ÜSTÜN ZEKÂ: AVANTAJ MI DEZAVANTAJ MI?
Üstün zekâlı çocuklar, sosyal uyum, duygusal olgunluk ve sağlıklı bir benlik algısı oluşturmakta zorluk çekebilmektedir. Bu çocuklarda entelektüel ilerleme derecesi arttıkça, sosyal uyumsuzluk ve mutsuzluk riski de artabilmektedir. Bu yüzden alışılmadık derecede gelişmiş entelektüel birikime sahip olan üstün zekâlı çocuklar, içinde bulundukları dünyada, benzersiz bir şekilde kendilerini savunmasız hissedebilirler. Bunlara ek olarak üstün zekâlı çocukların bazı gelişimsel zorluklara karşı da daha duyarlı oldukları konusunda genel bir fikir birliği vardır.
Gelişimsel zorlukların en büyük nedeni, çocuğun, bir yetişkinin zekâsına ve bir çocuğun duygularına kendi bedeninde sahip olmasıdır. Bununla beraber,
· Çocuğun gelişmiş entelektüel kapasitesi ile yaşına daha uygun olan sosyal ve fiziksel beceriler arasındaki uçurum, çocuktan beklenen performans için gerçekçi olmayan beklentilere yol açabilir.
· Çocuktan, sosyal olgunluğun, üst düzey entelektüel gelişimle uyum içinde olmasını bekleyen ebeveynler ve çevresindeki diğer yetişkinler, çocuk yaşına uygun bir öfke nöbeti geçirdiğinde hayal kırıklığı yaşayabilirler.
· Çocuğun verdiği tepkileri yadırgayarak, davranış sorunları olduğunu öne sürerek çocuğu olumsuz bir şekilde etiketleyebilirler.
· Ebeveynler ve öğretmenler, çocuğun üstün zekâsını görmezden gelerek, sosyal uyum, benlik algısı gibi daha yavaş ilerleyen gelişim alanlarına odaklandıklarında ise daha büyük hasarlara neden olabilirler.
Üstün Zekâlı Çocuklarda Sık Görülen Durumlar
Potansiyel Karmaşası
Üstün zekâlı çocuklar birçok alanda başarılı olma potansiyeline sahip oldukları için yeteneklerini hangi alanda kullanmaları gerektiğine karar vermekte zorlanabilirler. Bu kararsızlık ve karmaşa onlar için baş edilemez bir durum haline gelebilir.
Yoğun Hassasiyet
Üstün zekâlı çocukların birçoğu, yoğun hassasiyete, içsel tepkiselliğe sahiptir ve büyümenin olağan sorunlarına verdikleri tepkiler, diğer çocukların tepkilerinden daha yoğun ve zorlayıcı olabilir. Toplumsal meselelere karşı fazla duyarlı olmaları nedeniyle, çok küçük yaşlardan itibaren yoğun şekilde umutsuzluğa kapılarak içlerine kapanabilirler. Dışarıya yansıyan bu yoğun içsel tepkiler, çevreleri tarafından yadırganabilir ve özellikle akranlarının alay konusu haline gelebilir. Bu da üstün zekâlı çocukların, kendilerinin tuhaf olduğunu düşünmelerine ve kendilerini ortamlara ve gruplara ait hissetmelerine neden olabilir. Çevreye karşı yoğun duyarlılığın, çocuğun kişilik yapısına ve diğer faktörlere bağlı olarak olumlu ya da olumsuz etkileri olabilir.
