Tıbben Açıklanamayan Belirtiler

Tıbben Açıklanamayan Belirtiler
‘’Fizyolojik hiçbir hastalıkla açıklanamayan fiziksel yakınmalar, derin bir mutsuzluk ve huzursuzluk halini, bedensel belirtilerle ifade etme eğilimi olarak tanımlanmaktadır.’’
     
Tıbben açıklanamayan belirtiler, bireylerde sağlığı etkileyen fakat hastanın yakındığı belirtilere uygun tıbbi yaklaşıma rağmen açıklanamayan fiziksel belirtilere verilen addır. Genel popülasyonda oldukça sık rastlanmaktadır ve hekimler bu belirtileri fizyolojik bulguların görülmediği ‘’zor hastalar’’ olarak değerlendirmektedir. (Kandemir G., Ak İ., 2013) 
            Tıbben açıklanamayan belirtileri olan bireyler, hekimleri tedavi sürecinde açmaza düşürmektedir. Tıbben açıklanamayan belirtilerin tespit edildiği hastalar, sağlık hizmetlerini çok sık kullanırlar ve aldığı hizmeti de çoğu zaman yeterli bulmamaktadırlar. Bu süreçte hastada, anksiyete ve depresyon benzeri psikiyatrik durumlar da gözlenmektedir. Tüm dünyada ve farklı kültür grupları arasında ‘’tıbben açıklanamayan belirtiler’’ ruhsal sıkıntıların en yaygın bireysel ifadesi olmaktadır.        
       Tanım
         Fizyolojik hiçbir hastalıkla açıklanamayan fiziksel yakınmalar, derin bir mutsuzluk ve huzursuzluk halini bedensel belirtilerle ifade etme eğilimi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bu hastalarda belirtilerin taklit edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Hastanın bahsettiği belirtiler ve yaşadığı fizyolojik sorunlar gerçektir fakat yine de fiziksel bir nedene bağlı değildir ve bu durum hekimlerin tedavi sürecinde işlerini zorlaştırmaktadır. 
      Tıbben açıklanamayan belirtiler, bireylerin iş, okul, aile ve sosyal hayatlarını ciddi düzeyde etkilemektedir. Bireyin olumsuz bir bakış açısına sahip olması, acı ya da diğer duygulara karşı aşırı duyarlı olması, yetiştirilme tarzı ve genetik faktörler, tıbben açıklanamayan belirtiler yaşamasına sebep olabilmektedir. Geçmiş yaşantısında travmatik süreçlere maruz kalmış bireylerde de bu duruma sıkça rastlanmaktadır. 
        Epidemiyoloji ( Genel Nüfusta Ne Ölçüde Rastlanır? )
          Tıbben açıklanamayan belirtilerin büyük ölçüde rastlandığı tıbbi alanlar ve fizyolojik belirtilerden bazıları şunlardır: 
Ortopedide bel ağrısı
Nörolojide baş dönmesi ve baş ağrısı, 
Göğüs hastalıklarında nefes darlığı ve hiperventilasyon,
Dahiliyede kronik yorgunluk sendromu,
Gastroenterelojide irritabl barsak sendromu ve işlevsel dispepsi.
       Genellikle 30 yaşından önce başladığı gözlenen bu yakınmaların, kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğü bildirilmektedir.
        Yapılan çeşitli araştırmalarda, belirli şikayetler ile sağlık hizmetine başvuran hastaların ortalama %30’unda tıbben açıklanamayan belirtiler olduğu bildirilmiştir. (Kandemir G., Ak İ., 2013) Ayrıca bu belirtilerin uzun vadede ciddi bir zihinsel yetiyitimine yol açabileceği bildirilmektedir. Yapılan başka bir çalışmada ise tıbben açıklanamayan belirtiler gösteren hastalarda mevcut psikiyatrik bozukluk oranının iki kat artmış olduğu gözlenmiştir. Aynı çalışmada kadın cinsiyet, yalnız yaşıyor olmak, düşük ekonomik gelir ve ileri yaş, tıbben açıklanamayan belirtiler ile ilişkilendirilen etkenler olarak saptanmıştır. 
       
