Emre Konuk

İnsanın Doğası 3

Geçtiğimiz iki hafta bir soruya cevap aradık: Tüm kültürlerde ortak, evrensel duygu ve davranış özelliklerinden söz edebilir miyiz? Antropolojiden ve diğer araştırmalardan faydalanarak, gerçekten de evrensel davranış kalıplarından, değerlerden, inançlardan, korkulardan ve ihtiyaçlardan söz edilebileceğini gördük.

Arkasından bir soru daha sorduk: Acaba hepimizde ortak olduğunu düşündüğümüz temel korkuları ve ihtiyaçları kullanarak, yaşamı kendimiz ve başkaları için yaşanır hale getirebilir miyiz? Örneğin bir yönetim ve liderlik anlayışını bunlara dayanarak geliştirebilir miyiz? Çocuğumuzla, eşimizle, arkadaşlarımızla ilişkilerimizi organize edebileceğimiz bir “kullanım kılavuzu” oluşturabilir miyiz? Denemeye değer dedik.

Donald Brown, “Human Universals” (İnsanın Evrensel Özellikleri) adlı kitabında tüm kültürlerde ortak 372 tane özellik sayıyor. Bunları biraz zorlayarak da olsa, az sayıda başlıklara indirgemek mümkün olabilir. Aşağıda her başlığın altında, temel korkularımız ve ihtiyaçlarımızı yaşama yansıtırken kullandığımız kavramları sıraladık. Yani neticede yaşamı topu topu 6 temel korku ve ihtiyacı kollayarak yönetebileceğimizi söylemiş oluyoruz.

Temel Korku ve İhtiyaçlarımız

1. Ölüm Korkusu-Güvenlik İhtiyacı

Güven, huzur, korunma, ihmal, terk, yalnızlık, tehlike, korku

Her toplumda kendimizin ve aile fertlerinin ölümüyle ilgili korkunun olduğunu ve cinayet ve intiharın yasaklandığını görüyoruz. Ayrıca yine tüm toplumlarda, evliliğin ve akrabalardan oluşan gruplaşmanın olduğunu, kendi çocuklarımızı ve yakınlarımızı ciddi biçimde kayırdığımızı görüyoruz. Kısacası, hem kendi yaşamımızı hem de yakınlarımızın yaşamını güvence altına almak en temel ihtiyaçlarımızdan biri.

2. Yabancı Korkusu-Topluluk İhtiyacı

Birlikte olmak, birlik, aidiyet, bağlanmak, dışlanma

Her toplumda çocuklar yabancılardan korkar. Tüm toplumlar gruplar halinde yaşar. Ve bu gruplar ille de kan bağına dayanmaz. Her toplum “bizden olanı” ve “bizden olmayanı” ayırır ve “bizden olan” esastır. Yani sürüler halinde yaşarız ve sürüyü sağlam tutmak için organize oluruz. Sürünün dışına atılma, yani dışlanma en ağır yaşanan travmalardan biridir.

3. Gelecek Korkusu-Açıklık İhtiyacı

İleriyi tahmin, bilinmeyenden korku, önünü görmek

Her toplumda gelecek kavramı vardır. Her toplumda geleceğin nasıl belirleneceği ile ilgili bir mantık oluşmuştur. Ama tüm toplumlarda gelecekle ilgili korkular da vardır. Biliriz ki gelecek belirsizdir ve potansiyel olarak tehlikelerle doludur. Bu yüzden falcılar, astrologlar ve ekonomistler prim yapar. Çünkü onlar geleceği önceden görürler. Geleceğin netlik kazanması ve “önümüzü görebilmek” herkesi rahatlatır. .

4. Kaos Korkusu-Otorite İhtiyacı

Denge, düzen, istikrar, kriz, sorun

Her toplumun, dünyanın ve evrenin nasıl oluştuğu ile ilgili bir hikayesi vardır. Bunların hepsinde evren kaostan yaratılmıştır. Kaos; karanlık, boşluk ve karmaşa demektir.

