Kurumsal Gelişim Merkezi

Ofis Aşkları

Ofis Aşkları

Genellikle gençlere  "Eşini üniversitede bul, bulamazsan sonra uygun birini bulmak daha zor. Aynı üniversiteye gidiyorsan ortak yönlerin çoktur dolayısıyla iyi anlaşır mutlu olursun," denir.

Aynı bakış açısı artık iş ortamı için de geçerli. Üniversitede sana uygun olacak birini bulamadıysan da çalışacağın iş yerinde ya da iş ilişkisi içinde olacağın kişilerden de birini bulman mümkün.

Evlilik yaşları gittikçe yükseliyor dolayısıyla yeni nesil üniversite çağında ciddi bir ilişki yaşamaktansa sonrasında yaşı da biraz ilerleyince iş hayatına atıldığında ilişkilere ciddi gözle bakmaya başlıyor.

Eskiden iş yerlerinde bu tür şeyler çok mümkün olamıyordu çünkü çalışan kadın sayısı çok daha azdı. Özellikle kadınların çalışma yaşamına katılmalarının giderek artması ve sosyal yaşamın bir sonucu olarak, aynı iş yerinde çalışan erkek ve kadınlar arasındaki gönül ilişkisine artık daha sık rastlanıyor.

İki kişi arasındaki gönül ilişkisinin özel yaşamla ilgili olması nedeniyle diğer çalışanları ve işvereni ilgilendirmeyeceği düşünülür. Ancak bazen bu tür ilişkiler, ilişkinin boyutu ve iş yerine yansıma durumuna göre özel yaşamın sınırlarını aşabilmekte ve çalışma ortamına olumsuz şekilde de yansıyabilmektedir. Buna dikkat etmek gerekiyor. Olumsuzluklara engel olmak için önlem almak mümkün tabii. Biraz daha dikkatli davranmak, iş ve özel hayatı birbirinden ayrı tutmaya çalışmakta fayda var.

ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, iş yeri aşkları çabuk tükeniyor. İş yerinde başlayan aşkların yüzde 53’ü bir yıl içinde sona eriyor. Sadece yüzde 16’sı 5 yıldan fazla sürüyor.

25 senelik iş hayatımda benim gördüğüm, bu tür aşklarda eğer ilişkiniz ciddiyse ve ilerlemesini istiyorsanız ilişki yaşayan kişilerden birinin o işten ayrılması doğru oluyor. Aynı iş yerinde olduklarında ilişkinin yıpranma olasılığı yükseliyor. Zaten bazı kurumlar da bunu zorunlu tutuyor, çalışanlar arası evliliklerde çiftlerden birinin işten ayrılması bekleniyor. Özellikle çiftler aynı bölümde çalışıyorsa, birlikte yaptıkları işler varsa bu daha da önemli oluyor.

Bu durum kişiler için de sorun olabiliyor. Kişiler kavgalı olduklarında sorun çıkabilir, kişilerden biri özellikle erkek yerine kadın terfi edebilir, kadın daha üst pozisyonda olursa sorun yaşanabilir. Bir diğer durum ilerde boşanma durumunda yaşanır, eski eşle aynı iş yerinde olmak da çekilmez olabilir.

Yasal olarak baktığımızda ise; çalışanlar arasındaki bu tür ilişkilerin özel yaşam sınırları içinde kaldığı ve iş ortamına olumsuz yansımadığı sürece iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin nedeni olmadığını görüyoruz. Bu tür bir ilişkiye müdahale etmenin özel yaşama müdahale olarak değerlendirilmesi gerekir. Çalışanlara iş yeri arkadaşları ile gönül ilişkisi kurmaları konusunda yasak getirmek mümkün değildir. Ancak iş ortamına olumsuz yansımanın söz konusu olduğu durumlarda; iş yerine yansıma durumuna göre geçerli fesih ya da haklı fesih nedeni olabileceğini unutmamak gerekir.

