Emre Konuk

İyi Öğretmenler

İyi Öğretmenler

Öğretmenler, aileden sonra çocuğu en çok etkileyen kişiler olarak ikinci sıradadırlar. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı zorunlu eğitimlerini lise bittikten sonra yani ortalama 18 yaşında tamamlarlar. Yani toplumu eğiten temel kişiler ilköğretim ve lise öğretmenleridir. Çocuklarımızın yüksek performans gösterebilmesi ve başarılı olabilmesi için onlara ihtiyacımız vardır. Daha doğrusu çok iyi öğretmenlere ihtiyacımız vardır.

“İyi öğretmen kimdir?” sorusuna cevap bulabilmek için yapacağımız ÅŸey basittir. İyi öğretmenleri bulup ortak özelliklerine bakmak. İyi satıcıları, iyi veri giriÅŸ operatörlerini tanımak istediÄŸimizde yaptığımız gibi.

İyi öğretmenleri diÄŸerlerinden ayıran nedir? Bu konuda eÄŸitimcilerle yapılan, Gallup’un da dahil olduÄŸu 40 yıllık araÅŸtırmalar, bu öğretmenlerin, diÄŸer öğretmenlerin sahip olmadığı bazı ÅŸeylere sahip olduklarını göstermiÅŸtir.

Üstün yetenekli çok iyi öğretmenler ile ilgili bildiğimiz ilk önemli şey onların herkesin inandığına inanmadığıdır. Onların yöntemleri farklıdır. Daha çok içgüdüleriyle, farklı farklı öğrencilere ulaşabilecek başarılı yaklaşımlar ve stratejilerle çalışırlar.

Öğretme Sevgisi

Eğitimciler ile yapılan görüşmeler, üstün yetenekli öğretmenlerin birbiriyle yakından ilişkili iki önemli hisse sahip olduklarını ortaya çıkarmaktadır. Birincisi sevgidir; öğrenci, öğrenme ve öğretme sevgisidir. Diğeri ise öğretmenliği bir misyon olarak görmeleridir. Yani öğretmenlik onlar için yalnızca ailelerini geçindirdikleri bir iş değildir.

İyi öğretmenler bazı öğrencilere diğerlerinden daha zor ulaşılacağını bilir. Fakat içgüdüsel olarak her öğrenciyi motive edecek bir yol olabileceğini de bilir. İyi öğretmenler, öncelikle en zor ve en az işbirlikçi öğrenciyi motive etmeye çalışırlar ve sınıfın geri kalanı da bunu izler. Bu öğretmenler, güç gösterisi yapmaz, öğrenciyle savaşmaz. Bunun yerine, öğrencinin ilgi alanlarına ve öğrenme ihtiyaçlarına odaklanırlar. Bu odaklanma, öğretmen ve öğrenci arasındaki bağın oluşmasına yardımcı olan önemli bir etkendir. Zor öğrencilerle baş edebilmek kazançlıdır. İyi öğretmenler daima en çok zor öğrencilerle uğraşmaktan büyük keyif aldıklarını söylerler.

İşin özü, insanoğlunun uyarıma ihtiyacı olduğudur. Hiç kimse 8 saat boyunca duvara bakmaktan hoşlanmaz. Herkes, özellikle de 1-25 yaş arası insanlar doğal olarak öğrenmeye ayarlanmıştır. Nörobiyolojik araştırmaların da gösterdiği gibi, bu dönemde insanlar beyinlerini geri kalan hayatları boyunca kullanmak üzere şekillendirir, sinir yolları ve bağlantıları oluştururlar. Üstün yetenekli öğretmenler onların ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını ve meraklarını kullanarak bunu bir takvime dönüştürür.

