Çalışan Bağlılığı ve Kişiliğim
Geçtiğimiz birkaç hafta, yaptığımız bir dizi araştırmayı özetlemeye başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya cevap arıyordu: Acaba iyi giden evliliklerle, kötü giden evlilikler söz konusu olduğunda kişiliklerimizin, ya da kişilik özelliklerimizin payı nedir? Gördük ki, kişiliklerimiz evlilikten aldığımız doyumu ve beraberliklerimizin kalitesini ve geleceğini önemli ölçüde etkiliyor.
Bu hafta özetleyeceğimiz araştırmada, bu kez kişilik özellikleri ile çalışan bağlılığı arasındaki ilişkiyi irdeledik.
Çalışan Bağlılığı; çalışanların beklenenden daha fazla performans göstermesi, yönetici- çalışan-ekip ilişkisinin verimli olması, çalışanların yeteneklerini sonuna kadar kullanabilmesi, kendilerine değer verildiğini hissetmeleri, yaptıkları işin ödüllendirilmesi ve işi iyi yapabilmek için gerekli araç-gereçlerin temin edilmesi gibi unsurları içeren büyük ölçüde duygusal bir bağ olarak tanımlanmaktadır. Altının çizilmesi gereken en önemli yan ise; çalışan bağlılığı ile, iş sonuçları arasındaki yakın ve sıcak ilişkidir. Yani bu grubun performansı son derece yüksektir.
Çalışan Bağlılığı Düşükse
Şirketinizde bir çalışan bağlılığı araştırması yaptığınızda, çalışan bağlılığı yüksek çıkan kişiler ve iş birimleri ile ilgili verilerle ne yapacağınızı, işinize nasıl yaratacağınızı az çok bilirsiniz. Ancak, çalışan bağlılığı düşük kişiler ve gruplarla ne yapılacağı hiç bir zaman belli değildir.
Onların bedenleri işte, ruhları başka yerdedir. Hep şikayet ederler. Çok çalışanlardan nefret ederler. Hayatlarından memnun değillerdir. Bir kısmı depresif depresif dolaşırlar. Zor insanlardır. Ve doğal olarak performansları çok düşüktür. Yani atsan atamazsın, satsan satamazsın bir durum sözkonusudur.
Kurumlar bu grupla ne yapacaklarını bilemezler. Bu grubu yeterince tanımazlar da. Çünkü tanımak için araştırma filan yapmak gerekir ki, bu da bu işe para ayırmak anlamına gelir. Biz bu soruna cevap bulabilmek için kaynak ayırmaya değer bulduk.
Aslında iş şöyle gelişti: Terapiye gelen profesyonellerin bir bölümü son derece yetenekli, eğitimli, geçmişinde başarıları olan kişilerden oluşuyordu. Ancak performansları ciddi biçimde düşmüş olurdu. Bu insanlar bir süre terapi ilişkisine girerlerse toparlanıyor ve performansları da artıyordu. Yani belki de bu grup insan için hala yapılacak bir şeyler vardı.
Sonuçlar
Çiftlerle yaptığımız araştırmada, psikolojik uyum ya da eski değimiyle “nevrotik eğilimle” evlilikteki uyum arasında yakın bir ilişki çıkmıştı. Aynı sonuç, çalışan bağlılığı araştırmasında da çıktı: Psikolojik uyum ile, çalışan bağlılığı arasında yakın bir ilişki çıkıyordu.
Haftaya devam.
Kaynak
Burcu Çanacık, Hejan Epözdemir, Emre Konuk
“Özel Sektörde Çalışan Bireylerin Kişilik Özellikleri ve Çalışan Bağlılığı Arasındaki İlişki”
15. Ulusal Psikoloji Kongresi, 2008.
09.11.2008
Benzer İçerikler :
Eşlerin bir şikâyetle terapiye başvurma tarihi pek de öyle eskiye dayanmaz. Eskiden yen kırılır kol içinde kalır, ya da tam tersi olabilir hesabı, çar...
Tsunami’nin vurduğu bölgelerden yalnızca biri olan Khao Lak’ta “örgütlenmemizi” tamamladık sayılır. Eğer “ekipler bölgeye intikal ...
Geçtiğimiz hafta mutluluk üzerine konuşmuş ve yapılan kapsamlı bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bazı bulguları paylaşmıştık. Mutluluk evrensel nitelikte ...
Geçtiğimiz iki hafta güzel aklımızın bize oynadığı oyunlardan söz ettik. Daha sonra da sosyal desteğin, arkadaşlar ve akrabalarla kurulan iyi ilişkilerin ...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta, çevremiz ve uyarıcıların yeme davranışımızı, yani neyi ne kadar yediğimizi büyük ölçüde belirlediğinden söz etmiştik. Bu veriye dayanarak, Brian ...
Geçen hafta David Rosenhan’ın bir araştırmasını özetlemiştim. Sekiz sahte hasta, yani normal kişi, akıl hastanesine sanki hastaymış gibi baş...
Daha önce bu köşede, varsayımların, herhangi bir alana dair yaklaşımımızı, tutum ve davranışlarımızı belirleyen yapı taşları olduğundan bahsettiğimizi...
Geçen hafta Festinger’in “Zihinsel Çelişki” ya da “Zihinsel Tutarsızlık” diyebileceğimiz teorisinden söz ettik. Bir iki de...

