Emre Konuk

İstanbul Nereye

İstanbul’un asayiş durumu hepimizi ciddi biçimde rahatsız etmeye başladı. Yaşadığımız rahatsızlıkla İstanbul’un asayiş bozukluğu arasındaki ilişkide mantıki bir bağ var mı? Bence yok. Çünkü İstanbul hala dünya metropolleri içinde en güvenli olanlardan biri. Düğünlerde havaya ateş etmek, yollara çukur kazıp çocuklarımızı tuzağa düşürmek ve kap-kaça takılıp kaldık. Dedelerimize yakışır bir sıçrama yapamıyoruz.

Daha doğru dürüst bir seri katil çıkaramadı bu topraklar. En baba seri katilimiz ancak 28 kediyi öldürüp buzdolabına koyabildi. Bir diğeri de pompalı tüfekle köpek vuruyor. Yakalandıklarında da tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalacaklar. Çünkü ülkemizde henüz hayvanlara kafayı takan seri katillerle ilgili bir yasal düzenleme yok. En çok 1328 tarihli “Himaye-yi Mahlukat” kanununa göre yargılanıp 3.5 YTL ceza alacaklar. Onun da ağır tahrikten 1/6’sı inecek, iyi halden de bir indirim alacak, kalan da dört takside bölünecek. Daha nerelerdeyiz yani.

Milli geliri onca itelemeyle ancak 5.000 dolar olan memleketin seri katili de, kanunu da bu kadar oluyor işte. Utanılacak bir durum yani. Yabancı meslektaşlarla konuşurken filan insan mahcup oluyor. Son zamanlarda, “Eh bizde de seri katiller tek tük de olsa görünmeye başladı” demek zorunda kalıyoruz. Bazen da kontur çekiyoruz. Bir keresinde: “Sizde de çok sevdiği eşeğini beceren komşusunu öldüren adam çıkmıyor” dedim. Sus pus kaldılar. Bir zaman sonra adamlarda becerecek eşek olmadığı aklıma geldi. Ne de olsa kibar insanlar, bir şey demediler tabii. Utandım.

Daha başka eksiklerimiz de var. Örneğin bizim milletin kişiliği bölünmüyor. Yani “çoğul kişilik-kişilik bölünmesi” gibi durumlara rastlayamıyoruz. Bir Cybill bile çıkaramadık (38 kişiliği olan bir hatunun gerçek hikayesi. 30 yıl önce yayınlanmıştı). Hadi 38 olmasın ama 2–3 tanelisi başlangıç olarak fena olmazdı. Bu açıdan da Batı’dan gerideyiz. Bir teoriye göre bunun temel nedeni Türk milletinin bilinçaltının olmayışıdır.

O da olacak bir gün. Gün gelecek, ele güne karşı bizi mahcup etmeyecek kalitede seri katiller, yaratıcılıklarını kullanıp soygun yapan hırsızlar ve cinayet işleyen katiller yetişecektir. Son yıllarda ufak ufak bazı şeyleri hayal edebilen romancılarımız yetişmeye başladı bile. Bunlar geleceğin habercisidir. Gerisi gelecektir. İlerde kişiliklerimiz de bölünecektir. Değişim uzun soluklu bir süreçtir. Sabır gerektirir.
Yukarıdaki hedeflere ulaşabilmek için, özellikle varoşlara eğilmemiz gerekir. Literatüre baktığımızda seri katiller, kişilik bölünmeleri, şiddet içeren suçlar; kişilerin erken yaşlarda yaşadıkları cinsel taciz, şiddet gibi olgularla çok yakından ilgili. Şiddet içeren suçları işleyenlerde erken yaşlarda şiddete ve cinsel tacize maruz kalma oranı %100. Yani aile düzeninin nasıl işlediği önemli.

Eğer seri katillerimiz, kişilik bozukluklarımız, şiddete yönelik suçlarımız artsın istiyorsak, bu yönde en büyük potansiyele sahip olan varoşlar üzerine çalışmamız gerekir. Çünkü Batı’daki örneklerine baktığımızda suçluluk oranı ile eğitim düzeyi, yoksulluk, meslek sahibi olamama, parçalanmış aileler, madde-alkol bağımlılığı arasında yakın bir ilişki var. Yani aslında bir şey yapmamız gerekmiyor. Hiçbir şeye dokunmazsak, kendi haline bırakırsak zaten hedeflerimize çok uzak olmayan bir tarihte ulaşacağız.

Haftaya varoşlar için Zihni Sinir Proceleri.
18.03.2007

Benzer İçerikler :

Cigaranın Dumanı Yoktur İmanı

Kaleler teker teker düşüyor. Yakın bir gelecekte bütün tersanelere girilecek. Karanlık güçler ve onların yurtiçindeki hempaları (hempa nedir diye sormayın,...

Çocuğunuzun Güçlü Yanları - 2

Geçtiğimiz hafta, çocukların güçlü yanlarının alıştığımızdan farklı bir sınıflandırmasını yapmıştık. Biraz daha içerikten bağımsız, biraz daha yol, yöntem ile ...

Malatya Olayına Sevinirken

Malatya olayının sonrasını heyecan ve itiraf etmeliyim keyifle izliyorum. Bir kere aynı olay bir kaç yıl önce olsaydı, ki oluyordu, haberimiz bile olmazdı. ...

Epigenetik İlkeler: Bir Paradigma Değişimi

İnsanı ve insan yaşamını çalışanların seneler senesi tartıştıkları belli başlı felsefi sorular vardır. Bizler özgür iradesiyle kendi hayatına yön veren...

İlginizi Çekebilir :

Yaratıcılık

Scientific American Mind dergisinin editörü Mariette DiChristina, yaratıcılık konusunda farklı bakış açıları ve geçmişleri olan üç önemli uzmanla; Fordham...

Beynimiz, duygular ve müşteri bağlılığı

Ne çok işitmişizdir: "İnsan akıllı hayvandır". Ama değildir. Yani aklımızı düşündüğümüzden çok daha az kullanırız. Örneğin; matematik problem...

Müşteriler Neden Markalarla Evlenir

Geçen hafta Marka evliliğinden, daha doğrusu markayla evlenmekten söz ettik. Deyim çok yerindeydi çünkü evlilik demek, bağlanmak yani duygusal bağlar...

İşim, Eşim ve Kişiliğim

Geçen hafta sizlerle Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde yaptığımız bir dizi araştırmanın sonuçlarını paylaşmaya başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya ...