Düşünme Öğrenilebilir mi?
Bazıları düşünmenin yalnızca bir zekâ işi olduğuna inanırlar. İyi düşünür olmak için de yüksek bir IQ gerektiğini sanırlar. Bir araba düşünün. Son model. Motor gücü çok yüksek. Eğer kötü bir sürücü iseniz, araba hiçbir işe yaramaz. İyi bir sürücü iseniz arabanız 2., 3. el bir araba da olabilir. Arabayı iyi kullanacaksınız demektir. Çok yüksek IQ çok nitelikli bir arabaya benzer. Ama iyi bir sürücü değilseniz, düşünme becerileriniz zayıf ise yüksek IQ (ya da son model araba) işe yaramayacaktır. Arabanın motor gücü gibi, zekâ da saklı bir güçtür. Düşünme ise insanın zekâsını kullanıp, yönettiği kişisel bir beceridir.
İyi bir sürücü olmayı herkes ister ama nasıl?
İsteyen herkes düşünme becerisini çok üst düzeylere çıkarabilir. Bu biraz çaba harcamayı gerektirir. Düşünme alanında kişisel becerilerinizi geliştirme konusunda okullardan fazla bir şey beklememelisiniz. Okullarda ağırlıklı olarak inceleme ve eleştirel düşünce öğretilir. Elbette bu da yararlıdır. Ama düşünme eyleminin yalnızca bir bölümünü oluşturur. Düşünme bir üçgene benzetilebilir.
En iyi yapabildiğimiz şeylerden biri düşünceleri eleştirmektir. Çünkü okullarda yapılan eğitim, toplumsal düşünme gelenekleri, münazara teknikleri bize eleştirel düşünmeyi fazlasıyla öğretir. Eleştirel düşünce çok gereklidir. Ancak yeterli bir dozda kullanılmalıdır. Nasıl bir gıdanın gereğinden fazlası alındığında vücudumuza zarar veriyorsa, gereğinden fazla eleştirel düşünme de düşünce sistemimize zarar verir.
Yapıcı ve yaratıcı düşünme alanlarında birçoğumuz oldukça kötüyüzdür. Çünkü bize sunulan bir fikri sadece eleştirmek, aklımıza gelen ilk yol üzerine odaklanarak, bu fikrimizde ısrar etmek hepimizin yanlış düşünce alışkanlıklarındandır.
Dr. Edward de Bono kavramsal ve yaratıcı düşünce alanında ve düşüncenin bir beceri olarak geliştirilmesi konusunda önde gelen uluslararası bir otorite olarak kabul edilmektedir. Dr. De Bono, okullarda düşünmenin öğretilmesinde kullanılan ve pek çok ülkede uygulanan CoRT Düşünce Programı’nın yaratıcısı ve uygulayıcısıdır. Bu program 6 yaş çocuğundan yetişkinlere kadar her yaşa düşünmeyi öğretmek üzere hazırlanmış bir programdır. 6 basamaktan oluşur.
1. Düşünmenin derinleştirilmesini hedefleyen temel düşünme becerileri,
2. Yaratıcı düşünme ve yazma becerileri,
3. Genel amaçlı düşünme,
4. Eleştirel düşünme,
5. İnteraktif düşünme,
6. Kapsamlı düşünme.
Dr. De Bono çeşitli teknik ve araştırmalarla düşünmeyi eğlenceli bir spor olarak görmemizi ve ondan tat almamızı öneriyor.
Özellikle düşünme sistemindeki yanlışlıklar çocuklarımızın önce okul, daha sonra da iş ve hayat başarılarını olumsuz etkiler. Çocuklar ve gençler düşünme becerilerini artırdıkça okul çalışmalarında ve sınavlarda bunun güçlü etkisini hissederler. Düşünme alanında ustalaşan biri özel yaşantısı ile ilgili konularda ve işlerinde de bundan yararlanacaktır. Düşünmeyi öğrenen kişi, ne yapması gerektiği kendisine söylenmeden de girişimlerde bulunabilir. Düşünmeyi bilen kişi, işe yarayacak seçenekler üretebilir, karar verebilir, sorun çözebilir, ileriye dönük planlar yapabilir.
İşte yaşamımızın çeşitli evrelerinde odaklandığımız ana hatlar:
• 0 – 5 yaş “Neden?”,
• 5 –12 yaş “Neden olmasın?”,
• 12-75 yaş “Çünkü,...”(bahane üretme yıllarıdır.)
Benzer İçerikler :
Kaygılı çocuk ve gençlerde görülen bir yere gitmeyi reddetme veya bir şeyi yapmak istememe davranışlarına “kaçınma”’denir. Gerçekten ...
Telefon günlük ihtiyaçlarımızdan birisi ama sakıncaları, özellikle çocuklar için olan zararları unutulmamalıdır. Uzun süreli cep telefonu kullanımı dikkat,...
Önümüzdeki günler liseye ve üniversiteye hazırlanan gençler için heyecanlı zamanlar. Aylardır hazırlandıkları sınavlar çok yaklaştı. Heyecan dorukta! He...
Çocuklarına bakan, onların duygusal hayatı ve sorunlarıyla ilgilenen babalar, hafızalara kazınmış “otoriter” imajını yeniliyor. DBE Davranış ...
İlginizi Çekebilir :
Öfke duygusu, günlük yaşantımızda önemli yeri ve etkileri olan; mutluluk, üzüntü, korku gibi temel ve evrensel duygulardan biridir (Canpolat ve Atıcı, 2017). ...
“Ben çevremdeki arkadaşlarımın, yakınlarımın çocuklarıyla ilişkilerine baktığımda, ‘Bizde bazı acayiplikler var’ diye düşünüyordum...
Her bebek kendine özgü kalıtımsal ve fizyolojik özellikler ile dünyaya gelir. Bunun yanı sıra, erken dönemdeki deneyimler sağlıklı bir sosyo-duygusal gelişim...
Araştırmalar şiddete ve saldırganlığa yönelik davranışların yaşamın erken dönemlerinde öğrenildiğini göstermektedir. Ancak, yine araştırmalar, çocukların ...