Sosyal İlişkilerde Zorlanma
Üstün zekâlı çocuklar kendilerine uyum sağlayabilecek arkadaşlar edinmekte zorlanabilmektedir. Daha okul öncesi yıllarda başlayan iletişim sorunları, onların istemsizce kendilerini izole etmesine neden olan en önemli faktörlerden birisidir. Örneğin, kendinden yaşça büyük bireylerin kelime dağarcığını kullanarak düşüncelerini ifade edebilen 7-8 yaşlarındaki bir çocuk, yaşıtları tarafından anlaşılmakta güçlük yaşayabilir. Kabul görme çabaları başarısız olduğunda ise sosyal etkileşimden kaçınmayı tercih edebilirler. Bu yüzden yaşamlarının devamında da kendilerini gerekli sosyal etkileşim becerilerini geliştirme fırsatlarından mahrum bırakmış olurlar. Bu çocuklar, sıklıkla sosyal etkileşim dinamikleri hakkında gelişmiş kavramlara sahip olsalar da onların iyi fikirleri, sosyal deneyimler yaşamadıkları sürece sağlıklı ilişkilere dönüşmeyebilir. Bu durum da yalnızlık hislerini giderek arttırabilir.
Üstün zekâlı çocukların yaşıtları arasında gelişimsel olarak yakın olabileceği akranlarını bulabilmesi de pek olası değildir. Bu çocuklar, kendileri ile denk diğer üstün yetenekli çocuklarla ya da sosyal paylaşımlarda bulunabileceği kişilerle bir araya gelemediklerinde hem bir noktadan sonra çaba göstermeyi bırakarak kendilerini izole edebilir hem de çevreleri tarafından etiketlenebilirler.
Tüm bunlar sebebiyle, üstün zekâlı çocukların gelişimini beslemek ve onların olağanüstü yeteneklerini kabullenmelerine yardımcı olabilmek için onlara destek programları oluşturmak önemlidir. Bu destek programları, sosyal beceri eğitimlerini ve benlik kavramı geliştirmeyi de içerecek şekilde kapsamlı olmalıdır. Kariyer danışmanlığı, akademik danışmanlık ve bireysel danışmanlığı içermelidir. Üstün zekâlı çocuklar bu tarz danışmanlık ve programlarla desteklenmediklerinde potansiyellerini yaratıcı ve üretken bir şekilde yansıtan bireyler yerine var olan potansiyellerinin yükünü kaldıramayan bireyler haline gelebilirler.
Kaynak: Roedell W., (1984). Vulnerabilities of highly gifted children. Roeper Review 6(3), 127-130.
Benzer İçerikler :
'Erken Çocukluk Döneminde Model Alma' konusuna başlamadan hemen önce erken yaş dönemlerinin özelliklerine bir göz atalım. Doğumdan sonraki ilk üç yılı ...
Çocuklar iki yaşından itibaren isteklerine ve ihtiyaçlarınayönelik hikâyeler yaratmaya, gerçeği saklamaya başlayabilir. Bu sürecin başlamasıyla, ebeveynlere...
Okul öncesi eğitimin önemi nedir? Okul öncesi eğitim çocuğun ruhsal ve akademik olarak okula hazır olmasına yardımcı olan bir olgudur. Okul öncesi eğitim ...
Okullar açılalı yaklaşık bir buçuk ay oldu. Ama bazı öğrenciler hala okula adapte olmakta zorluk çekiyorlar. Sabahları mide bulantısı, kusma, ishal, diş, baş ...
İlginizi Çekebilir :
Sevgi Kavramını Çocuk Hangi Dönemden İtibaren Öğrenir? Sevginin temeli güven duygusudur. Kişiler arasında sevgi olabilmesi güven duygusunun varlığına ve...
Bebekler 7-8 aylık olmalarından itibaren anne ve babalarına yakın olmak isterler. Özellikle annelerini takip etmeye, onlarla ilişki kurabilmek adına planlı ...
3-4 Yaş Çocuğun Genel Psikolojik Özellikleri Nelerdir? Bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim olarak 3-4 yaşı kapsayan iki yıllık yelpaze deki farklılıklarla ...
Amacı ve Özellikleri Grup Terapisi; bir lider psikoterapist yönetiminde, bir grup katılımcının, bir arada psikoterapi aldığı formattır. Gruplar genel olarak ...







