İletişim Kuramı Ve Çift İlişkileri - III
Son iki yazımızda, iletişim kuramı perspektifinden çift ilişkilerinden bahsetmiştik. Eşler arasındaki çatışmaların esas olarak ilişkide hangi kurallara uyulacağı, örtüşmeyen ihtiyaçlara bağlı olarak birbiriyle tutarsız kurallar getirilmek istenmesi ve kuralları kimin koyacağı ile ilgili konulardan kaynaklandığını söylemiş; ilişkinin simetrik (eşit) veya tümleyici (hiyerarşik) olarak tanımlanmasının rolüne dikkat çekmiştik. Eşler arasındaki cinsel sorunların da pek çok kez ilişkinin tanımlanması ve bu tanımın kontrolüyle ilgili olduğundan, dolayısıyla ilişkisel çerçevede değerlendirilmeleri gerektiğinden bahsetmiş ve çatışmayla karakterize ilişkilerde deneyimlenebilen çeşitli cinsel sorunlardan söz etmiştik.
Tartışabilmek
Hatırlarsanız, geçen haftaki yazımızı sonlandırırken iliÅŸkisel problemleri çözümlemek için eÅŸlerin birbiriyle çekinmeden konuÅŸabilmelerinin ve tartışabilmelerinin kritik önem taşıdığını paylaÅŸmış; iletiÅŸim kuramına göre, deÄŸiÅŸimin, kiÅŸinin kendisini anlamasıyla deÄŸil, iliÅŸkinin masaya yatırılabilmesiyle gerçekleÅŸtiÄŸini söylemiÅŸtik. Peki, tartışabilmek neden bu kadar önemli? Kimi okuyucuların zihninde “arzu edilir olan tartışmamak deÄŸil midir?” gibi bir soru uyanmış olabilir. Adım adım açıklayalım:
Çiftleri terapiye getiren sebep, herhangi bir konuda anlaÅŸamamaktır. Bununla birlikte, “tartışmak eÅŸittir anlaÅŸamamak” gibi bir algımız var; ancak tartışma, anlaÅŸmazlığa iÅŸaret etmekle beraber, anlaÅŸmazlığı çözümlemek, yani anlaÅŸmaya varmak için de bir yol teÅŸkil eder.
Aralarında ciddi çatışmalar olsa bile, birçok çift, çeşitli sebeplerle, tartışmaktan kaçınır. Yani, anlaşmazlık her zaman tartışmaya yol açmaz.
Çiftin tartışabilmesi, ilişkideki kuralların ve bu kuralları kimin/kimlerin koyacağının gündeme getirilmesidir; yalnızca tartışabiliyor olmak bile kurallarda ve kural koyanda değişiklik yapılması anlamına gelir.
Tartışamamak, uzun vadede, eşlerin yakınlıklarının azalmasına ve birbirlerine yabancılaşmalarına sebep olur.
Bir örnek üzerinden netleÅŸtirelim: İliÅŸkisinde her daim dediÄŸim dedik bir kiÅŸi (A) ve hep onun sözüne uymuÅŸ olan bir eÅŸ (B) düşünün. Bu, genel olarak, “tümleyici” (hiyerarÅŸik) diye tanımlayabileceÄŸimiz bir iliÅŸki ve iliÅŸkide kuralları koyan A. Tahmin edeceÄŸiniz üzere, A’nın kuralları koyuyor ve B’nin de bu kurallara uyuyor olması, B’nin her bir kuraldan memnun olduÄŸu veya çiftin çok iyi anlaÅŸtığı anlamına gelmez. Mesela, B, A’nın “otoritesinden” çekindiÄŸinden, kendisini ona göre ikincil bir konumda gördüğünden veya onu kırmayıp kendisince korumak istediÄŸinden karşı çıkmıyor olabilir. Günün birinde B’nin A’ya karşı çıkması durumunda, B’nin koyduÄŸu kurallar ve B’nin kural koyan taraf olması gündeme getirilmiÅŸ olacaktır. Önemle belirtmek gerekir ki bu meselelerin gündeme getirilmeleri, doÄŸrudan konuÅŸulmuÅŸ olmalarına baÄŸlı deÄŸildir; önceden tümleyici bir iliÅŸkide olan bu çiftin tartışabilmesi, tek başına, iliÅŸkinin yeniden tanımlanması anlamına gelir.