        Belirtiler ve Tedavi Süreci
           Tıbben açıklanamayan belirtilerin gözlendiği bireylerde temel belirti: fiziksel belirtilerin aslında sahip olunmayan bir tıbbı rahatsızlığa bağlı olduğu inancıdır. Kişiden kişiye bu belirtiler farklılaşabilmektedir fakat genel belirtiler şunlardır :
Bilinen herhangi bir tıbbi rahatsızlıkla ilgisi olmayan belirtiler, 
Bilinen bir tıbbi rahatsızlıkla ilişkin fakat çok daha aşırı gözlenen belirtiler,
Normal fiziksel belirtilerin hastalık belirtisi olarak düşünülmesi,
Hekimin uygun tedavi vermediği inancı,
Fiziksel aktivitelerin vücuda zarar vereceğine dair kaygı ve endişe duyulması,
Tıbbi tedaviye cevap alınamaması,
Verilen ilaçların yan etkilerine karşı aşırı hassasiyet gösterilmesi.
Ayrıca bu durum her ne kadar anksiyete ile ilişkilendirilse de, anksiyetede birey hasta olmaktan korkar ve ciddi bir kaygı yaşarken, tıbben açıklanamayan belirtilerin gözlendiği bireylerde fiziksel belirtilerin gerçekten yaşandığı gözlemlenir. Bu tür durumlarda hasta ve hekim arasındaki ilişki önemlidir ve hastanın güven duygusunun gelişimi bu ilişkiyi doğrudan etkilemektedir. Hastalar semptomlar için doğru bir tedavi uygulanması için tekrar tekrar tetkikler yaptırtabilir ve uygun tedavi uygulanmasına rağmen belirtilerin kaybolmaması hekimi çaresizliğe ve umutsuzluğa sürükleyebilir.  
       Tedavi sürecinde hekimin öncelikli görevi belirtilerin fiziksel niteliğini ve gerçekliğini kabul ederek altında yatan psikolojik nedenlerin varlığını irdelemektir. Aynı zamanda hasta için fiziksel belirtilerle başa çıkmak ve yetiyitimini azaltmak için doğru stratejiler belirleyerek ilerlemek gerekir. Hastalar ancak bedensel sıkıntının hafifletilmesi için etkili bir tıbbi tedavi gördüğüne ikna olduğunda psikoterapi görüşmesine hazır hale gelebilir.
      Tedavi sürecinde; fiziksel belirtileri dikkatlice araştırmak, hastaya belirtilerin olası nedenlerini onun anlayabileceği biçimde açıklamak, tanıyı koyup hastayı savuşturmak yerine hasta için uzun vadede ulaşılabilir durumda olmak ve sıkıntılarla başa çıkma sürecinde hastayı doğru ve yeterli bir şekilde bilgilendirmek gerekmektedir.
    
    
Kaynaklar
1- Kandemir G., Ak İ., (2013). Tıbben açıklanamayan belirtilerin psikiyatrik yönü. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 5(4) 479-506. https://doi.org/10.5455/cap.20130530
2- Aktaş S., Gülen M., & Sevi O.M., (2019). Tıbben açıklanamayan somatik semptomlar için bilinçli farkındalık temelli terapiler: sistematik bir gözden geçirme. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 11(3) 271-283. 
3- Kesebir S., (2004). Depresyon ve somatizasyon. Klinik Psikiyatri 1 14-19.
 
 

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

DİSFONKSİYONEL AİLE YAPISI NEDİR VE ETKİLERİ NELERDİR?

Her ailenin ve aile üyeleri arasındaki ilişkilerin kendine özel dinamikleri vardır. Bir insanın yaşam boyu nasıl bir karaktere, kişilik özelliklerine, düşünce ...

Sigara Strese Neden Olur mu?

Sigara içmek ile stres arasındaki ilişki uzun zamandır tartışma konusu olmuştur. Sigara içen yetişkinler, sigaranın rahatlamalarına yardımcı olduğunu...

Başarılı Evliliğin Formülü Nedir?

Başarılı evlilik için bir formülden ziyade bazı araştırmalarda ortaya çıkan bulgulardan bahsedebiliriz. Dünyanın önde gelen çift terapistlerinden ...

İNTİHAR ETMEK İSTEMİYORUM

Genelde intihar, insanların hakkında konuşmamayı tercih ettiği bir konudur. Tanıdığımız hiç kimsenin başına böyle bir şeyin gelmemesini umar ve bu düşünceleri ...

İlginizi Çekebilir :

Salgınlar ve Hastalık Korkusu İçin Çareleriniz Mevcut

Son zamanlarda başta Çin olmak üzere tüm dünyada bir salgın sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Güncel rakamlar henüz endişe verici bir seviyede değil, ülkemiz ve...

MEDYANIN İNSAN BEYNİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

“Bundan önce yapılmış yüzlerce klinik araştırma, dijital dünyanın depresyon, kaygı ve saldırganlığı artırdığını gösteriyor. Hatta video oyunlarıyla çok ...

Yorgunluk yönetimi

Yorgunluk yönetimi nedir? Yorgunluk ve kronik yorgunluk farklı mı? Yorgunluk yönetiminden kasıt, kronik yorgunluk yönetimi mi? Yorgunluk ile kronik ...

TSSB BELİRTİLERİNİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ: TRAVMA BEYNİ NASIL DEĞİŞTİRİR?

“Travma esnasında beyniniz sizi o kadar çok güvende tutmak ister ki fazladan mesai yapar gibi düşünebilirsiniz. Tehdit ortadan kalktıktan sonra, geçmişte ...