Onsuz yaşayamam diyorsanız,eyvah
"Onsuz yaşayamam", "Onun için her şeyi yaparım" diyorsanız aman dikkat patolojik âşık olabilirsiniz. "Âşık olmanın nesi kötü" demeyin. Çünkü kişinin kendi benliğinden vazgeçme uğruna hissettiği aşkın bu hastalıklı hali, ilişkinin de sonunu hazırlıyor. Psikolog Ayşe Bombacı, patolojik aşkı anlattı.
Aşkın Hastalıklı Hali
"Onsuz yaşayamam" ya da "Onun için her şeyi yaparım" gibi cümleler patolojik aşkı karakterize eder. Partnerine bağımlı olma gibi, ağırlıklı olarak kadınlarda rastlanan patolojik aşk, kişinin kendini mutsuz eden ve ona aslında acı veren kişiye saplantılı bir ruh haliyle tutunmasıdır.
Kimi zaman bireyin kendi benliğinden vazgeçme uğruna hissettiği aşkın bu hastalıklı hali, ilişkinin sonunu hazırlar. Çünkü kişi, kaybetme korkusuyla, partnerine sarılır, yaptığı ve söylediği her şeyi kontrol etmeye çalışır ve bu baskıya dayanamayan diğer taraf ise ilişkiyi bitirir. Böylece patolojik âşık en çok korktuğu sonu yaşar, yani terk edilir. Patolojik aşk, normal kıskançlık duygusunun, uç noktasıdır. Partnerinin tepkilerine bağımlı hale gelmiş biri, sürekli onun onayına muhtaç hisseder. Ondan gelecek güzel, sevgi dolu sözler bu açlığı kısa bir süre için dindirebilir ama asla tam olarak doyuramaz. Kişinin odak noktası sevdiği insandır, her şeyi onunla yaşamak ister, başka kimseye ihtiyaç duymaz, o varken güçlü ve mutludur.
Sevgi Görmemişse
Yapılan çalışmalar, hastalık halinde partnerine bağımlı hale gelen kişilerin, çocukluk dönemlerinde yeterince sevgi ve ilgi görmediklerini gösteriyor. Örneğin, çocukken çoğunlukla yalnız bırakılmışlardır, duygusal ihtiyaçları, duyarlı bir biçimde karşılanmamıştır. Bu yüzden "yeterince iyi değilim" ya da "değerli ve önemli değilim" gibi olumsuz inançlar yerleşmiştir. Bunun gibi çocukluk döneminden gelen travmatik yaşantıların etkisiyle terk edilme korkusu pekişmiştir. Eşlerin hastalıklı derecede kıskanç olmasının altında çocukluk deneyimi yatabilir.
Kaybetme Korkusu
Sevdiğini kaybetme korkusu bir süre sonra onu, saplantılı bir biçimde kontrol etme ihtiyacına dönüşür. Bağımlı kişi, eşini o kadar çok baskı altına almaya çalışır ki, tek başına nefes alacak alan bırakmaz.
Birçok durumda, ilişki bu baskıya dayanamaz ve büyük kavgalarla biter. Çünkü sağlıklı sevgi, kişilerin birey olmasına izin verir. Uyumlu bir ilişkide her iki taraf kendini güvende ve mutlu hisseder. Sevgi, durmadan test edilmez. Bireysel ihtiyaçlar da gözetilir. Taraflardan biri aşırı derecede kıskançlık yapmaya ve kontrol etmeye başlarsa, yapılacak en iyi şey, baskıcı tutum ilişkiye yerleşmeden çiftlerin suçlayıcı bir dil kullanmadabirbirleriyle açıkça konuşması ve paylaşmasıdır. Çünkü birçok ilişki, konuşulmadığı için problemlerin daha da derinleşmesi nedeniyle bitiyor.
Akşam Pazar / 02.08.2015
Benzer İçerikler :
Her anne adayı sorunsuz bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir şekilde bebeğine kavuşmak ister. Maalesef her hamilelik doğumla sonlanmıyor. Yine de bu dünyanın ...
Her yıl 23 Nisan'da çocuklarımızı makamlara oturtuyor, onların gelecekteki meslekleri ile ilgili temennilerde bulunuyoruz. Peki, çocuklara gelecekleriyle ...
Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Psikolog Ayşegül Horozoğlu, yüksek performansına rağmen terfi veya zam alamayan çalışanların stres seviyelerini...
Okulların açılmasına bir ay kaldı. Tatilin bu son zamanlan çocuklar için nasıl iyi ve verimli hale getirilir Yoğun bir okul sezonuna hazırlanan çocuklar, ...
İlginizi Çekebilir :
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün birey ve ailenin mutluluğunu artırmak amacıyla oluşturduğu Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nin Açık...
Kariyer hedefleri olan annelerin kafasındaki "İyi bir anne miyim, nasıl iyi anne olurum?" sorularına yanıt arayan uzmanlar, "Kendiniz...
Çocuğunuz eve geldiğinde içine kapanıyor ve bir şey konuşmuyorsa ya da şiddete yönelmişse aman dikkat! Ya zorbalığa uğramıştır, ya da zorbalık gösteriyor ...
İstanbul'da Trump Alışveriş Merkezi’nde yarın açılacak bu şehrin kendi anayasası, pasaportu, kamu binaları ve sadece burada geçerli parası bile var. ...