Yine her toplumda olayları ve nesneleri sınıflandırma, yani kaosa düzen getirme, yaşamı kontrol altında tutma ihtiyacı vardır. Ve bu düzen arzumuz nedeniyle otorite ihtiyacımız ortaya çıkar. Birisinin düzeni sağlaması ve sürdürmesi kaosa her zaman tercih edilir. Belki de bu nedenle demokrasi geleneği oturmamış toplumlar, kaosu yaşamaktansa bir diktatörü tercih ediyorlar. Bu da bir kişinin kararlarına uymaya bazan hazır olduğumuzu gösterir. Genellikle bu alış verişten memnunuzdur. Her toplum yönetmekle yönetilmeyi düzenleyen kavramlara sahiptir. Ve her toplumda lideri ve yöneticiyi karşılayan bir sözcük vardır.

5. Önemsenmeme Korkusu-Önemsenme İhtiyacı

İstenme, arzu edilme, beğenilme, sayılma, gurur, başarı, gelişim, rekabet,
performans, mükemmellik, hayranlık, aşağılanma, küçük düşme

Her toplumda bireyin, ait olduğu gruptan ayrı olarak bir önemi ve değeri olduğu kabul edilir. Tüm toplumlarda kendi-imajımızla ve prestijimizle ilgili bir sözcük vardır. Prestijimizin ve imajımızın başkalarına bağlı olduğunu düşünürüz ve insanların bizi beğenmiyeceklerinden, daha da kötüsü bize önem vermiyeceklerinden fena halde korkarız. Böylece her toplumda prestije ve onunla birlikte sayılmaya çok önem verilir.

6. Katkıda Bulunma ve Anlamlı Yaşam İhtiyacı

Kişisel doyumun ötesinde, birilerine bir şeyler verme veya bir davaya hizmet

Yukarıda saydıklarımız içinde tek korkudan kaynaklanmayan ihtiyacımız bu. Herkeste ortaya çıkmasa bile, potansiyel olarak var olduğunu söylemek mümkün. En azından her toplumda gözlenen bir davranış.

Bizi yöneten, harekete geçiren, motive eden en temeldeki korku ve ihtiyaçlarımız bunlar. Önümüzdeki hafta, lider ve yöneticinin bu ihtiyaçları nasıl yönetebileceğini irdeliyeceğiz.

30.04.2006

Benzer İçerikler :

Ben Kimim?

İnsanların sosyal hayvan olduklarını ileri süren sosyal psikologlar, onlara elbette hakaret etmeye çalışmıyorlar. Sosyal ortamların, kitlelerin, grupların ve ...

İlişkiler ve Mutluluk - 2

Geçen hafta sosyal bağlardan ve ilişkilerden beslenen mutluluktan söz ettik. Sosyal ilişkilerimizin alışkanlıklarımızdan sağlığımıza kadar ne ölçüde etkili ...

En iyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar?

Geçen hafta, “yönetim modeli” oluşturmak söz konusu olduğunda, giderek ağırlık kazanan ve bilimsel araştırmaya dayanan bir eğilimden söz etmiştik. ...

Korku Kültürü

Her dönemin, makul sınırları olmaksızın yaygınlaşmış belli başlı korkuları vardır. Varoluşsal kökenlere sahip, doğal korkulardan değil; dış kaynakların ...

İlginizi Çekebilir :

İki Dillilik/Çok Dillilik Ve Beyin Gelişimi

Birden fazla dil bilmenin iletişim bakımından avantajları şüphesiz. Akademik ve mesleki alanlarda kişiye sağladığı faydalar da ortada. Peki ya beyin gelişimi ...

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 5

Geçen hafta sizlere zihnimizin inançlar karşısında kanıtları bile nasıl göz ardı edebildiğini gösteren bazı olay ve çalışmalardan söz etmiştim. Buna en iyi...

Yeteneğe Odaklanmak

Başarılı bir yönetici olmak için daha önce bahsettiğimiz iki anahtarı kullandınız, yani çalışanlarınızı yeteneklerine göre işe aldınız ve işin sonucunda ...

Güvercinlerde Batıl İnanç

Geçen hafta, burçlarla kişilik özellikleri arasında bir ilişki olup olmadığını araştırdığımız bir çalışmayı özetlemiştik. Hiç bir burcun hiç bir kişili...