Emre Konuk

Beynin Gücü - 2

Geçen hafta beyin araştırmacısı Alvero Pascual-Leone’nin Harvard Tıp Merkezinde yaptığı devrim niteliğindeki bir dizi araştırmasını özetlemeye başlamıştık:

1. Leone ilk iş bir grup gönüllüye bir parçayı piyanoda metronomun hızına uyarak mümkün olduğu kadar düzgün çalmalarını söylüyor.
2. Bir haftalık egzersizden sonra, kişi parçayı çalmada ustalaştıkça, motor-cortex’te parmakları oynatabilmek için gerekli alanın genişlediğini ve yan bölgelere taştığını görüyorlar.
3. Leone daha sonra başka bir grup gönüllüye piyano çalıyormuş gibi düşünmelerini-hayal etmelerini istedi.
4. Yalnızca piyano çaldığını düşünmek-hayal etmek bile motor-cortex’in bu işe ayırdığı alanın genişlemesine yol açmıştı. Yani zihinsel egzersiz beynin kendini yeniden organize etmesine, daha da temelde fizik yapısını değiştirmesine neden olabiliyordu.
5. Bu sonuç; beynin yapısının değişmiyeceğine ait dogmayı kökünden yıkıyordu.
6. Yetişkin beyninin, kendi yapısını ve fonksiyonunu öğrenme yoluyla değiştirebilme yeteneğine sahip olduğunu artık söyleyebiliyoruz. Bu da bize gerek beyin hasarının rehabilitasyonunda gerekse pek çok psikolojik ve psikiyatrik bozuklukta yeni kapılar açıyor demektir.

Beynin bu esnek yapısı kesfedildikten sonra, pekçok araştırmada ilginç bulgular elde edildi. Beynin duyu organlarımız aracılığı ile aldığı mesajlar değiştiğinde yapısının ve fonksiyonunun da degişebildiği görüldü. Örneğin; çok erken yaşlarda görme duyusunu yitiren bir kişinin, yalnızca görsel materyeli işlemede uzman olan hücrelerinin “işitmeye ya da hissetmeye başladığı” izlendi.

Düşüncenin Gücü

Araştırmalar ilerledikçe bilim adamları beynin kendisini değiştirmesi için dışarıdan bir uyarıyıcıya ille de gerek olmadığını buldular. Aynı Leone’nin, deneklere hayallerinde piyano çaldırdığında beyinlerinde yapısal değişiklik sağlaması gibi. Bunun psikolojik sağlıkla ilgili önemli sonuçları oldu.

Araştırmacılar şu soruyu sorabilir hale geldiler: Düşünce ve hayal beynin yapısını değiştirebiliyorsa, yani nöron seviyesinde yeni ve farklı bağlantılar kurulabiliyorsa, o zaman aynı yöntemle akıl hastalıklarını tedavi etmek niye mümkün olmasın? Hatta daha da ileri giderek, niye mutluluğu arttırmak mümkün olmasın?

Örneğin; Jeffrey Schwarts bir dizi deneyde, düşüncenin gücünü kullanarak, yani teknik olarak BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi) diye bilinen yöntemi kullanarak “obsesif-kompulsif bozukluk” (takıntılar ve önlenemeyen davranışlar) diye bilinen rahatsızlığın beyinde gözlenen aktivitesini önemli ölçüde azaltmayı başardı. Bu başarı ilaçla elde edilen sonuçla aynı düzeydeydi. Benzer birçok deneyden sonra Schwartz artık; “…evet zihnimizi kullanarak beynimizi değiştirebiliriz” diyebiliyordu.

Toronto Üniversitesinde Zindel Segal ise aynı deneyi depresyonla yaptı ve aynı sonucu aldı. Segal; depresyonda çok fazla ön plana çıkan irrasyonel (mantıklı olmayan) düşünceleri değiştirmeye yönelik müdahalelerin bilgiyi işleme biçimini ve düşünme tarzını yeniden biçimlendirdiğini söylüyor.

Meditasyon ve Mutluluk

Richard Davidson ise deneyimli budist rahiplerle bir dizi deney yaptı ve cok ilgi çekici sonuçlara ulaştı. Olumlu duyguların hakim olduğu bölgenin, olumsuz duyguları yayan bölgeyi bastırdığını gördü. Deneyimsiz öğrenciler meditasyon yaptıklarında ise bu sonuç elde edilmedi. Davidson’a göre bu şu anlama geliyor: Şefkat, sevgi, iyimserlik gibi pek çok olumlu duygu aslında eğitilebilir zihinsel becerilerdir.

Bu eğitimin aslında daha bebekken başlayıp erken yaşlarda tamamlanması gerekir. Aksadığında, sonraları hasarı gidermek her zaman için sıkıntılı bir süreçtir. Yakın zamanlara kadar da neredeyse “mümkün değil” diye bilinirdi. İyi haber şu ki; bu yazıda andığımız ve daha pekçok başka araştırmacı ve uygulamacı sayesinde artık ne yapacağımızı biliyoruz.

Kaynaklar

  • Sharon Begley, How The Brain Rewires Itself. Time Magazine, 1/29/07, pp. 72-79
  • Jeffrey Schwartz and Sharon Begley, The mind and the brain: Neuroplasticity and the power of mental force, New York: Regan Books, 2002.
  • Zindel Segal, The Mindful Way Through Depression, Guilford Press, 2007

21.09.2008

Benzer İçerikler :

İnternette Aşk 3

İnternette kolaylıkla yorumlayamayacağımız, anlam veremeyeceğimiz bir ilişki türünün ortaya çıktığından söz ettik. Eşinin iş seyahatinde bir...

Popüler Psikoloji Mitleri - II

Geçen hafta sizlere, psikolojinin günlük yaşamımızın ne denli içinde bulunduğundan bahsetmiş ve hayatın içinden bir konu olması nedeniyle, sürekli psikolojiye ...

Korku Kültürü - III

Geçtiğimiz haftalarda, bir “korku kültürü”nde yaşadığımızdan bahsetmiş; “korku ticareti”nin psikolojik bir silah olarak, etkilemek ve ...

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 4

CCL’in (Center for Creative Leadership) “başarılı yöneticiler” ve “inişe geçen yöneticilerle” yaptığı araştırmaya devam ...

İlginizi Çekebilir :

En iyi Yöneticiler Neyi Farklı Yapar?

Geçen hafta, “yönetim modeli” oluşturmak söz konusu olduğunda, giderek ağırlık kazanan ve bilimsel araştırmaya dayanan bir eğilimden söz etmiştik. ...

Eğitimde Dönüşüm - IV

Geçen yazımızda psikolojik gelişim ile ilgili önemli bir konuyu gündeme getirmiş; genetik ve çevresel unsurların rolleri üzerine konuşmuştuk. Belli bir genetik ...

Çalışan Bağlılığı ve Kişiliğim 3

İşe, birkaç hafta önce, Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde yaptığımız “kişilik özellikleri ile evlilik uyumu” arasındaki ilişkileri irdeleyen ...

Gençlik Araştırması 1

Sanıyorum Sabah okurları üç hafta boyunca yayınlanan “Gençlik Araştırmasını” izlemiştir. Kaçıranlar için önemli gördüğüm bölümlerini özetlemek ...