Salgınlar ve Hastalık Korkusu İçin Çareleriniz Mevcut
Son zamanlarda başta Çin olmak üzere tüm dünyada bir salgın sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Güncel rakamlar henüz endişe verici bir seviyede değil, ülkemiz ve dünyanın depremlerle sarsıldığı 2020’nin ilk ayına baktığımızda ilerleyen süreçlerde tehlikenin boyutlarının ne düzeyde olacağını kestirmek son derece zor. Böyle dönemlerde kişi salgının yaşadığı şehre uğramasından ve kendisini bulmasından endişe ediyor.
Salgının yaşadığımız çevreye bulaşmasıyla ilgili kısmi endişe yaşamamız son derece anlaşılabilir bir durum elbette. Ancak bu endişenin boyutların günlük hayattaki işlevselliğimizi etkileyecek boyutlara ulaşırsa işte o noktada desteğe ihtiyacımız olabilir. Örneğin salgın tehlikesi nedeniyle okulumuza, işimize gitmekte zorlanıyorsak, insanlarla ilişkilerimizde mesafeli tutumlar sergiliyorsak, kısaca endişelerimiz bir tür “fobi” halini alıyorsa o halde bununla ilgili desteğe ihtiyacımız olabilir.
Bazı insanlar ortada salgın gibi gerçekçi bir korku yaratabilecek bir durum olmaksızın herhangi bir hastalığa yakalanmaktan çok korkuyor olabilirler. Bu tür durumlar genellikle halk arasında “hastalık hastası” denilen “hipokondriazis” veya “obsesif-kompülsif bozukluk” tanısının bir alt türü olabilmektedir. Bu tür psikolojik sorunlar yaşayan bireylerde hastalığa yakalanma ihtimalini çok az dahi arttırabilecek her tür durum ve mekândan fobik bir şekilde kaçınma eğilimi görmek oldukça mümkündür. Bu tür endişeler bireyin zihnine hakim olmaya başladıktan sonra ilerleyen süreçlerde aile hayatında, iş yaşamında, sosyal ve romantik ilişkilerinde sorun yaşaması kaçınılmaz hale gelmektedir. Bunun sonucunda yaşam kalitesinin düşmesiyle paralel depresyon gibi ikincil psikolojik sorunların yaşanması da mümkün hale gelmektedir.
Elbette yaşamımızda belirgin bir tehlike varsa bununla baş etmek adına üzerimize düşen ne varsa yapmamız gerekir. Çünkü hayatta kalmak, yaşamımızdaki en güçlü ve en belirleyici itkidir. Gerçekçi korkularımız, ihtimallerin tutsaklığına düşüp hayatımızı mahveden kuruntulara dönüştüğü taktirde yapmamız gereken şey, kendi gerçekliğimizi dürüstçe kabul edip bu konuda yardım istemeyi bir erdem haline getirmektir. Bu çerçevede EMDR Terapisi hastalıkla ilgili travmatize durumlara bağlı olarak gelişen korkuları geride bırakmak için oldukça etkin bir psikoterapi yöntemidir. Bunun için alanında yetkin bir uzmandan destek alabilirsiniz. Herkese hastalıklardan uzak, bedensel ve ruhsal sağlığa çok yakın harika bir yaşam diliyorum.
Erkin Ünalan Klinik Psikolog - DBE Yetişkin ve Aile Terapi Merkezi
Benzer İçerikler :
Aile içinde başlayan kadına yönelik şiddetin asıl kaynağı nedir? Bu sorunun yanıtını DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk ...
Fransa’da boşanma davalarını hızlandırmak için hazırlanan yasa tasarısı, tüm dünyada sonrasında yaşanabilecek psikolojik sorunlarla ilgil...
Yeni Araştırmalar Yeşil Çayın Beyin Gücünüzü, Özellikle Çalışma Belleğini, Arttırdığını Gösteriyor Yeşil çayın sağlık üzerinde birçok olumlu etkisi olduğu...
Yansıtıcı düşünme ve öğrenme, öğrenme süreci boyunca bilgilerinizi, yeteneklerinizi ve performansınızı aktif olarak izleyebilmenizi ve değerlendirebilmenizi...
İlginizi Çekebilir :
Fobi terimi Yunanca “phobos”tan gelir. Phobos ‘uçmak, panik, terör’ anlamlarını taşır. Phobos adlı Yunan tanrısı, düşmanında korku ve ...
Dinleyenin Yaklaşımı Sağlıklı bir diyalog kurmak için istekte bulunanın nelere dikkat etmesi gerektiğine bir önceki yazıda değinmiştik. BEN DİLİ'ni ...
Bilişsel önyargılar bizi, anılarımızı nasıl şekillendirdiğimizden inançlarımızı nasıl değerlendirdiğimize ve diğer insanlarla nasıl ilişkiler kurduğumuza ...
Son zamanlarda dünyanın sonu ve salgın temalı dizilere, filmlere ilginin arttığını görüyoruz. Vaka ve ölüm sayıları arttıkça, şimdilik sağduyusunu ...








