Emre Konuk

Aldatma ve İhanet 3: Terapiye Yansıyanlar

Geçen hafta aldatılan kişinin neler yaşadığından, neden aldattığından, terapiye yansıdığı kadarıyla kimlerin aldattığından söz etmiştik.

Aldatmadan Duramayanlar

Evliliklerinin ilk bir iki yılında eşlerini aldatanlar, daha başında evliliğe karşı olduklarını bazen açık bir biçimde, bazen da üstü kapalı “ihsas” etmişlerdir. “Evlilik bana göre değil, zaten evlilik kurumu sallanıyor, Darwin, evrim teorisi, genetik miras ” ve benzeri söylemleri özellikle evlenmeden önce sık dile getirmeyi ihmal etmezler. Daha önceki ilişkilerinde veya evliliklerinde biraz araştırılırsa aldatmadan duramadıkları görülür. Seksle araları iyidir ama bağlanamazlar. Daha doğrusu bağlanmaktan korkarlar. Amiyane tabirle “gözleri hep dışarıdadır”. Böyledir ama yine de tamamı evlenir. Hatun kısmı, tüm veriler ortadayken bu arkadaşla niye bir aile oluşturma kararı alır, bu da ayrı bir roman konusudur. Dile getirilen; evlendikten sonra “durulacağı” teorisidir. Hayat bu teoriyi genellikle doğrulamaz. Hanımlara duyurulur.

Söylemeden geçemiyeceğim; evliliğinin ilk bir iki yılında eşini aldatan bir hatun henüz görmedim. Yani terapi konumunda rastlamadım demek istiyorum. Yoksa gelişen Türkiye’mizde hatunların da bir evrim geçirdiklerini göremiyecek kadar kör değilim.

Romantikler

Bu tür için evrende, yalnızca aşık olduğu kişi vardır ve başka bir şey yoktur. Zaten problem de budur: Aşk vardır ama yaşamda yer alması gereken bir sürü unsur neredeyse yoktur. Aile, çocuklar, iş, arkadaşlar, sosyal yaşam, sağlık ne varsa göz ardı edilebilir. Burada sözünü ettiğimiz aşkın sevgiyle bir ilgisi yoktur. Dünyevi olup da mistik yaşantıya en yakını sanırım bu yaşantıdır. Ancak garip bir şekilde yaşantı acıya ve yoğun fedakarlıklara saplanır. Yunus bu yüzden, Tanrı’yla bir olmanın mutluluğunu yaşamak varken hayatı boyunca uğunup durmuştur. Mevlana gibi bazı mistikler de, kime aşık olacaklarını şaşırıp, sonu acıklı bir biçimde kan ve göz yaşıyla biten hayatlar yaşamışlardır. Romantik edebiyatın tüm kahramanları duruma göre ya verem olurlar, ya birlikte ya da tek başlarına canlarına kıyarlar ya da birilerini öldürürler. Ancak her ikisi birden vuslata ermemeğe karar verirlerse hayatta kalmayı başarabilirler. Bedel, ömür boyu aşk acısıdır. Şöyle, başlangıçta aşık olup sonra edeplice evlenip, memnun mesut yaşayan romantik bir edebi kahraman hatırlamıyorum.

Aşka saplanan romantik, özellikle günümüzde, tarihi hatasını yapar ve evlenir. Kader de kısa zamanda ağlarını örer. O zaten eşiyle evlenmemiştir. Tutkusu, yaşadığı duyguyadır. Paylaşma, sevgi, huzur, anne veya baba olmak onun aşkını öldürür. Realiteyle başı derttedir. Hemen başka bir aşk arar.

Görüldüğü gibi burada anlattığımız aşk halinin sevgiyle bir ilişkisi yoktur. Romantik aşk her seferinde acı, endişe ve bazan da kan ve göz yaşı getiriyor. Sevgiyse; keyif, huzur ve güven. İnsanlar aşık olurlar, sonra da birbirlerini severler. Beraberliği keyifli yürütmek için aşık olmak gerekmez. Eskiyi hatırlamak bir çoğuna yeter de artar bile.

