Uzaktan Çalışmaya Yakından Bakış
Pandemiyle birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışma sistemi aradan geçen bir yılın sonunda kalıcılaÅŸacağının sinyallerini vermeye baÅŸladı. Türkiye’nin önde gelen holdingleri, ofis çalışanları için bu modeli kalıcı hale getireceÄŸini peÅŸ peÅŸe duyurdu, birçoÄŸu da bunun hazırlığı içinde. Uzaktan çalışmanın esaslarını belirleyen bir yönetmelik de geçtiÄŸimiz ay hızla yürürlüğe girdi. Kısacası, çalışma hayatında hiçbir ÅŸeyin eskisi gibi olmayacağı bir noktaya doÄŸru yol alıyoruz. Peki, ofise dönüşen evlerimizde nasıl bir hayat yaşıyoruz? Uzaktan çalışmak çalışanların sosyal ve psikolojik ihtiyaçları bakımından gerçekten sürdürülebilir bir model mi? Türkiye’deki uzaktan çalışma deneyimini, farklı sektörlerden çalışanlara sorduk.
“Hep aynı döngüdeyim”
Z.T., 29, Erkek, Teknoloji
Bekarım, çocuğum yok. Bu süreçte iş yüküm ve mesai saatlerim büyük ölçüde değişti. Sürekli evde olduğumuz düşüncesiyle her dakika müsait olduğumuz düşünülüyor. Ev işlerine bazen hiç vakit ayıramıyorum. Bu süreçte işyerim, iş sandalyemi eve göndermek dışında bir destekte bulunmadı. Artık verimli çalışabildiğimi düşünmüyorum. Sürekli aynı ortamda olmak, sosyalleşememek ve hep aynı döngüde olmak odaklanmamı zorlaştırıyor. Sonuca varamayan online toplantılar inanılmaz yorucu. İnsanların günün her saati seni araması da cabası. Seçme şansım olsaydı uzaktan çalışmayı asla tercih etmezdim.
“Ãœtü masasında çalışıyorum”
F.Y., 45, Erkek, Telekomünikasyon (Kaç Bize Gel Platformu)
Evliyim, 11 yaşında bir oÄŸlum var. 1 yıldır evden çalışıyorum. Ä°lk baÅŸta hastalık kaygımızı giderdikleri için ÅŸirkete minnet duymuÅŸtuk. Ancak bu yeni durumun duygusal yükü ve kriz devam edince kaygılarımız da arttı. Ä°ÅŸsiz kalma korkusu hastalanma korkusu kadar ağır gelmeye baÅŸladı. Ä°ÅŸimizi kaybetmemek için her daim hazır olduÄŸumuzu gösterme çabasına girdik. Bazı yöneticiler yoklama alır gibi sabah 08.00’de online toplantı koymaya baÅŸladı. Firma uzaktan çalışmayı kalıcılaÅŸtırma kararını da çıkardı. Ama ekstra destek saÄŸlamadı. Nispeten daha iyi zam aldık sadece. Çalışma masam uzun süre oÄŸlumun org sehpasının üstüydü, ÅŸimdi ütü masasını kullanıyorum. Psikolojik olarak beslendiÄŸimiz hemen hiçbir ÅŸey yok. Ãœstüne çocuÄŸunuz ve eÅŸinizle mesai arkadaşı oluyorsunuz. Seçme ÅŸansım olsa iÅŸe gitmeyi seçerdim.
“Çalışan ve anne rolüm birbirine karıştı”
Ç.M.Y., 39, Kadın, Bilgi Teknolojileri (Kaç Bize Gel Platformu)
Evliyim, 10 yaşında bir oğlum var. Yaklaşık bir yıldır uzaktan çalışıyorum. İşyerinde kendime ait bir ortamda sadece işimi yaparken, şimdi bir yandan yemek yapıp bir yandan telekonferansa katılıyorum. İşverenim için çalışanken aynı anda çocuğumun annesi olmak çok yorucu. Evden çalışma ile birlikte bu rollerim birbirine karıştı. Çalıştığım şirketin ekipman ve fiziksel koşullar konusunda desteği oldu. Fakat mesai saatlerinin düzenlenmesi, ev içi giderlere destek gibi asıl ihtiyacımız olan yasal düzenlemeler henüz yapılmadı. Bu nedenle ev içi iş yükünü dengeleyecek ek uygulamalar olmaksızın uzaktan çalışmanın kalıcı bir uygulama olmasını tercih etmem, belirli zamanlarda ofiste olmak isterim.
