İNTİHAR ETMEK İSTEMİYORUM
Genelde intihar, insanların hakkında konuşmamayı tercih ettiği bir konudur. Tanıdığımız hiç kimsenin başına böyle bir şeyin gelmemesini umar ve bu düşünceleri zihnimizden hızlıca savuştururuz. Ancak intihar, hayatta ölüme yakın olan diğer tüm ihtimaller kadar gerçektir ve dünyada yaygın görülmektedir.
Web sitemiz ile ilgili uzmanlarımız tarafından yapılan analiz çalışmalarında sitemizde en çok aratılan konulardan birinin “İntihar” ile ilgili olduğunu tespit ettik. Özellikle sitemizde sık aratılan bir cümle bizi bu makaleyi yazmak için motive etti. Web sitemizin arama kısmına yazılan cümle tam olarak şuydu: “İntihar etmek istemiyorum.” Bu yazıyı, arama butonuna bu cümleyi yazan kişi ve onun gibi hisseden diğer tüm insanlar için hazırladık. Unutmayın ki, yalnız değilsiniz.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Yapılan araştırmalara göre, intihar yoluyla ölme olasılığı yüksek olan kişiler:
- Ciddi bir fiziksel veya ruhsal hastalığı olan,
- Alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı olan,
- Sevilen birinin ölümü ile yas sürecinde olan,
- İşsizlik, boşanma veya terk edilme gibi büyük bir kayıp yaşayan,
- Hayatında büyük bir değişim yaşayan,
- Daha önce intihara teşebbüs etmiş olan kişiler.
İNSANLAR NEDEN İNTİHARI SEÇER?
Bir insanın hayatına son vermeye karar vermesi için birçok farklı sebebi olabilir. Kişinin yaşadığı hayat koşulları, duyguları, çevresel faktörler ve yukarıda da belirttiğimiz diğer durumlar, bu kararda etkili olan faktörlerdir. İntihar etmeyi seçen kişiler, hayatın çekilmez olduğunu düşünürler. Aşırı umutsuzluk ve çaresizlik duygusuyla doludurlar. Bazı ruhsal hastalık durumlarında ise kişiler, kendilerini öldürmeye sevk eden sesler duyabilir veya sanrılar yaşayabilirler.
İntihar ederek ölmekten bahseden veya intihar girişiminde bulunan insanların birçoğu aslında ölmek istemezler. Çoğu zaman bu yola, bir yardım çağrısı olarak başvururlar. Tanıdığınız biri intihara teşebbüs edecek kadar çaresiz hissediyorsa ona destek olabilir ve daha iyi bir çıkış yolu bulmasına yardım edebilirsiniz. Eğer siz intihar etmeyi planlıyorsanız ve bundan başka bir çözüm yolu düşünemiyorsanız unutmayın ki, yardım alabilirsiniz ve sorunlarınızı çözebilirsiniz.
UYARI İŞARETLERİ NELERDİR?
İntihar, nadiren anlık alınan bir kararla yapılır. İntihar girişiminden önceki saatlerde ve günlerde genellikle fark edilebilir uyarı işaretleri vardır. En güçlü işaretler genellikle sözlü olanlardır. “Artık hiçbir şeyin önemi kalmadı.” “Bu şekilde devam edemem.” “Her şeye bir son vereceğim.” gibi cümleler her zaman ciddiye alınmalıdır. İntiharı düşünen çoğu insanın umudunu kaybettiğini ve yaşadıkları acıyı yok etmek için bir çıkış yolu bulmaya çalıştıklarını unutmayın.
- Umutsuzluk ve çaresizlik içinde hissetmek
- Arkadaşlardan, aileden kendini geri çekmek
- Reddedilmiş, dışlanmış hissetmek
- Normalde dikkat edilen, önem verilen şeylerle ilgili pervasız bir tavır içinde olmak.
- Günlük faaliyetlere ilgiyi kaybetmek.
- İştahta azalma.
- Alkol ve uyuşturucu kullanımının artması.
- İş kaybı, akademik başarısızlık, performansın düşmesi.
- Anlık ruh hali değişimleri, duygusal patlamalar, öfke ve saldırganlık.
- Değerli eşyaları arkadaşlara ve aileye vermek.
- Vasiyet hazırlamak ya da yakın birisine son dileklerini söylemek gibi ölüm hazırlıkları yapmak.
