Okul Fobisi
Okullar açılalı yaklaşık bir buçuk ay oldu. Ama bazı öğrenciler hala okula adapte olmakta zorluk çekiyorlar. Sabahları mide bulantısı, kusma, ishal, diş, baş veya karın ağrısı, görmede bulanıklık gibi şikayetler ile okula gitmeyi istemeyip, evde kaldıkları takdirde 1-2 saat içinde “iyileşiyorlar”. Fiziksel belirtilere sahip gibi görünse de bu şikayetlerin altında çocuğun okula gitmeyi istememesinden kaynaklanan psikolojik kökenli bir takım çekinceleri vardır.
Okula gitmeyi reddeden çocukların çoğunluğu 8-13 yaşları arasında yer almaktadır. Bazıları bu şekilde okuldan kaynaklanan rahatsız edici duygularından kurtulmak isterler. Okulda sık sık kritik edildiklerini veya değerlendirilmeye tutulduklarını düşünebilirler. Okula gittikleri zaman büyük bir rahatsızlık yaşarlar. Sosyal iletişim kurmaları gereken yerlerde bu konudaki becerilerinin yetersizliklerinden ötürü büyük bir gerilim yaşarlar. Genellikle birçoğu bu konu ile ilgili tatsız hatıralara sahiptirler.
Okula karşı tepki geliştiren çocukları okulu asanlar ile karıştırmamak gerekir. Okul fobisi olan çocuklarda, okula gitmediklerinde genellikle dışarıda vakit geçirmek yerine evden ayrılamama durumu söz konusudur. Okul fobisi olan çocuklar sık sık devamsızlık yapmalarına karşın “iyi” birer öğrencidir. Dersleri dikkatle dinleyip, ödevlerini düzenli olarak yaparlar. Bazen okul değiştirme, katı öğretmenler, zor testler, öğrenmede yaşanılan bir takım güçlükler okul korkusu yaratsa da bunlar sadece ana problemin parçalarıdır. Okul korkusunda pek çok değişken sebep olsa da çocukların ailelerinin genellikle görülen ortak özelliği çocuklarına karşı yumuşak ve anlayışlıdırlar. Fakat bazılarında bu anlayış fazla korumacılık halini almıştır. Bu da çocuğu, anne ve babaya “bağımlı” hale getirip onlardan ayrılmayı büyük bir probleme dönüştürmüştür. Böyle bir durumda çocuğun kendine olan güveni gelişemediği için hayatın getirdiği bu tip zorluklar ile başa çıkamayıp stres kaynakları yaratmıştır.
Bu gibi durumlarda, okulun açılmasından 1-2 hafta sonra sorunlar yoğun şekilde artar. Okula gitmemesine ve evde kalmasına tolerans gösterilen çocuklarda semptomlar daha şiddetli görülmeye başlar. Bu yüzden, anne ve babaların okul korkusuna yaklaşımları çocuğu okula gitmemesindeki ana sebebi anlayarak, bunu çözümlemeye çalışmak ve onun okula bir an önce dönmesi sağlamak şeklinde olmalıdır. Bununla birlikte, çocuğun evde, odasında veya sadece ailesinden oluşan bireyler ile zaman geçirmesi yerine yaşıtları- özellikle okulda iyi anlaşabileceği çocuklar seçilip- ile bir araya getirilmesi, özellikle sabahları artan şikayetler için esnek olunması, anne ve babanın ortak bir tutum içinde bulunması bu şikayet için ilk aşamada da yapılabileceklerdir. Bütün bunlar yapılırken anne ve babanın mutlaka öğretmen ile iletişimde olması, ondan bir takım öneriler alması, yaptıklarını paylaşması çocuğun okula dönme sürecini hızlandıracaktır.
Eğer sorun 2-3 hafta içinde bir değişiklik göstermezse, yaşadığı şikayetlerin fizikselden çok duygusal olduğuna inanılırsa, başka zamanlarda da ayrılmada korku veya gerginlik yaşıyorsa, genellikle eski neşesi yok veya depresif bir tutum yoksa bir uzmana başvurup bu konuyu ondan destek alarak çözümlemek çocuğun ileriki zamanlarında sağlıklı bir ergen ve sonrasında da yetişkin olmasını sağlayacaktır.
Merve Soysal Başa, Uzman Klinik Psikolog - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın Terapistlerimiz
Benzer İçerikler :
Yıllar içinde bana sıklıkla, bir ebeveynin çocuğuna yapabileceği en zararlı şeyin ne olduğu sorusu sorulmuştur. Bir ebeveynin yapabileceği pek çok zararlı şey ...
Ergenlik, her bireyin hayatında oldukça önemli bir yer tutan bir dönemdir. Genellikle 11–20 yaşları arasında tanımlanan bu döneme girme yaşı ve uzunluğu ...
Bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır; 1-Nedensiz yere mutlu olmak… 2-Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş ...
Çoğu ebeveyn çocuklarını bilerek ve isteyerek şımartmaz. Zamanla, yavaş yavaş olur: mızmızlanmalara pabuç bırakırsınız, yapması gereken işlerin yapılmamasına...
İlginizi Çekebilir :
Sanat kendini ifade yöntemlerinden biri olarak genelde sanatçılara atfedilen bir yöntemdir. Sanatçı olmayan kişilerin bir sanat dalı ile uğraşması boşa çaba ...
Geçtiğimiz günlerde Tüyap Kitap Fuarı sona erdi. Fuarın her yıl olduğu gibi bu yıl da okurlardan büyük ilgi gördüğü haberlerini okuduk. Ülkedeki kitap okuma...
“Çocukken maruz kalınan bu travmaların sayısına ve yoğunluğuna göre; kalp ve damar hastalıkları, kanser, diyabet, obezite ve bağışıklık sistemindeki ...
Çocuğunuz eve ona ait olmayan, ilk defa gördüğünüz bir kalem veya silgi ya da bir oyuncakla mı geliyor? Ona bunun hesabını sormak, hırsız etiketiyle suçlamak ...