Her Anne Bebeği İçin Kendini Feda Eder
Dünya üzerindeki hiçbir duygu, anne sevgisi kadar güçlü ve uzun süreli değil. Bilim adamlarını da kendine hayran bırakan anne sevgisinin oluşması bilimsel olarak nasıl açıklanıyor? Davranış Bilimleri Enstitüsünden Klinik Psikolog Dr. Ayşe Bombacı annelik duygusunu benzersiz kılan bilimsel özellikleri anlattı.
Benzersiz Bir Sevgi
Bir çocuğa sahip olmak, kalbini dışarıda taşımak gibidir... Tüm zaman ve enerjisini çocuğunun bakımı için vermeye hazır olan anneler, bir başkası için asla yapmayacağı birçok şeyi çocuğu için hiç düşünmeden yapar. Bebeğini besleyebilmek için uykusuz kalabilir, bir yılda binlerce defa çocuklarının altını değiştirebilir. Çocuğuyla ilgili istenmeyen bir tehlike söz konusu olduğunda hiç düşünmeden onu korumak için kendini feda edebilir. Anne sevgisinin benzersizliği sadece edebiyat yazarlarını büyülememiştir, aynı zamanda bilim adamlarının da merakla araştırdığı bir konu olmuştur. Peki, anne sevgisinin oluşmasını destekleyici fiziksel gelişimler nelerdir? Klinik Psikolog Dr. Ayşe Bombacı, annelik sevgisini benzersiz kılan bilimsel özelliklere dikkat çekiyor. "Anne sevgisinin oluşumu hamilelikle birlikte başlıyor. Bu dönemde yaşanan önemli hormonal değişimler anneyi, doğumdan sonra bebeğine bağlanıp onu koruması için hazırlıyor. Sevgi ve bağlanma hormonu olarak bilinen oksitosin hormonunun seviyesi hamilelikle birlikte yükseliyor. Böylelikle bir anne adayı, bebeğine olan bağını henüz daha ona hamileyken güçlendiriyor. Onunla konuşarak, göbeğini severek, ona kendi sevdiği bir ninniyi söyleyerek aralarında bağ oluşmaya başlıyor."
Çocuk Dünyaya Geldiğinde...
Bağlanmada etkili olan diğer bir hormonun ise doğum sancılarının arttığı son evrede salgılanan endorfin hormonu olduğunu anlatan Bombacı, "Endorfin, insan bedeninin doğal olarak ürettiği bir ağrı kesicidir ve morfin gibi sakinleştirici etki yaparak doğumu kolaylaştırır. Çocuk dünyaya geldiğinde yaşanan sancılar bir anda unutulur, çünkü endorfin hormonunun seviyesi doğumdan sonraki ilk saatlerde hâlâ yüksektir. Anne, doğumdan sonra bebeğini kucağına aldığında, ona dokunarak iletişim kurduğunda ve emzirmeye başladığında bağlanma ve sevgi hormonu olan oksitosin de yüksek seviyede salgılanmaya devam eder" diyor.
Duygusal GeliÅŸimin Temeli
Araştırmalar, tek başına hormonların anne sevgisinin oluşmasında yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Bombacı: "Bağlanmayla güçlenen anne sevgisi, duygusal ve fiziksel yardıma muhtaç olarak dünyaya gelmiş bir bebeğin bütün ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli koşulları sağlıyor. Fakat bu duygunun gelişmesi için anne-bebek arasındaki iletişimle bedensel dokunsal bağlanmanın sağlanması gerekiyor. Anne sevgisini benzersiz kılan diğer özellik bu sevgi sayesinde annelerin algılarının daha güçlü olması. Örneğin, gece uykusundayken bile bebeğinin en ufak kıpırtısında uyanır ve onun ihtiyacını karşılar. Bir kadın için çocuk sahibi olmak ve anne sevgisini yaşamak, bağımlılık yaratan bir ödül etkisindedir". Peki, güçlü ve sağlıklı anne sevgisi alan bir çocuğun hayatında neler yaşanıyor? "Anne sevgisinin derecesi, bir çocuğun sosyal iletişim becerileri, empati kurabilme yeteneği ve hatta ileride karşı cinsle yaşayacağı romantik ilişkinin niteliğini bile etkileyebiliyor. Uzun süreli ve ciddi ilişkileri yaşamakta zorlanan yetişkinlerin öyküsüne bakıldığında, çocukluk döneminde güvenli bir anne - çocuk bağı yaşamadıklarına rastlanıyor."
AkÅŸam / 12.05.2017
Haberi PDF formatında okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Her geçen gün kitap okumaya ilgi azalıyor. Aileler çocuklarını teknoloji çağının kurbanı yapmamak için kitap okuma alışkanlığını çocuklarına kazandırmayÄ...
14 Åžubat Sevgililer Günü yaklaşıyor… Gündemde mutlu ve uzun bir iliÅŸki sürdürebilme konusu varken tüm çiftler iliÅŸkilerini sorguluyor ve bu özel günde ...
Çok az bir kısım genç teknolojiyi hayatında olması gerektiği gibi kullanabiliyor. İletişim çağının tam da ortasında dünyaya gelen çocukların internete bağımlı ...
Türkiye genelinde 17,5 milyon öğrenci bugün karne alıyor. MEB, "ödev verilmesin" uyarısında bulundu. Ancak uzmanlar "Sadece eğlenceye değil, ...
İlginizi Çekebilir :
Terfi Alamayan Çalışanın Motivasyonunu Nasıl Düzeltirsiniz? Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Psikolog Ayşegül Horozoğlu, yüksek performansına...
Sadece bir uyarısı var Konuk'un, o da çocuklara değil, ebeveynlere ve okul yöneticilerine: "Asıl kıyafet meselesini büyütenler, 'En iyi beni...
Terör olayları gibi pek çok durum, her yaştan insanın davranışlarında değişimlere yol açabiliyor, Yaşanan acılar ve kayıplara, dolaylı yoldan maruz kalınsa ...
UZM. PSİKOLOG EMRE KONUK Davranış Bilimleri Enstitüsü Başkanı Şiddet Kullanan Kişilerin Ortak Bir Özelliği Var mı? Amerika'da cinsel suç işleyerek...