Evlilikler Nasıl Başlar Nasıl Biter 5
Geçen hafta beraberliğini bir an önce bitirmek isteyenler için uygulayabilecekleri, bilimsel temeli sağlam, garantili teknikleri sırasıyla anlatmaya başlamıştım. Kaçıranlar için kısa bir özet yapayım:
1. Eşinle girdiğin tartışmalara kaba ve sert bir biçimde başla:
Tartışma daha başında ile baÅŸlarsa buna ‘tartışmaya sert baÅŸlamak’ diyoruz.
2. Ayrılığı garantilemek için Mahşerin Dört Atlısını yardıma çağır:
Yani tartışırken eşini durmadan suçla, aşağıla, saldırıyorsa kendini savun ve bütün bunlar fazla geliyorsa içine kapan-duvarını ör. Boşanmaya doğru giden çiftler böyle yapıyor. Tabii sıklık önemli bir faktör. Yani iş edinmeniz gerekiyor. Aslında bu kadarı boşanmayı ya da paralel bir yaşamı garantiliyor. Ama biz yine de eklemelerimizi yapıp kamuyu bilgilendirme misyonumuzu tamamlayalım. İşin boşanmaya doğru gittiğini gösteren ek işaretler:
3. “BoÄŸuluyorum” hissi:
Taraflardan biri bazan diÄŸerinin gırtlağına sarılabilse de burada kastedilen, eÅŸlerden birinin eleÅŸtiri, suçlama, küçük görme, hatta savunmalar karşısında kendini “artık dayanamaz-nefes alamaz”, hissetmesidir. “Duvarını örme” aslında kiÅŸinin “artık dayanamıyorum” dediÄŸi ve kendini savunamaz hissettiÄŸi noktada ruhunu kurtarma operasyonu. YapabileceÄŸi tek ÅŸey; oyunu terketmek, iliÅŸkiden de duygusal olarak istifa etmektir.
4. Fizyolojik iÅŸaretler:
Kendini artık iyice sıkışmış, dayanamaz hisseden tarafın fizyolojisi de köklü bir biçimde deÄŸiÅŸiyor. Kalp atışları 100’ün üzerine, bazan 165’e kadar çıkıyor. Bol adrenalin salgılanıyor. Bu da ‘vur veya kaç’ tepkisini tetikliyor. Kan basıncı yükseliyor. BoÅŸanma, iki nedenden ötürü kaçınılmaz hale gelebilir. Birincisi, bu durumu yaÅŸayan kiÅŸinin çok rahatsız olması ve kendini çaresiz hissetmesi, ikincisiyse iÅŸ bu hale geldiÄŸinde yaÅŸanan sorunların aşılmasının olanaksız olmasıdır. Tartışmalar artık sorunları daha da derinleÅŸtirmekten baÅŸka bir iÅŸe yaramayacaktır.
Evliliklerin %85’inde duvarı ören ve kapanan erkek oluyor. Bu durum erkeklerin karakter yapısıyla deÄŸil, büyük olasılıkla evrimle ilgili. ÇocuÄŸu olanlar bilir, sütün düzenli ve bol gelmesi annenin huzuruyla yakından ilgilidir. Yani, türün devamı annenin çok heyecanlanmaması ve heyecanlanırsa da bir an önce kendini toparlamasına baÄŸlı. Evrim erkekten farklı bir tepki bekliyor. Milyon yıl önce erkek avcılar çabuk uyarılırlarsa ve bu durumu daha uzun süre sürdürürlerse hayatta kalabiliyorlardı. Yani adrenalini hemen ve bol miktarda salgilayan ve çabuk rahatlamayan erkeklerin yaÅŸama ÅŸansı daha yüksekti.
