Basında Dbe

Şimdi Yeni Akım Plazalardan Köylere

Şimdi Yeni Akım Plazalardan Köylere

"Belki sadece gitmeyi seviyorsunuz; kaçıyor da olabilirsiniz" 

Jack Kerouac

Aslında her şey, büyük şehir stresiyle başlamaz, her şey, bir yolculukla başlar. Özlemler yaratan bir yolculukta. Betonların içinde yaşayarak değil, doğaya dokunup, tanış, tanık ve dahil olmakla başlar. Öncesinde de, şimdisinde de, sonrasında da bir gidiş vardır. Doğaya sığınmak duygusu, bazen yavaş yavaş zerk edilerek, bazen de bir yolculuktaki nokta atışıyla tek seferde insanın kanına girer. Metropol keşmekeşi, trafik, iş bunalımı ve işsizlik, aşk acısı, ekonomik yetersizlik, yaşanan kayıplar, depresyon, terör korkusu, sağlıklı yaşam, sevdalanmak, yalnızlık, hiçlik duygusu, yeni bir yaşam dokumak; kaçma duygusu, doğa sevgisi, spor, ne sebepse. İşte plazalardan toprağa uzanan öykünün analizi.

Bir kere insanın aklına düşmeye, kanına girmeye görsün... Hayat bir kendine yolculuktur. Kendini bulabileceğin mecralara inatla yol alır. Hani o her vesile "yüreğinin götürdüğü yere git" tape edilmiş cümle vardır ya. İnsan yolculuğunun başladığı anı hatırlamaz, bittiği yeri de bilemez. Hayat, varılacak yeri belirsiz bir yol hikâyesidir ve doğadan geçer.

Doğaya kaçmak mı, doğaya sığınmak mı? Yoksa her ikisinin de içinizde biriken duygu sarmalı mı? Gene bir yol hikâyesidir, her ne ise...

Bir sabah kalkarsınız ki, doğa yolcususunuz. Aslında o sabah başlamamıştır yolculuk. Kim bilir aklınızdan kaç kez geçmiştir? Bir türlü gerçekleşmemiş, hayatın takvimi engellemiştir. İşiniz, aile bağlarınız, psikolojik durumunuz, sorunlar ve kendinizi onarma çabalarınız... İnsan kendi sorumluluklarını önceler, kendi isteklerini hep arkaya öteler. Belki de ömür kaybıdır bu... Çünkü yaşam hiçbir şeye yetmez.

Sözün burasında, dünyaca ünlü bir yol ustası eşlik eder doğa yolcusuna... Kanadalı-ABD'li romancı ve şair, Beat Kuşağı akımının kurucusu. Yolda (On The Road) adlı romanıyla bu akımın simgesi olarak kabul edilen Jean-Louis "Jack" Kerouac sözleri: "Bir yola neden çıktığınızı bilmiyor olabilirsiniz. Yolun sonunu merak etmemek gibi bir dinginliğin, sonsuza kadar yürümeye yetecek bir gücün sahibi de olabilirsiniz. Sizi yolculuğa çeken yolun sonu değil, yolun kendisi de olabilir. Belki sadece gitmeyi seviyorsunuzdur. Kaçıyor da olabilirsiniz. Ya da böyle olduğunu sanıyorsunuzdur. Öyledir." Neden doğaya sığınıyoruz? Neden kentten, orman köylerine, sahil kasabalarına, doğal ortamlara yerleşip; basit ve doğal yaşamak istiyoruz? Nedenleri, birbirine benziyor. Emeklilik, sağlık, iklim, uzun yaşama isteği, ekolojik beslenme, tarım, şehirde bunalmak, ekonomik zorluklar, basit yaşama arzusu, doğa sporu yapmak, doğa sevgisi vesaire. Son zamanlarda terörün yarattığı korku imparatorluğu ile de, insanlar büyük şehirlerden, Ege ve Akdeniz sahillerine yerleşiyor.