Ofis aşklarının en çarpıcı örneği diyebileceğimiz çift Barack ve Michelle Obama’dır. Onlar da 1989 yılında Chicago’da bir avukatlık firmasında tanışmışlar. Bugünkü durumları hepimizce malumdur.

Ofis Aşkları konusunda yapılmış pek çok araştırma var.  CareerBuilder.com tarafından yapılan araştırmaya göre çalışanların yüzde 38’i çalışma hayatı boyunca en az bir kere flört etmiş. Vault.com tarafından yapılan araştırmada bu oran daha yüksek yüzde 59. Dennis Powers tarafından yazılan Ofis Aşkları (The Office Romance) adlı kitapta ise yılda 8 milyon kişinin iş yerinde aşk yaşadığı yazıyormuş. Bir başka araştırmada ise, 5 yılı aşan süre ilişki yaşayanların oranının yüzde 16’da kaldığı belirtiliyor.

Bir başka araştırmada ofis aşkları nasıl başlıyor diye araştırmışlar. Ofis dışındaki işler için koştururken aşık olanların oranı %12, 'happy hour'larda %11, geç saatlere kadar çalışanlar %10, beraber öğle yemeği yemek %10. En romantik istatistik ise %9 ile ilk görüşte aşk.

Aynı araştırmada çalışanların çoğu ilişkileri hakkında açık olduklarını söylerken %39’u ilişkilerini gizli tuttuklarını ve yine araştırmaların ortaya koyduğuna göre çoğu kişi tekrar ofis ilişkisi yaşayabileceğini söylüyor. Erkeklerin %70 i, kadınların ise %62 si bunun ilgilerini çekeceğini söylemişler.

Ayşegül Horozoğlu - Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi

DBE Kurumsal Ölçme / Değerlendirme ve Eğitim Merkezi
Bizi Arayın  Eğitmenlerimiz

Benzer İçerikler :

Gelişim Alanınızı Hiç Objektif Gözden Dinlediniz mi?

Çocukluktan bu yana hep daha iyi olmak adına birileriyle kıyaslandık; komşularımız, akrabalarımız, okul arkadaşlarımız ve kardeşlerimizle rekabete zorlandık. ...

İŞ KAZALARINI ENGELLEME PROJESİ

Mavi Yakalı çalışanların olduğu üretim yapılan fabrikalarda yaşanan iş kazalarının azaltılması ve iş güvenliğinin artırılması amacıyla gerçekleştirilen bir ...

Geri Bildirimlerden Faydalanmak

Geribildirimleri dinlemek, esnek ve başarılı olmanızı sağlayarak kişisel bir strateji geliştirmenize yardımcı olur. Güçlü ve zayıf yönlerinizi bilmek, ...

Farklı Kültürlerde Yaşamak ve Birlikte Çalışmak

Bir Kelime, Üç Anlam Kültür anlam bakımından belki de tarih boyunca gelmiş geçmiş en karmaşık birkaç kelimeden biridir. Çağdan çağa sürekli anlamı değişir. ...

İlginizi Çekebilir :

Mesai Sırasında Molaların Çalışanlar Açısından Önemi

Mola süreleri verimlilik araştırmalarında sıkça üzerinde durulan bir konu olmuştur. Geleneksel anlayışın hakim olduğu dönemde, molalar verimliliği düşüren...

Koçvari Liderler

Koç denildiğinde akla ilk gelen güvenilir, sağlam ve kendinden emin bir duruştur; Koçvari Lider de yönetim becerilerini koçluk becerileriyle birlikte kullanan ...

Yaratıcı Sınıf Değerleri

Yaratıcı sınıfın yükselişi değerlerde, normlarda ve tutumlarda güçlü ve önemli bir değişime yol açtı. Bu sınıfın bütün üyeleri ister artist, ister mühendis,...

DUYGUSAL DAYANIKLILIK (RESILIENCE)

  “Yapılan araştırmalar, duygusal dayanıklılığın öğretilebilen ve öğrenilebilen bir yetenek olduğunu gösteriyor. Bu yetenek çalışanlar...