Evde Olmanın Dijital Hafifliği
Alışverişten çalışmaya evden çıkmadan her işi halledebilmek güzel ama evden çıkmadan sosyalleşmek acaba tam bir sosyalleşme mi? Her şeyi sokağa çıkmadan halledebilmenin yarattığı sanal doyum ve gerçek olmayan kimliklerin sosyal ve toplumsal açıdan etkilerini DBE Proje Koordinatörü, Psikolog ve Koç Özge Berçin bizim için sıraladı:
- Bir sorunla karşılaştığımızda benzer sorunlarla karşılaşan insanları bulma ve onların deneyimlerinden öğrenme şansımız yeni nesil platformlarla birlikte arttı.
- Nasıl ulaşacağımızı bilmediğimiz uzmanlara ulaşma şansımız arttı. Mesela; evimizdeki böcekleri kovmak için bir karışım tarifini kolayca bulabiliyoruz.
- Kayıp çocuk, kan arama, bağış toplama gibi toplumsal yardım gerektiren konularda hızlıca iletişim ağıyla binlerce insanı haberdar edebiliyoruz.
- Daha önce hiç gitmediğimiz bir yere nasıl gidilir? Nereler gezilebilir? Gidince nelere dikkat edilir? Hepsini kolayca öğrenebiliyoruz; bilgiye ulaşım iyice kolaylaştı.
- Network kavramının hayatımıza girmesiyle bağlantı kurduğumuz kişilerle kontağımızı canlı tutabiliyoruz.
Hiç tanımadığımız insanların bile görüşlerine ulaşır ve onlardan etkilenir olduk; sosyal medya kendi popüler figürlerini yarattı. Bu durumun elbette sosyal ve toplumsal açıdan dezavantajları da var:
- Ekran başında çok fazla vakit geçirmek birlikte yaşayan kişileri bile birbirlerinden uzaklaştırmaya başladı. Aile içi ilişkiler ve bağlar zayıflamaya, insanları bir arada tutan değerler unutulmaya başlandı.
- Belki de yolda karşılaşılsa hal hatır sormayacak kadar az tanınan insanların hayatlarını takip ederek,
- Üretken geçirilecek zamanlar boşa harcanır oldu. Üretim azalınca tüketim arttı, ihtiyaç duyulmayan şeyler internet üzerinden kolayca sipariş edilebilir oldu.
- Gerçek hayat deneyimleri kısıtlandı. Ekran başında geçirilen vakit; yaratıcılığı, problem çözme becerisini, duygusal zeka gelişimini kısıtladı.
- Paylaşımların ne kadar beğenildiği çok fazla önemsendi, onaylanma ihtiyacı arttı. Sosyal ilişkilerdeki dinamikler, paylaşımları beğendirmek, yorum yapmak ve en çok ilgi çekecek paylaşımı yapmaya çalışmak gibi dinamikler üstüne oturdu.
- İdealize edilen bir kimlik yaratma şansı yakalandı, “Oh hayat ne güzel!” paylaşımları yapmak için bazen sanal kurgular oluşturuldu.
- Takip edilen kişilerin mutlu paylaşımları referans alınarak, başkalarında olan kendisinde olmayan şeylerle yetersiz hissedildi.
Digital Age / Şubat 2017
Haberin devamını pdf formatında okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Eğitim iş hayatı derken zaman uçup gidiyor. Şehirli kadın bir de bakıyor ki, yaş 30'lara gelmiş. Peki bu normal mi? Bekarlık bir tercih mi yoksa kaçış mı? ...
İlişkiye başlarken aldığımız sevgili paketinin içinde karşımızdaki kişinin geçmişte kurduğu ve bugüne dek getirdiği arkadaşlıkları da yer alıyor. Bunun bir ...
Çocuğunuz, "Anne biliyor musun ben Ali ile evleneceğim" ya da "Baba ben Neşe'ye âşık oldum" diyorsa şaşırmayın ve dalga geçmeyin. Nasıl ...
Bazı çocuklar fiziksel gelişimlerini sorunsuz tamamlayabilirken, bazıları göz ve ağız sağlığı açısından çeşitli aksesuarlar kullanmak zorunda kalırlar. Bu ...
İlginizi Çekebilir :
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen 20 Ocak Cuma gününden itibaren yarıyıl tatiline ...
"En büyük acı dediğimiz zaman hepimiz ölümü düşünürüz. Ama bir yandan da aslında hepimiz ölümü bilerek büyürüz. Din de, sosyal çevre de bizi buna hızla ...
En son ne zaman saate bakmadan hareket ettiniz? Hızlı yaşama 'dur!' demenin zamanı geldi; dünyada yükselen trend artık yavaşlamak... Öyleyse, tam şu ...
Sosyal fobi, bir tip kaygı bozukluğu. Gençlerde 14 ile 20’li yaşlarda sıklıkla yaşanıyor. Tanımadık insanların arasında olunduğunda korku, yoğun kaygı ve ...