Davranış Bilimleri Enstitüsü /Uzman Psikolog Dilek Doğu

Yalnızlık ve hiçlik duygusuna düşüşü anlatıyor:

"İnsanlar hayatının belli evresindeki iş kayıpları sonrası, artık kariyer getirisi kaliteli sosyal ilişkiler kuramıyorsa, içe dönük bir yapıya sahipse, eş, sevgili ayrılığı da yaşıyor, sosyal destek, bir gruba ait olma, onaylanma, kabul görme gibi doyumlar yaşamıyorsa... Yalnızlık ve hiçlik duygusu devrededir artık. Hiçbir amacı olmayan, hiçbir işe yaramayan depresif ruh hali belirtileri gösteren kişiler, çareyi doğaya uzaklaşmakta buluyor... Eve kapanıyor, hiçbir aktiviteye katılmıyor, unutuluyor ve aranmıyor da... Bu kişiler daha çok patolojik tanı almış, depresyon hastası veya sosyal fobikler.

Hayata yetişme kaygısı. Metropolleşen kentlerde yaşamanın güçlüğü de insanları doğaya kaçırıyor, sakin kasaba ve köylere koşuyor... Çünkü büyük şehir insanının en önemli sorunu, aşırı stres kaynakları. Trafik, yetişme kaygısı... İşe, eşe, çocuklara, dostlara, eğlenceye, kısaca hayata yetişme kaygısı. Özellikle, meslek sahiplerinde, beyaz yakalılarda ciddi kariyer sorunları var. Yarıştalar. İş alanında, müthiş bir rekâbet var. Maaş, statü, kıskançlık, işi ve statüyü kaybetme korkusu. Süper kadın, süper erkek olma sendromu. İyi bir iş, eş. çocuklar...

Outdoor Fitness / Mayıs 2016

Haberin devamını pdf formatında okumak için tıklayınız.

Benzer İçerikler :

Yeni Mezunlar İçin İş Bulma Stratejileri

İş hayatına adım atmaya hazırlanan pek çok yeni mezun için zorlu süreç başlıyor. Uzun bekleme süreleri, ret yanıtları ve beklentilerinin altında geri dönüşler, ...

Ne! Anne mi olacağım?

Fiziksel olarak 20-30 yaş arası anneliğe en uygun yaşlar olsa da işin psikolojik boyutu biraz farklı. Kadınlar anne olmak için yeterli duygusal olgunluğa...

Mutlu Evliliğin Sırları 5

Yeni Evli Çiftlere Tavsiyeler Evliliklerde en çok çıkan problemler arasında evin bütçesi yani para meselesi, evdeki iş bölümü, kadın-erkek rolleri ve ...

Çocukların Bayram Sevinci Hiç Bitmesin

Bir bayramı daha geride bırakırken, geleneksel kutlamalarla günümüz çocuklarının ilişkisini mercek altına aldık,  Çocuklar için bayram, şeker, harçlık, ...

İlginizi Çekebilir :

İş Yerinde Ruh Sağlığına Dikkat!

Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün bu yılki teması “İş Yerinde Ruh Sağlığı”. Avrupa’da iş sebepli depresyonun yıllık maliyetinin 617 milyar ...

Selfie: Sosyal Bir Eğilim mi Yoksa Hastalık mı?

Selfie, göstermek istediğiniz benliğinizin maskesi olabilir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Uzman Klinik Psikologu Asena Yurtsever'den selfie'ye...

Kurallara uysun

Ahh Bu Afacanlar Akşamları Uyumaz Sabah Kalkamazlar Yazı dizimizin bugünkü bölümünde, anne-babaların en zorlandıkları alanlardan biri olan, çocuklar...

Kardeşin mi var, derdin var!

Çocuğunuz, hayatınıza girecek yeni bir bebeğe ve onunla sizi paylaşmaya ne kadar hazır? Yeni bir bebeğin hayatınıza sokacağı "kardeş kıskançlığı" nı ...