Okul Olgunluğu

Okul Olgunluğu
Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun okula hazır oluşu ile ilgili endişelendiğinizde öncelikle bu konuya dair bilgilenmeniz ve gerekli olduğunda uzman görüşü almanız bu noktada size yardımcı olabilir. Çocuğunuzun okulda arkadaşları veya dersleri ile ilgili olarak karşılaşabileceği tüm zorluklar hakkında birtakım düşüncelere sahip olabilirsiniz ancak gerçek şu ki bu sorunlarla çocuklarınızın başa çıkabilmesi için onları güçlendirmeniz çok daha önemli bir adımdır. Bazı endişe verici düşüncelerin de etkisiyle birçok ebeveyn çocuklarının karşılaşabileceği zorlukları önlemek için onlara daha okula başlamadan önce okuma yazma öğretmek gibi pek çok çaba içine girerler. Ancak bu, bir çocuğun okula başlamadan önceki hazır oluşunun yalnızca bir yönüdür. 
 
Okula hazır oluş, bir çocuğun örgün eğitim ortamına girmesi için pek çok açıdan hazırlık anlamına gelir. Okula hazır olma hali, belli bir fiziksel ve zihinsel gelişim düzeyini ifade eden okul olgunluğunu içerir. İhtiyaç duyulan bu gelişim seviyesinin fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve normatif gelişim gibi boyutları mevcuttur (De Witt ve Booysen, 2007). Bu nedenle okul olgunluğu, göz-el koordinasyonu ve normal beyin işlevi gibi hususları içeren biyolojik ve nörolojik bir büyüme süreci olarak da tanımlanabilir (van Zyl, 2011).  
 
Psikolojik olarak baktığımızda ise psikologlar çocuğun okula hazır olup olmadığını değerlendirir ve özenle olması gereken bazı gelişimlerin varlığını incelerler (Çocuğun yeni şeyler öğrenme, açıklayıcı sorular sorma, bakış açısını savunma arzusu, grup etkileşimini organize edip grup iletişimini sürdürme yeteneği, konsantre olma ve dikkatini verme yeteneği, kendi kendini kontrol etme ve kendi kendini organize etme becerileri vb.).
 
Öte yandan olgunlaşma, çocuğun resmi öğretim ortamında okuma, yazma ve matematiksel beceri bakımından da hazır olup olmadığıyla ilgilidir. Çocuklar genellikle bu tür bir olgunluğa yaklaşık 6 yaşında ulaşırlar. Buna karşın bazıları 5 yaşında bazıları ise ancak 7 yaşında bu olgunluğa ulaşabilirler. Bu, öğretilebilecek veya olması için zorlanabilecek bir şey değildir. Tam tersine her öğrencinin diğerlerinden farklı bir büyüme temposu olabilir. Bu da onların okul olgunluklarında ve okula hazır oluş seviyelerinde rol oynayacaktır. Bu nedenle okul olgunluğu zorla oluşturulamaz veya hızlandırılamaz. Burada yapılacak olan şey ise her çocuğun kendine özgü gelişimini dikkate almak, bu olgunluğa ulaşmasını beklemek ve gerekli durumlarda da desteklemektir. Okul olgunluğu olmadan, okula hazır oluşa ulaşılamayacağının farkına varmak daha da önemlidir (van Zyl, 2011). 
 
Çocuğunuzun okula hazır olup olmadığı konusunda endişeleriniz varsa şimdiden bir uzman görüşü almanız ve danışarak bu süreci takip etmeniz gelecekte olası psikolojik sorunları, okula dair isteksizliği ve hatta okul başarısızlığını önlemek için önemli olacaktır.
 
Klinik Psikolog Dr. Didem Altay, Ph.D., CPsychol
DBE| Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
 
 
 

Benzer İçerikler :

Sözlerin Gücü

Bir bebeğin doğumundan itibaren dış dünya ile iletişiminin en önemli parçalarından biri sözlerdir. Araştırmalar anne karnında dahi bebeğin konuşulanları...

Teknoseksüellik

Teknoseksüel kuşak olarak adlandırılan kuşağın özellikleri, davranış biçimleri, hayata karşı tavrı ve duruşu nelerdir? “Teknoseksüel” şeklinde bir ...

Öğrenme Zorluğunu Nasıl Anlarsınız?

Unutkan ve dalgındırlar, eşyalarını koydukları yeri hatırlama da zorluk çekerler. Yaptığı hatayı defalarca tekrarlar. Yazarken ve okurken harfleri, ...

Anne Beni yalnız bırakma

Bebekler 7-8 aylık olmalarından itibaren anne ve babalarına yakın olmak isterler. Özellikle annelerini takip etmeye, onlarla ilişki kurabilmek adına planlı ...

İlginizi Çekebilir :

KARİYER PLANLAMA SÜRECİNE ERKEN YAŞTA BAŞLAMAK NEDEN ÖNEMLİ?

Çocukların ve gençlerin katılım gösterdiği bir araştırmanın sonuçlarına göre, çocukların ve gençlerin %50’sinden çoğu, mevcut iş fırsatları hakkında ...

Velilerle İletişimde Etkin Olabilmek

Öğretmenler en çok hangi veliler ile iletişim kurmakta zorlanıyor? Hemen hemen her öğretmenin konuşmaktan kaçındığı, rahatsız olduğu, iletişim kurmakta...

Çocuk ve Yalan

“Pınar o sabah annesi ile birlikte bir çocuk filmi seyretmişti. Film bir oyun parkında geçiyordu. Başrol oyuncusu olan çocuk, birçok farklı oyuncağa ...

ÇOCUKLAR NEDEN OYUN OYNAMAYA İHTİYAÇ DUYAR?

Oyun alanı çocukların dünyasıdır. Çocuklar oyun oynarken hem duygusal hem zihinsel hem de fiziksel ihtiyaçlarını karşılar. Oyun çocukların, hayal güçlerini, el ...