İlişki

Öğretmenler, zaman zaman öğrencilerle aralarına mesafe koyarlar. Bunu sağlamak için bazı disiplin metotlarından yararlanırlar, öğrencilere ceza verirler. Üstün yetenekli öğretmenlerin çoğu, katı disiplin imajının bile öğrenciye zarar verdiğini düşünür. Cezalandırma yöntemi öğrenmeyi öldürür. Hapisanedeki gardiyanlar sıkı ve ağır bir cezalandırma sistemi uygularlar ancak üstün yetenekli öğretmenler daha yumuşak kontrol sistemleri üzerinde uzmanlaşmıştır. Onlar, öğrencilerin şefkatli yetişkinlere ihtiyaçları olduğunu düşünür ve öğrencilere şefkat gösterdiklerinde, öğrencilerin onlara geleceklerini bilirler.

İyi öğretmenlerin öğrenciler ile uyumlu bir ilişki içinde olmalarının en önemli sebebi, öğrenciye saygı duydukları bir ilişki yaratmalarıdır. Çünkü iyi öğretmenler, saygının herkesin şahsına atfedilen bir özellik olmadığını bilirler, yani öğretmene saygı duyulması zorunlu bir şey değildir. Bu yaklaşımla karşılaşan öğrenciler, daha sonra öğretmenlerine saygı duyarlar ve okuldaki işlerinin çok önemli olduğunu hissederler. Eğer öğretmen öğrencisi bir şey söylerken onu dinlemiyor ve ilgi göstermiyorsa, öğrenci onu niye dinlesin?

Üstün yetenekli öğretmenler, öğrencilerini bazen gizlice bazen aktif olarak bir şekilde kazanırlar. Bunu daima pozitif olarak yapılandırırlar, cezalandırma sistemini kullanmazlar. Bu ilişkiyi sağlayacak ve hissettirecek araçlar; isimleri ezberlemek, öğrencinin kişisel ilgi alanlarını öğrenmek, bu ilgi alanlarının öğretme sırasında kullanmak ve zaman zaman öğrenci ile bire bir görüşmeler yapmaktır.

Kaynaklar

  • Gary Gordon. Building Engaged Schools. Gallup Pres, 2006
  • S. Farkas., J. Johnson & T. Foleno. A Sense of Calling: Who Teaches and Why. Public Agenda Website: www.publicagenda.org

03.12.2006

Benzer İçerikler :

Akıldışının Cazibesi - Son Söz

Bildiğiniz gibi, bir süredir, insanın irrasyonel tarafı üzerine konuşuyor; sıklıkla inkar edilen bu yönümüzün, hayatımızdaki yansımalarına değiniyor ve çeşitli ...

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 6

Nedeni Yanlış Anlamak! Birkaç haftadır size zihnimizin oynadığı oyunlardan söz ediyorum. Son olarak, geçen hafta sizlere insanların sebep-sonuç ilişkileri ...

Archie'nin Bekarlar Barı

Geçen hafta konuyu şöyle bağlamıştık: 1. İnternette kurduğum ve sürdürdüğüm ilişkide, bir yandan kendimi istediğim ölçüde gizlerken, öte yandan fantezilerimi ...

İki Dillilik / Çok Dillilik Ve Beyin Gelişimi - III

Geçtiğimiz hafta, yakın dönemde yapılan bilimsel çalışmalar aracılığıyla iki/çok dilli yetişmenin beyin gelişimi ve bilişsel becerilere sağladığı yararlardan ...

İlginizi Çekebilir :

Eğitimde Dönüşüm

Bayağı bir zamandır pek çok alanda bulunduğumuz yerden daha farklı bir yerlere gelme isteği ve çabası ön planda. Yavaş da olsa, üzerinde genelde anlaştığımız ...

Hayatın Tuzakları 4

Bayağı bir haftadır travmalardan ve hayatın tuzaklarından söz ediyoruz. Son yazıda travmalarımızdan, hayatın tuzaklarından ve onların verdiÄŸi acÄ...

Psikoloğumu İstiyorum

Yarın eÄŸer bir Terapistle ya da Psikolojik Danışman’la randevunuz varsa, gittiÄŸinizde kapısının mühürlendiÄŸini ve faaliyetine son verildiÄŸini...

Hareket ve Egzersiz - II

Geçen hafta, egzersizin beyin üzerindeki etkisine değinmiştik. Kısaca hatırlatacak olursak; düzenli egzersizin, başka pek çok faydasının yanı sıra, düşünce...