“Hibrit modeli tercih ederdim”
G.K.P., 33, Kadın, Sivil toplum
Evliyim, 3 yaşında bir çocuÄŸum var. Mesai saatleri dışındaki neredeyse tüm zamanımı ev iÅŸlerine ya da oÄŸlumun özbakım ihtiyaçlarına ayırıyorum. Partnerimle çocuk bakımı konusunda iÅŸ bölümü yapıyoruz. Çalıştığım kurum, bu zor koÅŸullarda, çalışanların iyilik haline katkı saÄŸlamak için maddi ve manevi destekte bulundu. Yaklaşık altı aydır cuma günleri yarım gün çalışıyoruz örneÄŸin; son haftalarda bu yarım günde de, çalışanların kapasitelerini artıracak kurum içi webinar’lar düzenlenmeye baÅŸladı. Maddi olarak da çalışan haklarını gözeten bir düzenleme yapıldı. Seçme ÅŸansım olsaydı, çocuklu bir kadın olduÄŸum için sanırım yarı evden yarı ofisten çalışabileceÄŸim hibrit bir modeli tercih ederdim.
“Dayanmak giderek güçleÅŸiyor”
G.N., 28, Kadın, Reklam
Evliyim, çocuğum yok. Bir yıldır evden çalışıyorum. Bu süreçte en çok hissettiğim şey mesai kavramının ortadan kalkması oldu. Bu, iş yükünün artışını da beraberinde getirdi. Evde çalıştığımız süre boyunca; ekipman, teknik destek gibi iş akışını etkileyecek ihtiyaçlarım şirket tarafından karşılandı ancak internet vb giderler için maddi destek sağlanmadı. Sosyalleşememe, yoğun iş temposu, sürekli aynı ortamda kalma zorunluluğu... Bunların hepsi bir araya geldiğinde psikolojik olarak çok yorucu olduğunu ve bu duruma dayanmanın kendim için giderek güçleştiğini hissediyorum. Seçme şansım olsaydı; çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve belirli mesai saatlerinin dışına çıkılmaması koşuluyla uzaktan çalışmayı tercih ederdim.
“Beni tüketiyor”
U.Z., 31, Erkek, Uluslararası taşımacılık
Evliyim, çocuğum yok. Bir yıldır evden çalışıyorum. İlk zamanlar işlerin de düşmesiyle çok ciddi baskılara maruz kaldık. Kendimi akşamları şirket için çalışır halde buldum. Bunu gönüllü yapıyor, fazla mesai beklentisine de girmiyordum. Zaman içinde bütün düzenimin alt üst olduğunun farkına vardım. Ofisteyken seslenerek yaptığımız iş için ayrı ayrı elektronik posta yazmak zorundayız. Akşamları, hatta geceleri fütursuzca, hiç çekinmeden whatsapp gruplarından iş talep ediliyor. Bu süreçte sabit giderler için herhangi bir maddi destek de sağlanmadı. Ben bu koşullarda verimli çalışabildiğimi düşünmüyorum. Seçme şansım olsa, mesai kavramına saygı duyulacağı hibrit modeli tercih ederdim. Hiçbir sosyal desteğin olmadığı uzaktan çalışma tarzı beni tüketiyor.