KENDİNİZİ İNTİHARA MEYİLLİ HİSSEDİYORSANIZ NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Çıkış yolunun ilk adımı, kendinizi hapsettiğiniz, yalnız ve umutsuz hissetmenize sebep olan o odaya birilerinin girmesine izin vermektir. Bunu yapmak çok zordur çünkü intiharın tek çözüm gibi göründüğünü düşünecek kadar umutsuz ve çaresiz hissediyorsanız muhtemelen başka hiçbir şeyin ya da hiç kimsenin size iyi gelmeyeceğine emin gibisiniz. Kendinizi korkmuş ve utanmış da hissediyor olabilirsiniz. Ancak yardım istemekten utanmak için hiçbir sebebiniz olmadığını anlamalısınız. Yalnız değilsiniz. Birçok insan zor zamanlar geçiriyor ve yine birçok insan kafasının içinden intihar düşüncelerini geçirebiliyor.
Duygularınızı ve düşüncelerinizi, güvendiğiniz birileriyle paylaşmalısınız. Bu, sevdiğiniz bir yakınınız, bir sosyal hizmet görevlisi, psikiyatrist, psikolog veya inandığınız dine mensup bir din görevlisi de olabilir. Bu süreçte grup terapisine katılmayı da deneyebilirsiniz. Hissettiğiniz veya hissetmekten dahi korktuğunuz tüm duygularla başa çıkmanın ve atlatmanın bir yolu vardır. Çaresizlik, ölüm isteği, umutsuzluk… Bunların hepsi bir anda kaybolmayabilir ancak bir şekilde geçecek ve yerini normal duygulara bırakacak.
NEDEN YAŞAMAYA DEVAM ETMELİSİNİZ?
“Önünde yaşayacağın daha çok uzun ve güzel yıllar var.” “Birçok insan seni çok seviyor ve önemsiyor.” “Yarın yeni bir gün. Göreceksin her şey yoluna girecek.” gibi cümleler duymak, intihara meyilli olan bir kişi için çok anlamsız ve boş görünebilir. Peki, neden yaşamaya devam etmelisiniz ve neden intihar etmek gerçek bir çözüm yolu değil?
Hissettiğiniz Kadar Yalnız Değilsiniz
Kimsenin sizi umursamadığını, kimsenin sizinle gerçekten ilgilenmediğini düşünmeniz size daha umutsuz ve çaresiz hissettirebilir. Sanki dünyada sizden başka herkesin meşgul olduğu bir hayatı var da sizin yokmuş gibi görünebilir. Bu, gerçekten kimsenin sizi gerçekten dinlemediğini ve ilgilenmediğini düşündürtmüş olabilir. Tanıdığınız insanlarla bu konuyu konuşmakta zorlanıyor da olabilirsiniz. Bu süreçte size içtenlikle yardımcı olabilecek birçok kişiye ulaşmanız mümkün. Sosyal hizmet kuruluşlarından, terapistlerden, destek gruplarından ve yukarıda belirttiğimiz diğer kişilerden destek alabilirsiniz.
Zor Durumlar İçindeyken Çözüm Yollarını Fark Edemiyor Olabilirsiniz
Bir krizin ortasındayken, görebileceğiniz tek şey genellikle bu krizin ta kendisidir. Ondan kaçmaya çalışmak, acı ve kederin sona ermesini istemek elbette doğaldır. Fakat bu noktada intiharın tek çözüm yolu olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Nasıl bir durumla mücadele ediyor olursanız olun, henüz fark edemediğiniz çözüm yolları mutlaka vardır. Bu yüzden kendinize biraz zaman ayırmalısınız. Hem yüzleşmekten kaçtığınız olumsuz duyguları yaşayıp atlatabilmek hem de çözüm yolları bulabilmek için. Bu süreçte dışarıdan bir bakış açısı sizin için faydalı olabilir.
Hatalar Sizi Tanımlamaz Size Kim Olduğunuzu Söyleyemez
Zor zamanlar geçirirken, kendi kişiliğinize ve değerlerinize uygun olmadığını düşündüğünüz hatalar yapmış olabilirsiniz –ki bu çok olağandır-. Birilerini incitmiş, üzmüş olabilirsiniz ve bu durum insanların siz olmadan daha iyi olacaklarına inanmanıza dahi sebep olabilir. Bu tür durumlar da intihar düşüncelerini yoğunlaştıracaktır. Fakat şunu düşünün: üzdüğünüzü düşündüğünüz kişiler eğer hiç umursamıyor olsalardı hiç incinmezlerdi. Bu da onların sizi umursadığını gösterir. Özür dilemek, hatanızı telafi etmek, yeni başlangıçlar yapabilmek için geç kalmış değilsiniz. Hissettiğiniz olumsuz ve karanlık duyguları bu insanlarla paylaşmayı deneyebilirsiniz.
Belki de telafi edilemeyecek kadar büyük bir hata yaptığınız için kendinizi çok mutsuz hissediyorsunuz ya da kendinizi korkunç bir insan olarak görüyorsunuz. Ancak hissettiğiniz bu mutsuzluk ve pişmanlık duyguları aslında size bunun tam tersi olduğunuzu kanıtlıyor. Eğer gerçekten kötü bir insan olsaydınız yaptığınız hataları da umursamazdınız ve o hatalar için pişman hissetmezdiniz.
