Emre Konuk

Olumsuzdan Kurtulmak Yetmez

https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/18/terapistlerimiz/

Gerek mutluluğu yakalamak, gerekse işyerinde verimi arttırmak söz konusu olduğunda olumsuzdan kurtulmak veya zayıfı geliştirmek genelde başvurulan yol oldu. Bu yaklaşımın, eğer olumsuz olan, benim yeteneklerimi kullanmama engel oluyorsa bir anlamı vardır. Hepimizin ortam uygunsa kullanabileceğimiz yeteneklerimiz, özelliklerimiz vardır. Yalnızca onlara odaklanmak bile çok fark yaratabilir.

Candan Karaca önümüzdeki birkaç hafta, Pozitif Psikoloji’nin sorduÄŸu soruların, yapılan çalışmaların iÅŸ yaÅŸamına yansımalarını dile getirecek.

İyi Olan

İnsanoÄŸlu oldum olası hataya, eksikliklere ve kötüye odaklanmıştır. Bilimsel araÅŸtırmalar genellikle yanlışı, ters gideni bulup düzeltmek için yapılır. Doktorlar saÄŸlığı öğrenmek için hastalıkları incelemiÅŸler, aile terapistleri mutlu evliliÄŸin sırları için boÅŸanmış çiftleri gözlemlemiÅŸler, psikologlar mutluluk için mutsuzluÄŸu, umutsuzluÄŸu araÅŸtırmışlardır. Okullarımızda da iÅŸyerlerimizde de bu yaklaşımın etkileri görülür. Ana hedef zayıflıklarımızı bulup bunları güçlü hale getirmektir. Bu çabalar iyi niyetli uÄŸraÅŸlardır. Ancak eksiktir ve tek baÅŸlarına yanıltıcıdır. Eksiklikler ve hatalar, üzerinde çalışılması gereken konulardır ancak kuvvetli yönler ve “iyi olan”ın kendine has bir yapısı vardır ve bu konunun da üzerinde çalışılması gerekir. İyi kötünün karşıtı deÄŸildir. MutluluÄŸu öğrenmek için mutlu insanlara, saÄŸlığı öğrenmek için saÄŸlıklı insanlara, geliÅŸimi öğrenmek için kuvvetli yönlere bakmak gerekir. Bu yaklaşım Pozitif Psikoloji’nin yaklaşımıdır..

Bu pencereden bakıldığında iÅŸ dünyasında da durum, bilim dünyasından farklı deÄŸildir. ÇoÄŸumuz iÅŸ yerlerimizde kuvvetli taraflarımızı gösterememekten, bırakın onları göstermeyi kendimizin bile keÅŸfedemediÄŸinden dem vururuz. Kaçımız iÅŸyerimizde en iyi olduÄŸumuz özelliklerimizi kullanabiliyoruz? Kaçımız “en iyiyim dediÄŸi” becerileri yaptığımız iÅŸe yansıtabiliyoruz? Kaçımızın yöneticisi yeteneklerimizin, becerilerimizin ve “iyi olan”ımızın farkında?

İyi haber: Bu tür soruları artık araÅŸtırmacılar da yoÄŸun bir biçimde soruyor. 36 farklı ÅŸirketin yedi bin 939 farklı biriminde çalışan 198 bin kiÅŸiye ÅŸu soru sorulmuÅŸ: Acaba her gün iÅŸyerinizde en iyi yaptığınız ÅŸeyi yapma ÅŸansı bulabiliyor musunuz?Kaç kiÅŸinin böyle bir soruya evet dediÄŸini merak ediyorsunuz deÄŸil mi. Biraz sabredin. Bu soruya “evet her zaman” diyenlerin %50’sinin çalışan devir oranının düşük olduÄŸu birimlerde çalıştığı, %38’inin diÄŸer birimlere nazaran daha üretken birimlerde çalıştığı, % 44’ünün müşteri memnuniyetinin yüksek olduÄŸu birimlerde çalıştığı sonucu ortaya çıkmış. Daha sonra bu çalışma geniÅŸletilip 61 ülkeden 101 farklı ÅŸirkette çalışan 1.7 milyonluk bir gruba uygulanmış. İşte “evet her zaman” diyenlerin yüzdesi:

Kötü haber: %20. Tüm dünyada çalışanların sadece %20’si kendi kuvvetli yönlerinin iÅŸyerinde kullanılabildiÄŸini düşünmekte. Bir baÅŸka deyiÅŸle, dünyadaki ÅŸirketlerin çoÄŸu %20 kapasiteyle çalışıyor. Çalışmada ortaya çıkan bir gerçek de organizasyonda kalma süresiyle soruya evet demek arasındaki iliÅŸkinin negatif olması. Bu ne demek? Bir çalışan, organizasyonda ne kadar uzun süre kalırsa ve kariyer merdiveninde ne kadar çok basamak çıkarsa soruya “evet her zaman” deme ihtimali o kadar azalıyor. Sizce de dehÅŸet verici deÄŸil mi? Åžirketler %20 potansiyelle çalışırken bu kadar üretim ve karlılıktan bahsediyoruz acaba bu potansiyeli %30’a %40’a çıkarsak neler olur? Bu noktada sorulması gereken bir soru var: Peki bunu nasıl yapacağız? Güçlü yönlerimizi konuÅŸturmanın yolu nedir?

İsterseniz bu konuyu daha detaylı olarak haftaya inceleyelim.

09.01.2005

Kaynak

Buckingham Marcus, Clifton Donald, Now Discover Your Strengths, Free Press, 2001

*Yazan: Candan Karaca, Danışman, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü

Benzer İçerikler :

Popüler Psikoloji Mitleri

Bilgi çağı diye anılan 21.inci yüzyılda, bilgi edinmek kadar, yanlış bilgi edinmek de mümkün. Psikoloji, günlük hayatımızda var olan bir sürü konu ile ...

Nasıl Zayıflayacağız?

Önce geçen haftayı bir özetleyelim: 1. Düşük karbonhidratlı gıda rejimlerinde insanlar diğerlerine göre çok daha fazla kilo verdiler, acıkma tetiklenmediği ...

Egzersiz ve Depresyon - II

Geçen yazımızda, egzersiz ve depresyon ilişkisini ele almış; depresyona, depresyondaki kişinin beyninde gerçekleşen değişikliklere ve ilaç ile egzersizin ...

Denileni Anlamak

İki haftadır temaları bir biriyle yakından ilişkili iki yazı yazdım. İlkinde temel soru şuydu: Nasıl oluyor da artık savaşlarda sivilleri, çocukları öldürmek ...

İlginizi Çekebilir :

Yöneticiler İçin Başarı Stratejileri 1

CCL (Center for Creative Leadership) bizim bugün liderlikle ilgili ne biliyorsak pek çoÄŸunu borçlu olduÄŸumuz bir araÅŸtırma ve eÄŸitim kurumu. 1983’de...

Yetkinlikler Meselesi 5

Geçen hafta, “Yetkinlikler Meselesi” ile ilgili olarak yanlış anlaşılan bir kaç noktayı netliÄŸe kavuÅŸturmaya çalışmıştık. Parantezi kapayÄ...

Beyin Yıkama - 2

Geçen hafta beyin yıkamanın ne olduÄŸundan söz etmiÅŸ ve örnek olarak Patricia Hearst olayını vermiÅŸtik.  Patricia Hearst’ın zalimce SLA tarafından ...

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki ilişkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. Başta her tü...