“KoÅŸullar iyileÅŸirse verim artabilir”
S.M., 28, Kadın, Lojistik
Bekarım, ailemle yaşıyorum. Bir yıldır evden çalışıyorum. Bu süreçte gün içinde iş dışında pek zamanım kaldığını söyleyemem. İşyerinin ekipman desteği oldu fakat artan sabit giderler konusunda iyileştirme yapılmadı. Ofiste çok daha fazla departmanla iç içe çalıştığımızdan bilgiye ulaşmak çok daha hızlı ve kolaydı. Bunun yanı sıra evdeki yavaş internet, elektrik kesintisi ya da yüksek doğalgaz faturaları çalışanın tek başına iyileştirebileceği faktörler değil. Bütün bu koşullar iyileştirildiğinde verimlilik artabilir. Yine de seçme şansım olsaydı, çalışanlar arasındaki iletişimi canlı tutmak adına hibrit modeli tercih ederim.
Kurumlar neler yapmalı?
Ayşegül Horozoğlu
Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi, Psikolog
2020 yılında yapılan küresel araÅŸtırma sonuçlarına baktığımızda iÅŸyerlerinin yüzde 40’ının uzaktan çalışmaya devam edeceÄŸini görüyoruz. Yeni gerçeklik eskisi gibi olmayacak. Bazen evden bazen ofisten çalışmak sürekli olacak. AraÅŸtırmalar, evden çalışmanın önemli psikolojik etkileri olabildiÄŸini ortaya koyuyor. Kurumların, çalışanlarını bu zorluklardan kurtarabilmesi için yapacakları bazı düzenlemeler iÅŸe yarayabilir. Ayrıca yeni yayımlanan yönetmelikle birlikte; uzaktan çalışmaya geçen iÅŸ yerlerinin bundan sonraki süreçte bir takım yükümlülükleri yerine getirmesi gerekecek. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
Uzaktan çalışma sözleşmesi yazılı olarak yapılmalı, çalışma süreleri net biçimde belirlenmeli.
Uzaktan ‘fazla mesai’ iÅŸveren tarafından yazılı olarak talep edilmeli.
İnternet, yemek, elektrik gibi maliyetler karşılanmalı.
Masa, sandalye gibi iş araçlarını işveren karşılamalı.
Verilerin korunması için tedbir alınmalı.
İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmeli.
Pandemi sürecinde firmaların hayata geçirdiği destek uygulamalarından örnekler
İhtiyaç duyan çalışanlara online terapi hizmeti imkanı sağlanması.
Online pilates, yoga dersleri imkanı sağlanması.
Kuruma aidiyeti güçlendiren şirket logolu hediye paketleri gönderilmesi.
Farklı konu başlıklarında ihtiyaca yönelik eğitimler yapılması.
Çalışanların online kültürel etkinliklere katılmaya teşvik edilmesi.
Haberi Milliyet Gazetesi Sitesinde okumak için tıklayınız.
Benzer İçerikler :
Bebek ve çocukların zekâsını geliÅŸtirmek için neler yapılması gerektiÄŸini, Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Çocuk ve Genç Bölümü Uz. Klinik Psikolog AslÄ...
Her ilişkide inişli çıkışlı dönemler olabilir. Önemli olan, yaşanan sorunlarda geri dönüşü olmayan sözler ve hareketlerle, belki de incir çekirdeğini ...
DİNDAR kesimin de travmaları var. Onlar da ayrı travmalar içinde büyüdüler, yetiştiler. İtilip kakıldılar. Benim böyle laik dindar, başörtülü-başörtüsü...
Okulların kapanmasıyla güzel karneler için plan basit; ödül odaklı programlar. Peki başarısız karnelere nasıl progr...
İlginizi Çekebilir :
Günümüz aileleri, önceki kuşağın tersine çocuklarıyla arkadaş gibi olmaya çalışıyor ama bu kez de otorite konusunda zorlanıyorlar. Arkadaşlıkla otorite...
Çalışma hayatı, stres, rekabet, büyük şehir yaşamı hepimizi tehdit ediyor. Tükenmişlik sendromu şu sıralar herkesin dilinde. Medya sayesinde kavram...
New York Üniversitesi'nde yapılan "Organizasyonlar ve İnsan Davranışları" araştırmasına göre kendilerine aşırı güvenen yönetici...
Sevgililer Günü'ne sayılı günler kala Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu Atçeken, herkesin merak ettiği, "Aşkın Ömrü Var mı?" sorusunu...