Mutsuz ve çaresiz hissettiğinizde yaptığınız hatalar, tüm kötü anılarınız sizi içinden çıkılamaz bir haldeymişsiniz gibi gösterebilir. Ancak bunun doğru olmadığını söylüyoruz. Herkes hatalar yapar ve yapılan hatalar hakkında kötü hissetmek ve pişman olmak aslında işleri yoluna koyabilecek kadar istekli olduğunuzu gösterir. Bu noktada pes etmek büyük haksızlık olmaz mıydı?
Zaman İlaçtır
Tüm sorunlar geçici değildir. Akıp giden zaman, kötü olayları ve duyguları değiştirmez ya da zihninizden silmez. Örneğin sevdiğiniz birini kaybettiyseniz veya bir travma yaşadıysanız bunun üzüntüsünü yaşamaya devam edeceksiniz. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Ancak hissettiğiniz duyguları yönetmeyi öğrenebilmek için zamana ihtiyacınız var. Tüm hasarları onaramayacaksınız, yaşadığınız her şey öylece geçmişte kalacak ancak hasarları tamamıyla onaramazsanız bile edindiğiniz tecrübeler sizi hayatınızın başka bir dönemine götürecek. Daha tecrübeli ve hatalarından ders almış versiyonunuzla yaşamaya devam ettiğiniz bir döneme. Hayata sizi şaşırtması için bir şans vermelisiniz.
Geleceğin Neler Getirebileceğini Kimse Bilmiyor
Aslında yaşamak, tüm insanlar için cesaret gerektiren bir eylemdir. Her sabah uyandığınızda bilinmezliklere gözünüzü açmak, neye sahip olduğunuzdan emin olamadan yaşamak ürkütücü olmalı. Ancak bu, herkes için geçerli. Önünüzdeki tüm olasılıkları ve bu olasılıkların size getirebileceği olumsuzlukları göz önünde bulundurarak yaşamaya çalışırsanız asla daha ilerisi için adım atamazsınız. Önünüzde neler olduğunu, gelecek günlerin neler getirebileceğini hiçbir zaman bilemeyeceksiniz. Elbette işler daha kötüye gidebilir ancak kolayca düzelebilir de. Karşılaşabileceğiniz zorlukları, sadece daha iyi planlar yapabilmek ve daha sağlam adımlar atabilmek için düşünün. Geleceğin sizi korkutmasına izin vermeyin. Önünüzdeki her gün, yeni bir olasılık ve şekillendirilmeye hazır bir kil yığını gibidir. Seçimlerinizle o kil yığınını şekillendirebilirsiniz.
KAYNAK
Raypole C, (10 Ekim 2020). 8 Reason to Live, from a Text Crisis Counselor Who’s Been There Before. Healthline
Chand S., (12 Temmuz 2018). What Can Be Done to Reduce the Risk of Suicide. PsychCentral.
DBE Yetişkin ve Aile Bölümü
DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Çiftler arasındaki ilişki dinamiklerinden en problemli olanlardan birisi de kovalayan-çekinen “dansından” oluşur. Evlilik danışmanlığı yaptığım ...
Mazisi oldukça kısa kabul edilebilecek EMDR uygulaması şu anda, başlangıçta tahmin edilemeyecek kadar yaygın kullanılmaktadır. 1987 yılında Francine Shapiro ...
Hepimiz zaman zaman; stres, endişe, ruh hali değişimleri ve diğer ruhsal sıkıntıları yaşayabiliriz. İş ya da okul hayatında sorunlar, romantik ilişkilerde...
Kendimizi duygusal olarak dengede hissettiğimizde vücudumuz da bu pozitifliği yansıtır. Memnuniyet gibi pozitif duygular beynimizin serotonin ya da ...
İlginizi Çekebilir :
Narsisizm tabiri içerisinde kişinin kendi benliğine hayran olması, kendini aşırı önemsemesi, bunları yaparken çevresindeki ötekilerin ihtiyaçlarını görmezden ...
‘’Stockholm sendromu, çok büyük duygusal ve psikolojik baskı anlarında ortaya çıkmaktadır. Cismen esir edilen birey, bu süreçte artık ruhen de esir ...
Fobi terimi Yunanca “phobos”tan gelmektedir. Phobos ‘uçmak, panik, terör’ anlamlarını taşır. Phobos adlı Yunan tanrısı, düşmanında ...
Siz hiç görünüşü ve davranışları depresyonda olduğunu düşündüğünüz ama açıkça sorulduğunda bunu inkar eden bir insan tanıdınız mı? Sizin değerlendirmenizi ...