan tanımak için onlara bir kaç dakika vermelerini öneriyor.

Aynı şekilde evde, anne-babalar çocuklarına “Bir köpeği uçurmak için ne yapardın?” ya da “ Gökyüzünü başka bir renge nasıl çevirebilirsin?” gibi gerçek hayatta çözümü olmayan komik ve keyifli sorular kullanarak evdeki yaratıcılığı canlı tutabilirler. Ayrıca, çocuklara çizimlerini, şiirlerini, yarattıkları herşeyi saklayabilecekleri ‘düşünce kutuları’ sağlamak, yarattıkları her türlü fikrin değerli olduğunu hissettirecektir.

Cameron, yaratıcılığın bulaşıcı olduğunun altını çiziyor ve çocuklarımız için yapabileceğimiz en iyi şeyin yaratıcı bir birey olarak onlara model oluşturmak olduğunu söylüyor. Houtz ise, çocuklar için karar vermek yerine çocuklara ‘karar vermeleri’ için izin ve fırsat vermenin yaratıcılık boyutunda önemli olduğunu söylüyor. Çocukları DıChristina’ya soru sorduğunda, hemen cevabı vermeye çalışmak yerine ‘Cevabı neden beraber vermiyoruz!” diyerek cevabı onların keşfetmesi için alan tanıması da çocuklarına yaratıcı fikirler bulmaları için yarttığı bir fırsat aslında.

Bir çok insan yaratıcı olmak için zamanım yok inancına kapılıp hata ediyorlar. Bir an durup kendi düşüncelerimize dikkat etmek ve onları korumak/kaydetmek bile aslında çok önemli bir işlem. Bu açıdan, küçük aralar almanın da yaratıclığı geliştireceğini söylüyor Epstein. Hatta bu küçük araların bile yaratıcı fikirler bulmak için bir fırsat olarak kullanılabileceğinden bahsedip Salvador Dali’yi örnek gösteriyor.

Dali, bu küçük tenefüsleri, sanatı adına fikirler yaratmak için kullanırmış. Divanında uzanırken elinde bir kaşık tutar, yere de bir tabak koyarmış. Uykuya daldığı anda kaşık elinden düşer, tabağa çarpar, çıkan ses de Dali’nin uyanmasını sağlarmış. Hemen bu anda, Dali eline fırçayı alır, yarı uykulu gördüğü enteresan imgeleri çizmeye başlarmış.

Thomas Edison da buluşları için fikir bulmak amacıyla buna benzer bir teknik kullanırmış. İyi haber! Yaratıcı fikirler bulmak adına zengin olan bu ‘hipnagogic’ yarı uyku halini aslında hepimiz deneyimleyebiliyoruz.

Bu noktada sanıyorum bir şeyin altını çizmekte fayda var: Öyle anlaşılıyor ki yaratıcı sayısı kadar yaratma yolu ve tekniği var. Yani her teknik herkesin işine yaramıyor. Galiba herkes kendi yolunu bulmak zorunda.

Not: Yaratıcılık kapasitelerinizi test etmek için Epstein’in hazırlamış olduğu envanteri http://MyCreativitySkills.com  u tıklayıp doldurabilirsiniz.

Bu yazıya katkılarından ötürü Psikolog Nihal Yeniad’a teşekkür ederim.
28.09.2008

Benzer İçerikler :

İyimserlik ve Kötümserlik 2

Geçen hafta iyimser ya da karamsar olmanın genel olarak yaşamı, sağlığı ve işimizi etkilediğinden söz etmiştik. İyimserlerin depresyona çok daha fazla dirençli ...

Epigenetik İlkeler - II

Geçtiğimiz hafta, insanı ve insan yaşamını çalışanların sorguladıkları başlıca felsefi sorulardan birini ele almıştık: Doğa mı (genetik mi) yoksa yetiştirilme ...

İşim, Eşim, Kişiliğim 2

Geçen hafta sizlerle Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde meslektaşlarımla birlikte cevabını aradığımız soruları ve araştırma sonuçlarını paylaşmıştım. Temel ...

Çalışanınıza Güvenin

Kanada’da Queens Üniversitesi’nden Julian Barling ve arkadaşları, iş ortamındaki psikolojik dengeleri inceleyen bir araştırma yapmışlar. B...

İlginizi Çekebilir :

Paranormal Mantık

Haftalar boyu sizlerle müeddep, yani edepli, yani terbiyeli ve makul gözüken insanların dahi mantıklarının nasıl şaştığını paylaştım. Artık meseleyi noktaladım ...

Travmadan Performansa

Figen Hanım büyük bir şirketler grubunda üst düzey yönetici. Yedi yıldır aynı firmada. Herkes onu çok seviyor. Pek çok kişi ona hayran. Yöneticisi aynı zamanda ...

Yetkinlikler Meselesi 1

İş dünyasını temelde birkaç kriter ya da hedef ilgilendirir: Verim, karlılık, çalışan bağlılığı, müşteri bağlılığı ve işten ayrılma oranı. Belki bunlara ...

İyi Öğretmenler

Öğretmenler, aileden sonra çocuğu en çok etkileyen kişiler olarak ikinci sıradadırlar. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı zorunlu eğitimlerini lise bittikten ...