Bu nedenlerden ötürü, yapılan ölçümlerde erkeklerin nabzı çok daha çabuk hızlanıyor ve stress yaÅŸadığında durulması daha geç oluyor. Aynı olgu kan basıncı için de geçerli. Berkeley Üniversitesinden Levenson ve Carter’ın, Alabama Üniversitesinden Zillman’ın yaptığı çalışmalar Gottman’ın sonuçlarını doÄŸruluyor. Erkeklerin genellikle bir 20 dakikaya gereksinimleri oluyor rahatlıyabilmek için. Kadınlarsa çok daha çabuk toparlanabiliyorlar. İlgi çekici bir bulgu; eÄŸer kadınlar geri çekilmeye zorlanırlarsa kan basınçları yine yükseliyor. Erkekler bu süre içinde olumsuz düşüncelerle rahatlamalarını geciktiriyorlar: “Tanrım bunları hak etmek için ben ne yaptım? Bu kadarı da fazla” gibi. Kadınlarsa kendilerini rahatlatacak sözleri tekrarlıyorlar. Kısacası iliÅŸkiyle ilgili sorunlarda, yukarıda dile getirilen koÅŸullar oluÅŸtuÄŸunda erkekler daha çabuk havlu atabiliyorlar. İş boÅŸanmaya gitmese bile evlilik paralel bir evliliÄŸe dönüşüyor.
DoÄŸal olarak yukarıda söylenenler tüm kadınları ve erkekleri kapsamıyor. Ancak Gottman’a göre, genetik fark genellikle geçerli. Belki de bu nedenlerle, yani kadınların stresi daha iyi tolere etmesinden ötürü, evlilikle ilgili duyarlı konuları genellikle kadınlar gündeme getiriyorlar. Çiftler bir problem çözme formatı oluÅŸturamamışlarsa, erkek kendini kapatıyor. Kapattıkça kadın üsteliyor. Üsteledikçe erkek kaçıyor.
İlişkide bu döngünün oluşması ille de çiftleri boşanmaya veya ilişkiden soğumaya götürmüyor. Önemli olan Mahşerin Dört Atlısı ne yoğunlukta ve sıklıkta evin içinde dolanıyor. Yoğunluk ve sıklık bir çok durumda olduğu gibi burada da önemli.
Haftaya devam.
26.02.2006
Benzer İçerikler :
Geçen hafta dostluk ilişkilerinin önemini vurgulamış, yaşantımızda büyük rolleri olduğundan bahsetmiştik. Hepimizin birkaç yakın arkadaşa ihtiyacı olduğunu ...
Son birkaç yazımızda müşteri bağlılığı ile ilgili etmenlerden söz etmiş, minimum müşteri eforu stratejisi ile müşteriyi merkeze koyarak hareket etmenin ve ...
Geçtiğimiz hafta, özellikle Türkiye gibi hiyerarşik yapılanmaların ağırlıklı olduğu toplumlarda, iş yaşantısının pek çok çalışanı mutsuz ettiğini; ancak belli ...
Geçen hafta David Rosenhan’ın bir araÅŸtırmasını özetlemiÅŸtim. Sekiz sahte hasta, yani normal kiÅŸi, akıl hastanesine sanki hastaymış gibi baÅŸ...
İlginizi Çekebilir :
Biliyorsunuz bir zaman önce kilolu olmanın ve şişmanlığın, aşırı boyutlarda olmadığı sürece, sağlıkla ve hastalıkla bir ilişkisinin olmadığına değinmiştik. ...
Geçen hafta hangi evliliklerin iyi gittiÄŸini, hangilerinin kötü gittiÄŸini anlayabilmek için araÅŸtırmalara bakalım demiÅŸ ve bunun için de Gottman’Ä...
İnanması ne kadar güç olsa da, insanoğlunun dünyaya getirdiği minik insancıklar, hayatta kalmalarını sağlayan bir dolu refleks, duyu, dürtü, her yaşantıyı ...
İddiamızı yineleyelim: 1. Bir iş yerinde çalışanların mutluluğunun artması; o iş yerinde satış, kar, verim, işten ayrılma, iş kazaları, ölümler gibi pek çok...