Eşimle Sorunum Var

Eşiyle sorunları olduğu için aldattığını söyleyenler terapiye yansıyanların yaklaşık yarısıdır denebilir. Diğer yarının yarısını “şeytana uyanlar”, kalanını da “romantikler” ve ”aldatmadan duramayanlar” oluşturur. Bu da kötü bir istatistik değildir. Evlilikle ilgili sorunlar her zaman aşılabilir. Şeytana uyanlar da şeytanlarıyla makul bir anlaşma yaparlar. Neticede nüfusun %75’i iyi bakılırsa yaşar. “Romantikler” kendilerini realiteye davet eden terapistlerini sığ ve anlayışsız bulup kısa zamanda terk ederler. “Aldatmadan Duramayanlar” ise zaten terapiye gelmezler. Zorla getirilenler de terapistlerini aldatırlar.

Sorun yaşanan ilişkilere gelince.. Benim gördüğüm kadarıyla kimse intikam için eşini aldatmıyor. İnsanlar çok uzun süreler, ciddi sorunlar yaşasalar bile eşlerine sadık kalıyorlar. Bir yer geliyor kendilerini bırakıyorlar. Bunlar için aileleri, çocukları önemli olduğundan, ciddi vicdan muhasebeleri gündeme gelebiliyor. Erkekler bazen, kadınlar mutlaka eşleriyle cinsel ilişkilerini kesiyorlar. Eğer sorunlar aşılamazsa iş boşanmaya kadar gidebiliyor. Son yıllarda da boşanma daha bir rağbette. Yaşadıkları sorunların üstüne bir de aldatma açığa çıkarsa çarşı iyice karışıyor. Terapistin kendini sınadığı vaka’lar işte bunlardır.

Toparlanılır mı? Evet toparlanılır, ancak durumu kolaylaştıran ve zorlaştıran faktörler belirleyicidir. Bir kere aldatılan kişi, geçen sefer de söyledim, son derece yoğun, tüketici ve karmaşık duygular yaşamaktadır. Kızgınlık, öfke, güvensizlik gibi. Bu duygular o kadar yoğun yaşanır ki, aşılması olanaksız gibi gelir. Hatta aşılmak da istenmez: “Ne yani ben affedicem, beyefendinin herşey yanına kalacak”. Bu duyguların aşılması için sabırla uğraşmak gerekir. Eğer aldatılan kişinin tarihinde benzer temalar varsa; yani daha önce aldatma, özellikle çocuklukta ihmal, terk gibi hasar doğuran yaşantılar söz konusuysa iş daha bir zorlaşır. Aldatan tarafın ciddi çaba harcaması ve çok zorlansa da sabırlı olması gerekir. Ailesi kendisi için önemli olanlar, bu sınavı başarıyla geçerler. Pek çok durumda da, eskiye göre ilişkinin kalitesi artmıştır.

Haftaya: Nasıl Yakalanılır ve Uzmanından altın öğütler

14.08.2005

Benzer İçerikler :

Duygusal Ekonomi

Neden çok yakınımda bir sürü banka şubesi olduğu halde bir kilometre uzaklıktaki şubeyi seçiyorum? Neden kahve içebileceğim bir çok kafe varken hep birine ...

Kolestrol: Bir Masal Daha 2

Geçen hafta “şehir efsaneleri” dizisinden “kolesterol masalını” irdeleyeceğimizi müjdelemiştik. Daha önce de hatırlayacaksınız, kilolu ...

İlişkiler ve Mutluluk

Bu yazı dizisinde size mutluluğu belirleyen evrensel 5 faktörden söz ederek yola çıktık. Geçen hafta kariyerinizden kaynaklanan mutluluktan söz ettik. ...

Okumayı Sökmek

Her yıl bir çok anne çocuğunun bir çok alanda arkadaşlarından geri kaldığını, hiçbir şeyi doğru yapamadığını, “felaket unutkan” olduğunu, yazdığı ...

İlginizi Çekebilir :

En İyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar? 4

Gallup araştırmalarını özetlemeyi sürdürüyoruz. En iyi yöneticiler birçok şeyi diğerlerinden farklı yapıyor. Şimdilik başarılı yöneticilerin üstlendikleri ...

Korku Kültürü

Her dönemin, makul sınırları olmaksızın yaygınlaşmış belli başlı korkuları vardır. Varoluşsal kökenlere sahip, doğal korkulardan değil; dış kaynakların ...

İkna

İkna, yaklaşık yarım yüzyıldır bilimsel olarak çalışılan bir psikolojik olgu. Ancak, ilgili araştırmalar henüz akademik camianın dışına pek çıkabilmiş değil. ...

İstanbul Nereye

İstanbul’un asayiş durumu hepimizi ciddi biçimde rahatsız etmeye başladı. Yaşadığımız rahatsızlıkla İstanbul’un asayiş bozukluğu arasındaki...