Emre Konuk

Çalışanı Yönetmek

Geçen hafta işyerlerine, ekiplerine ve çalıştıkları kurumlara bağlılığı yüksek olan çalışanların profili üzerinde durmuştuk. Bununla da kalmayıp, “bağlı olmayanlar” ve “işlerinden kopuk” olanları da tanımaya çalışmıştık.

Bu konu önemliydi çünkü bir kurumda esas katma değeri yaratan grup; bağlılığı yüksek olan gruptu. Bağlı olmayanlar ise; içlerinde potansiyel “starları” yani yüksek performans gösterecek çalışanları barındırdıkları ve genelde kendilerinden bekleneni verdikleri için önemliydi.

Hafta içinde bir şirketin yöneticileriyle benzer konuları paylaşırken, özetle şöyle dendi: “Tamam çalışanı tanımak önemli de, esas mesele yönetmek”. Yani “ille bir ukalalık edeceksen insanları nasıl yöneteceğim onu söyle” denmiş oldu. Bende bunu “fuhşa teşvik” olarak algılayıp, ağzıma geleni söyledim. Özeti aşağıdadır.

Teori ve Pratik

İşin ideali teorinin pratikle beslenmesidir. Daha doğrusu her ikisinin de birbirini beslemesidir. Ama ne yazık ki, özellikle insan ilişkilerini içeren teorilerin büyük kısmı, teoriyi geliştirenin kendi kafasındaki haritayı yansıtır.

Örneğin; evlilik terapisi ile uğraşan bir terapistin kafasında çiftlerin evde yapılması gereken işleri paylaşması gerektiği yatabilir. Çünkü ideal bir evlilikle ilgili sahip olduğu haritası böyle söylüyordur. Oysa evliliğinden doyum aldığını ve mutlu olduğunu söyleyen çiftlere gitse ve sorsa bambaşka şeyler işitebilir. Örneğin; eşinin tüm yardım taleplerini reddederek, evin ve çocukların tüm sorumluluğunu da üstlenerek mutlu olduğunu söyleyen bir kadınla karşılaşabilir. Bir araştırma yapsa böyle düşünen kadınların oranının bayağı yüksek olduğunu görebilir.

Benzer bir olgu “Yönetim Bilimi” için de geçerlidir. Son 40 yıla baktığımızda ortaya çıktığında ses getirmiş, piyasada tutunmuş ve sonra da tarihin karanliklarında kaybolmuş en az bir düzine “yönetim teorisi” bulabiliriz. Bu çalışmalara baktığımızda, hemen tümünün “kendi haritasını” yansıttığını ve kendi teorisini destekleyecek örnekleri kullandığını görürüz. Bunların neredeyse hiçbiri bilimsel araştırma yöntemlerini kullanıp, teorisini verilerle beslememiştir. Yönetim Bilimindeki bu değişim çok yenidir. Yani ne yazıktır ki, iş dünyasında hala geçerliliği belirlenmemiş teorilerin uzantıları olan yaklaşımları kullanmak zorundayız.

Model Oluşturmak

Yeni anlayışın temelinde modeli “iyiye bakarak” oluşturmak yatar. Örneğin; iyi giden evliliklerde, çiftlerin “bu işi ne yapıyorlar da iyi götürüyorlar” diye sormak. Yönetmek söz konusu olduğunda da, performansın yüksek olduğu iş birimlerinde (satış ekipleri, mağazalar, şubeler gibi) “nasıl oluyor da, ne yapıyorlar da şirketin diğer iş birimlerinden farklı olarak bu birimlerde performans yüksek oluyor” diye aynı soruyu sorabiliriz.

Bu noktada odaklanmamız gereken:

• Yönetici
• Ekip üyelerinin kendi aralarındaki ilişkisi
• Yönetici ile ekibin ilişkisidir.

Model pekala bunun üzerine oturtulabilir ve müdahale de bu modelden kalkarak planlanabilir. İşe alım, yetenek yönetimi, performans değerlendirme, yetkinlikler, ve eğitim planlaması gibi temel İK fonksiyonları oluşturulan modelin altına döşenebilir.

Haftaya devam.

27.07.2008

Benzer İçerikler :

Sağlıklı Marka Evliliğinin Değeri 5

Yıllar içinde yapılan araştırmalarda, sadece müşteri bağlılığı ölçülmemiş aynı zamanda bu bağlılığın etkisi ve bağlılık olmamasının bede...

Harvard Uzlaşma Projesi

Geçtiğimiz iki hafta, sorunları aşmak için takındığımız iki tavır üzerinde durmuştuk. Birincisi; sorunların ortaya çıkmasına yol açan nedenleri araştırmak ve ...

Beyin Nasıl Yıkanır

Beyin yıkama, bir başka deyişle diğerlerinin beynini bir anlamda kontrol altına alma, uzun zaman anlaşılamamış bir fenomen aslında. Ancak, bugün, bilimsel...

Gerçeği Sorgulamak

Önce geçen hafta söylediklerimizi bir özetleyelim: 1. İnandığım şeyin aynı zamanda gerçeği de yansıttığını varsayarım. Yani Kemal’in benden nefret ...

İlginizi Çekebilir :

İkna - V

Bildiğiniz gibi bir süredir çeşitli sosyal etki unsurları ve ilgili ikna stratejileri üzerine konuşuyoruz. Son olarak geçtiğimiz hafta, insanların kişisel ...

Popüler Psikoloji Mitleri

Bilgi çağı diye anılan 21.inci yüzyılda, bilgi edinmek kadar, yanlış bilgi edinmek de mümkün. Psikoloji, günlük hayatımızda var olan bir sürü konu ile ...

Festinger'den Kültlere ve Tehlikeli Gruplara

Geçen hafta Festinger’in “Zihinsel Çelişki” ya da “Zihinsel Tutarsızlık” diyebileceğimiz teorisinden söz ettik. Bir iki de...

Evlilikler Nasıl Başlar Nasıl Biter 3

Geçen hafta şöyle bir soru sormuştuk: Nasıl oluyor da insanlar uzun süreler ciddi mesailer harcayarak özenle seçtikleri eşleriyle bir zaman sonra karşılıklı ...