Jön Thai’lar, “Handsome” Jane ve Tsunami
Tsunami’nin vurduğu bölgelerden yalnızca biri olan Khao Lak’ta “örgütlenmemizi” tamamladık sayılır. Eğer “ekipler bölgeye intikal edebilirse” hizmet verebileceğiz. Şimdi sıra “legaliteye” geçmekte. Yani, Thailand’lı meslek ve sivil toplum örgütlerinin, akademik kurumların ve Sağlık Bakanlığı’nın projeyi sahiplenmesine yardımcı olmak. Bunun da yeri Bangkok.
Mihmandarımız “Handsome” Jane, yani Yakışıklı Jane hava alanına götürüyor. Babası zamanında ‘Jane’ demiş. Niye Jane kendi de bilmiyor. Bilgisayar okurken Hukuk okumaya karar vermiş. İlerde politikaya atılacak. Hukukun gelişmekte olan bir ülkede çok önemli olduğuna inanıyor. Ülkesindeki “vurgun düzeninden” yakınıyor. Amerika’yı ve Batı’yı anlamaya çalışıyor. Fransız ihtilali Thailand’da zamanında etkili olmuş. 1912’de Fransa’dan dönen öğrenci ve aydınlar, Jön Thai’lar mı diyelim, başarılı bir girişimle devlete hakim oluyorlar. Sonra da parlementer düzenle, askeri düzen arasında gidip geliniyor. Giderek Amerika varlığını hissettiriyor. Vietnam savaşında Thailand askeri üs olarak kullanılıyor. Jane’e göre “Batı’nın pisliği” olduğu gibi ithal ediliyor. Fuhuş sektörü ve çocuk pornosu hızla gelişiyor. Değerlerde yozlaşma hızla yaygınlaşıyor. Karanlık güçlerle aydınlık güçlerin savaşı halen tüm hızıyla sürüyor.
Jane’e çocuk pornosu dışında Thailand’ın yaşadığı herşeyin, tarihler de dahil olmak üzere Türkiye için de geçerli olduğunu söylüyorum. Jön Türk’lerden, Batılılaşmadan ve Atatürk’ten kaptırıp bugüne geliyorum. Muhabbette bir lahmacun bir de rakı eksik. Jane, Atatürk’e kontur olarak Thailand Kralı Bhumibol’u çıkarıyor. Kral 1927 Amerika doğumlu. İsviçre’de okumuş. İngilizce, Fransızca ve Almanca’ya hakim. Caz bestecisi, saksafon çalıyor, çok iyi bir fotoğrafçı, yelkene meraklı ve mucit. Yani habire icatlarda bulunuyor. 73 adet bestesi var. Kendi teknesini kendi yapıyor. 60 yıldır da kral. Rekorunu kıran yok. Herkes neredeyse ona tapıyor. Halkla yakın ilişki içinde. Sivil Toplum Örgütlerini ve Vakıfları destekliyor. Yaşama geçen pek çok projenin mimarı. İnanmiyacaksiniz ama “Köy-Kent” projesi bile var. Farkı: Yaşama geçmiş.
Anladığım kadarıyla Kral çok zorlanmadıkça politikaya bulaşmıyor. İşler kitlendiği zaman, özellikle askerler başa geldiğinde devreye giriyor. O noktada da o ne derse yapılıyor. Örneğin, 1990’ların başında askerler darbe yapıyor. Kral bir kaç gün durumu izliyor. Sonra ihtilalin başını saraya davet ediyor. Daveti bütün Thailand televizyondan izliyor. General salona alınıyor. Halıya dört ayak üzerine çöküyor. Koca salonu emekliyerek geçiyor. Kralın ayaklarının dibine geldiğinde Kral, “Seni buraya niye çağırdığımı anlıyorsun değil mi” diyor. “Handsome” Jane’e Kralın hiç Başbakan’a Thailand Anayasası’nı fırlatıp fırlatmadığını soruyorum. Böyle bir olay olmamış. Dilini de çıkartmamış. Rahatlıyorum. Bu arada Kralın yeğeninin Tsunami’de öldüğünü öğreniyorum. Kral’a ulaşmamız lazım.
Bangkok tam istediğimiz gibi gitti. Sağlık Bakanlığı alanda çalışma izni verdi. Meslek Örgütleri, Assumption Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Raks Thai Yardım Vakfı ve World Vision projeyi sahiplendi. Bilumum elçiliklere projeyi sunmak üzere randevularımızı aldık. Tam evime dönerken, hava alanında Endonezya Elçiliği’nin yardım için ayırdığı paranın tamamını vermeğe hazır olduğu haberini aldım. Depremde Egebank’dan gelen ilk 20.000$’lık yardım haberini hatırladım. Hafif duygulandım.
03.07.2005
Benzer İçerikler :
Geçen hafta sizlerle Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde yaptığımız bir dizi araştırmanın sonuçlarını paylaşmaya başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya ...
Geçen hafta, 1990’larda Özal’ın çıkarmaya çalıştığı Sağlık Reformu Yasa Tasarısına rahatı bozulacak ve tabii gücü elinden alınacak olan...
Son yazımızda davranışsal ekonomi alanındaki araştırmacıların ekonomi dünyasıyla tanıştırdıkları birtakım olgulardan bahsetmiş ve deneysel çalışmalarına...
Geçtiğimiz haftalarda sizleri, birçoğumuzun ısrarla kabul etmek istemediği irrasyonel tarafımızla yüzleşmeye davet etmiş; sanılanın aksine, akıldışının ...
İlginizi Çekebilir :
Geçtiğimiz hafta, özellikle Türkiye gibi hiyerarşik yapılanmaların ağırlıklı olduğu toplumlarda, iş yaşantısının pek çok çalışanı mutsuz ettiğini; ancak belli ...
Bizim meslek, yani terapi işi bir garip iştir. İnsanlar ne kadar çok mutsuz olurlarsa biz de o kadar çok para kazanırız. Yani Red Kit’in cenaz...
Geçtiğimiz birkaç hafta, yaptığımız bir dizi araştırmayı özetlemeye başlamıştık. Bunlardan ilki şu soruya cevap arıyordu: Acaba iyi giden evliliklerle, kötü ...
Geçen hafta bağlanmanın doğası, yaşamımızda ne kadar önemli yeri olduğu, bağlanmanın oluşumunda meydana gelecek tersliklerin neye mal olabileceği üzerinde ...