Emre Konuk

Yasamızı Çıkarır Hakkımızı Alırız

Geçen hafta, 1990’larda Özal’ın çıkarmaya çalıştığı Sağlık Reformu Yasa Tasarısına rahatı bozulacak ve tabii gücü elinden alınacak olan bürokrasinin ve diğer çıkar odaklarının nasıl karşı çıktığını 4 günlük bir Sağlık Şurası toplantısından anekdotlarla anlatmaya çalıştım. Meslek Örgütümü, yani Türk Psikologlar Derneği’ni temsilen bulunduğum toplantıda, meslek yasamızın çıkarılmasının da benzer bir şekilde nasıl engellendiğini de anlatmıştım.

Bugün bir Meslek Yasamızın bir türlü çıkarılamayışının ilgi çekici serüvenini yazacağım. Malum yaş ilerleyince “canlı tarih” mertebesine erişiyoruz. 1985’te Amerika’dan bireylere, ailelere, çiftlere ve yaşadığım topluma psikolojik hizmet verecek ve bilgi üretecek bir Enstitü kurma hayaliyle İstanbul’a gelip Gümüşsuyu’nu mekân eylemişim. Mekân, ilk mekân. Yani daha terapi, terapist ve psikolojik hizmetin ne olduğu bilinmiyor.

Dolayısı ile üç acil hedefim var:

1. Psikolojinin bir meslek olarak benimsenmesini sağlamak
2. Terapist yetiştirmek
3. Mesleğin standartlarının oturmasına katkıda bulunmak

İş umduğumdan çok daha hızlı gidiyor. 2-3 yıl gibi kısa bir zamanda çok iyi bir ekip oluşturuyoruz. Bu arada İstanbul’daki Derneğimizin Başkanı bir Üniversitemizin bölüm başkanı ve bir hekim. Şimdi bana hiç sormayın; nasıl oluyor da Psikologlar Derneğinin başkanı bir hekim oluyor. O tarihlerde Psikiyatristler Psikologlar Derneğine, Psikologlar da Psikiyatri Derneğine üye olabiliyor. Dolayısı ile başkan da olabiliyor. Bu durumda ilgi çekici olan; Psikologlar Derneğinin yönetim kurulunun tamamının işvereni aynı zamanda Başkanımız. Yani sıkıysa itiraz et.

Bir eğitim sırasında öğreniyorum ki, hekim olan başkanımız bir Psikologlar Yasası hazırlamış. Ama içeriğini kimse bilmiyor. Eh neticede ‘68’den geliyoruz. Az mı CIA ajanı yakaladık. Haberi salıyorum, 5. Kol hemen faaliyete geçiyor ve beyefendinin hazırladığı yasa taslağı bir hafta içinde geliyor. Bu operasyonu gerçekleştiren Apo’ya ve ekibine huzurunuzda teşekkürlerimi iletiyorum. Bir sayfalık bir metin. Özünde söylediği: Psikoloji yardımcı meslektir ve bir psikolog ancak bir psikiyatristin yanında çalışabilir, yani serbest çalışamaz.

Yani durum vahim. Yönetim kurulundan birkaç meslektaşla birlikte Psikoloji Bölüm Başkanlarına ve belli başlı akademisyenlere gidiyoruz. Hatırladıklarım Çiğdem Kağıtçıbaşı, Güler Fişek, Fatoş Erkman, Kadir Özer’di. İlk seçimde “yönetime elkondu” ve Başkanımız Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı oldu. Hemen “doğru dürüst” bir yasa taslağı hazırlandı. O zaman da milletvekili olan Köksal Toptan aracılığı ile 1989’da Meclise sevk edildi. Yani 20 yıl olmuş.

Bir meslek yasası neden gereklidir?

Efendim, örneğin Berberler Odası vardır. Amacı Berberlik mesleğinin esaslarını belirlemek, Berber-Kuaför-Çırak olabilmenin asgari eğitim-beceri kriterlerini belirlemek, yani mesleğe bir standart getirmek ve gerekli denetimleri sağlamaktır. Tabipler Odası, Şoförler Odası ve diğerleri hep aynı amaçlarla kurulmuşlardır: Mesleği ifa edebilmenin asgari eğitim koşullarını belirlemek, standart getirmek ve denetim.

Şimdi gelelim iki cümlelik bir yönetmelikle hallolacak bir meselenin neden bir türlü çözülemediğine.

Problem

Bir kere T.C. Sağlık yasasının adı faul: “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun”. Bu yasanın yayınlandığı tarihten, yani 1928’den bu yana, kılına dokunmaya kimse teşebbüs dahi edememiştir. Bence bazıları bu yasayı Peygamber Efendimizin sünneti olarak kabul etmekte ve kılına dahi dokundurtmamaktadır.

Sağlık Bakanlığı, 1219 sayılı ve 1928 tarihli yasaya ve yayınlanan yönetmeliğe dayanarak psikologların işyerlerini kapatma kararı almıştır. Çözüm olarak; psikologların iş yerlerini Psikiyatristlere/hekimlere devretmeleri ve kendi yerlerinde sigortalı olarak çalışmaları önerilmektedir.

Durum

  • Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerini düzenleyen bir yasa yoktur.
  • Yukarıda adını andığımız Sağlık Yasası ‘doktor’ ve ‘hasta’ ilişkilerini, yani tıbbi müdahale gerektiren ‘hastalarla’ tıp fakültesi mezunu ‘doktorlar’ arasındaki ilişkileri ve doktorların devletle ilişkilerini düzenlemiştir.
  • Mevcut Sağlık Yasamızda “ruh sağlığı hizmetinden söz edilmemektedir. Yani psikologların faaliyetleri bu yasanın kapsamında değildir.
  • Söz konusu genelge, 1219 sayılı kanunun 1. Maddesine atıfta bulunmaktadır. Bu madde “Türkiye Cumhuriyeti dahilinde tababet icra ve herhangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye Darulfünunu Tıp Fakültesinden diploma sahibi olmak ve Türk bulunmak şarttır” demektedir. Yani, “hastaya doktor bakar” demektedir.
  • Bir psikologun hastasına müdahalesi yalnızca dille olur ve bu da tıbbi müdahale değil, psikolojik müdahaledir.
  • Ruh sağlığı hizmetlerini ve bu hizmetleri veren mesleklerin hangi koşullarda çalışabileceğini belli bir şablona oturtmuş ülkelerin (örn: ABD, İngiltere, İskandinav ülkeleri, Hindistan, Tayland, Beyrut, Sri-Lanka, Filistin vd.) hiç birinde psikologların serbest olarak mesleklerini yürütmeleri yasak değildir.

Sağlık Bakanlığı, 1219 sayılı ve 1928 tarihli malum yasanın malum maddesine, yani “HASTAYA DOKTOR BAKAR” diyen maddesine dayanarak yayınladığı genelgeyle psikologların işyerlerini kapatma kararı almıştır. Çözüm olarak; psikologların iş yerlerini Psikiyatristlere/hekimlere devretmeleri ve kendi yerlerinde sigortalı olarak çalışmaları önerilmektedir.

Bu durum kabul edilebilir bir durum değildir. Berberler Odası olabiliyorsa, ruh sağlığı ile ilgili hizmet veren psikologların da bir odası olması gerekir. Bugünkü durum 25 yıl öncesi gibi değil tabii. Özellikle Türk Psikiyatri Derneği ruh sağlığı hizmetinin değişik disiplinleri içeren bir hizmet olduğunu, psikoterapinin gerekli eğitimlerini almış ruh sağlığı uzmanları tarafından verilmesi gerektiğini, bunların arasında Psikologların da olduğunu benimsemiş ve her iki Meslek örgütü ortak projeler üretmeye başlamıştır. Bu da çok sevindirici bir gelişmedir.

Öneriler

  • Sağlık Bakanlığı, Türk Psikologlar Derneği ile bir komisyon oluşturarak, psikologların faaliyetlerini düzenlemek için süratle bir yönetmelik hazırlamalıdır.
  • Köklü bir çözüm için Psikologlar Meslek Yasası çıkartılmalıdır.
  • Ruh Sağlığı hizmeti veren tüm meslekleri kapsayan bir çerçeve yasa çıkartılmalıdır.
  • Özellikle Psikoloji Bölüm Başkanları ve akademisyenler bu konuya ağırlıklarını koymalıdır.

03.12.2009

Benzer İçerikler :

Egzersiz Ve Beyin

Bazı okurlar anımsarlar; geçtiğimiz senelerde, egzersizin beyin üzerindeki çok çeşitli etkilerini konuşmuştuk. Birçoğumuzun kolunu kıpırdatmakta güçlük çektiği ...

Evlilikler Nasıl Başlar Nasıl Biter 2

Geçen hafta kadın erkek meselesinde bir türlü hallolmayan bir şeylerin olduğunu ve her şeyi açıklamasa bile, yapısal farkların katkısı olabileceğinden söz...

İyi Öğretmenler

Öğretmenler, aileden sonra çocuğu en çok etkileyen kişiler olarak ikinci sıradadırlar. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı zorunlu eğitimlerini lise bittikten ...

Kolestrol: Bir Masal Daha 4

Birkaç haftadır kolesterolle ilgili “şehir efsanelerini” yazıyorum. Geçen haftayı özetleyelim: Kolesterolle ilgili araştırmaların toplandığı, ...

İlginizi Çekebilir :

İkna ve Etkileme: Herşey Karşılıklı İlkesi

Birkaç haftadır, ikna ve etkileme konularından söz ediyoruz. Hatırlarsanız geçen hafta,  ikna ve etkileme süreçlerindeki zaaflarımızdan söz etmiştik. Bu ...

İkna ve Yaptırım: Belirsizlik Varsa Benzerlerime Bakarım

Toplumsal Kanıt İlkesi Bundan 30 yıl kadar önce, İnsan Tarikatı adlı bir tarikatin üyeleri, San Fransisco’dan kalkıp Güney Amerika’daki bir ...

Televizyon ve Gizli Mesajlar

Geçen hafta beyin yıkama olgusuyla sinirbilim ve duygusal-bilişsel psikolojinin ilişkisinden biraz söz etmiştik. Beyin yıkama sürecinde kişilerin özgür ...

Dostlara Dair III

Geçtiğimiz hafta hayat arkadaşları arasındaki ilişkiyi merceğimize almış ve bu ilişkinin dostluğa en çok gereksinim duyulan dinamik olduğunu vurgulamıştık. ...