İlişkide korumacılık
EÅŸler birbirlerine karşı, genel olarak veya özellikle belirli konularda, aşırı korumacı davranabilirler. Her iki taraf da bu korumacılığı, korunana yönelik bir hareket olarak düşünebilir. Oysa, kimi zaman, dikkatle gözlemlendiÄŸinde, bu “korumacılığın” kollanandan ziyade kollayanı koruduÄŸu ve aslında iki taraf arasında bir “pazarlık” olduÄŸu anlaşılır. ÖrneÄŸin, kendi ailesiyle bir araya geldiÄŸinde eÅŸinin sıkıldığını fark ettiÄŸini ve bu sebeple onlarla daha az vakit geçirmelerine karar verdiÄŸini dile getiren bir adam, aslında ailesiyle bir arada olduÄŸunda kendi deneyimlediÄŸi duyguları eÅŸine atfediyor ve eÅŸini korumak üzerinden kendisini koruyor olabilir. Burada, adamın kasten bir hikaye uydurduÄŸunu söylemiyoruz; farkında olmaksızın böyle bir “çözüm ürettiÄŸinden” bahsediyoruz. Terapide, eÅŸler arasındaki bu dinamiklere yönelmek önemlidir, çünkü korumacılığın bir iÅŸlevi ve iliÅŸkide bir izdüşümü vardır.
Bazen ise eÅŸlerden birindeki psikolojik bir belirti (semptom), hem diÄŸer eÅŸi hem de evliliÄŸi korumaya yöneliktir. ÖrneÄŸin, (bir grup veya toplum içinde bulunmakla ilgili) sosyal kaygı belirtileri gösteren bir kadın, aslında eÅŸinin sosyal kaygılarını görünmez kılmak için bu belirtileri geliÅŸtirmiÅŸ olabilir. Peki, bunu neden yapar? Mesela, kaygıyı zayıflıkla iliÅŸkilendirdiÄŸinden, “güçlü” eÅŸ beklentisinden ve eÅŸinin beklentisine uymadığını fark etmenin evliliÄŸini sarsma ihtimalinden... İletiÅŸim kuramının çok önemli isimlerinden Jay Haley’den de güzel bir örnek verecek olursak, bir kiÅŸi, depresyonda olan eÅŸini yaÅŸama çekmek için kalp çarpıntısıyla ilgili yoÄŸun kaygı geliÅŸtirebilir ve sürekli yakınabilir. EÅŸiyle iliÅŸkisi hiç deÄŸerlendirilmediÄŸi takdirde bu kiÅŸinin sorununun içyüzünü anlamak mümkün olmaz.
Terapist (özetle) ne yapar?
Terapist, eşler arasındaki anlaşmazlıkları bizzat çözmeye çalışmaz; çeşitli yönlendirmeler aracılığıyla eşlerin çözüm bulmalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra, yalnızca var olan çatışmalarla ilgilenmez; uzun vadeli ve kapsamlı çözüm için eşler arasındaki ilişkinin değiştirilmesini hedefler. Bunun için de eşler arasındaki farkında olunmayan kuralların ortaya çıkarılmasına ve tartışılabilmesine ve eşlerin kendi ve birbirlerinin davranışlarını daha farklı biçimlerde tanımlayabilmelerine yardımcı olur. Ayrıca, üçüncü bir kişi olarak terapistin varlığı, ilişkisel dinamiklerin fark edilmesinde ve değiştirilmesinde kritik role sahiptir.
Kaynak
Haley, J. (1972). Strategies of Psychotherapy. New York, NY: Grune Stratton.
Watzlawick, P; Bavelas, J; Jackson, D. (1967). Pragmatics of Human Communication; A Study of Interactional Patterns, Pathologies and Paradoxes. 22.06.2012
Benzer İçerikler :
Bir kaç haftadır “Yetkinlikler Meselesi” ile ilgili yazdıklarım deÄŸiÅŸik tepkilere yol açtı. Bunların içinde önemli bir kısmı “kafasını...
Nedeni Yanlış Anlamak! Birkaç haftadır size zihnimizin oynadığı oyunlardan söz ediyorum. Son olarak, geçen hafta sizlere insanların sebep-sonuç ilişkileri ...
Önce geçen haftadan kısa bir özet yapalım: 1. Eğer hedefimiz ilişki ağımızı genişletmek ve bunun yanında anlamlı, istikrarlı, duygusal ilişkiler...
İnsanların sosyal hayvan olduklarını ileri süren sosyal psikologlar, onlara elbette hakaret etmeye çalışmıyorlar. Sosyal ortamların, kitlelerin, grupların ve ...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta ilaç araÅŸtırmalarını yapan bazı araÅŸtırmacıların, “rakamlara iÅŸkence” yaparak istatistikten anlamayanları nasıl kandırdıklarınÄ...
Yıl 1950. Yer Amerika BirleÅŸik Devletleri… Minneapolis’te Lake City kasabasında yaÅŸayan ve sıradan bir ev kadını olan Marion Keech, adının Sananda ...
Geçen hafta, Yetkinlik Modelinin ortaya çıkışından bu yana neredeyse 40 yıl geçmesine karşın, geçen zamana ve literatüre baktığımızda amacına ulaşamadığını...
Nairobi'de daha işimiz bitmedi. Üç günlük travma eğitimini süpervizyon izliyor. Bir hafta süreyle, Nairobi ve civarındaki kliniklerde çalışan ve eğitime ...


