Dayanıklı Çocukları Nasıl Yetiştireceğiz?
Her türlü bilgi ve görsel aktarımın bu kadar kuvvetli olduğu bir dünyada, çocukları olumsuz etkilerden korumak için neler yapmalıyız? Onları daha dayanıklı, daha güçlü hale getirmek için hangi yöntemleri uygulamalıyız?
Günümüzde hızla her şey değişiyor. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan gelişmeler, anında evimizdeki internet ya da televizyondan izlenebiliyor. Çocuklarımız; savaş, açlık ve şiddeti yaşamasalar da tanıklık edebiliyor. Yetişkinlerin bile bu kadar olumsuz olarak etkilendiği dünyada, çocuklarımız tüm olup bitenlere kayıtsız kalamıyor. Her türlü bilgi ve görsel aktarımın bu kadar kuvvetli olduğu dünyada, çocukları olumsuz etkilerden korumak için neler yapmalıyız? Onları daha dayanıklı, daha güçlü hale getirmek için hangi yöntemleri uygulamalıyız?
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi Klinik Psikoloğu Cemre Soysal, bu konudaki soruları yanıtladı:
Dayanıklı ya da Güçlü Olmaktan Ne Anlamalıyız?
Bir insan hayatı doğduğu ilk andan hayatının son bulduğu son nefese kadar birçok deneyimden oluşur. Bunların arasında her ne kadar kendimizi korumaya çalışsak da zorluklar, haksızlıklar, hayal kırıklıkları, üzüntüler de vardır. İşte dayanıklılık, yaşanılan olumsuzluklara karşı bireyin ne kadar ayakta durabildiği, pes etmeden devam edebildiği ve olaylar karşısında analitik düşünme becerisini ne kadar ortaya koyabildiğidir.
Dayanıklı Çocukların Özellikleri Nelerdir?
Bir çocuğun ne kadar dayanıklı olduğunun anlaşılması için o çocuğun zorluklar ve hayatın gerçekleri karşısında ne yaptığına bakmak gerekir. Her çocuk için yaş dönemine uygun bir zorluk mevcuttur. Emekleyen bir bebek için zorluk kendisine uzakta duran bir oyuncağını almak iken, ortaokuldaki bir çocuk için zorluk arkadaşları tarafından dışlanması olabilir. Dayanıklı çocukların baş edebilme becerileri daha gelişmiştir. Bu becerilerinin temelinde problem çözme, alternatif üretme gibi becerilerin olduğu gözlenir.
Ayrıca dayanıklı çocuklar sorunları kişisel almaktansa (örneğin arkadaşıyla sıkıntı yaşayan çocuk kendisinin ne kadar beceriksiz biri olduğuna inanması konuyu kişisel almasıdır) olayları bir dış göz gibi gözlemleyip analiz etme becerisine sahiptir.
Ailelere Bu Konuda Düşen Görevler Neler?
Bir çocuk dayanıklı olmayı öncelikle aile ortamında öğrenir. Bunu öğrenmesinin iki yolu vardır. Ä°lk olarak aile bireylerini gözlemler ve onların davranışlarını taklit ederek dayanıklı olmayı öğrenir. Bir sorun karşısında paniklemek yerine sakinliÄŸini koruyarak “neler yapabiliriz” diyen bir ebeveyni duyan çocuk, kendisi de benzer durumla karşılaÅŸtığında öncelikli tepkisi sakin kalmak ve çözüm üretmeye çalışmak olacaktır. DiÄŸeri ise ebeveynlerinin ona karşı tutumlarının nasıl olduÄŸuna bakarak kendisinin neyi yapmaya gücünün olup olmadığına karar vermesidir. Sınavdan beklediÄŸi notu alamayarak eve üzgün gelen çocuÄŸa ebeveyni “Bu senin baÅŸarısız olduÄŸunu göstermez, sadece bu sınavda iÅŸlerin pek iyi gitmediÄŸini gösterir” diyorsa, çocuk bir sonraki sınavda baÅŸarılı olabileceÄŸine dair inancını canlı tutabilir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, çocuklarınıza verdiÄŸiniz tepkiler/cevaplar onların kendi yeterlilikleri hakkında nasıl bir kanaate varacaklarını etkiler.
Günümüz Aileleri Çocuklarının Dayanıklı Olmalarını Engelliyor mu?
Günümüz ailelerinin en büyük sorunlarından biri çocukları için fanus bir hayat kurmaya çalışmalarıdır. Ä°lk çaba çocukların sorunlarla karşılaÅŸmamaları yönünde oluyor. Sonrasında, aileler bu sorunun çocuÄŸun üzülmesine neden olacağını varsayarak çocukları adına çözüm arayışına giriyorlar. Hâlbuki bu durum çoÄŸumuzun bildiÄŸi “balık tutma” hikâyesi gibidir. Aileler ne kadar çok balığı tutar, piÅŸirir ve hatta kılçıklarını ayıklayarak çocuklarının önüne koyarlarsa, çocukları balık tutmayı o kadar geç öğrenecektir. Ailelerin çocukların dayanıklı olmalarını engellediÄŸi bir diÄŸer durum ise olumsuz duygularla tanıştırmaktan kaçınmalarıdır. Ebeveynler çocuklara üzüntü, hayal kırıklığı, istediÄŸinin olmaması gibi duyguları yaÅŸatmakta bazen çok geç kalabiliyor. Hâlbuki bunu bir aşı sistemine benzer düşünmek gerekir. ÇocuÄŸun bu duygulara karşı dayanıklı olabilmesi için önceden biraz da olsa bu duyguları tanıyor ve baÅŸ etme becerisi geliÅŸtiriyor olması önemlidir. Aileler kendilerinin veya çocuklarının yaÅŸadıkları olumsuz duyguları konuÅŸmaktan çekinmesinler. Ne kadar konuÅŸurlarsa o duygular da o kadar normalleÅŸir ve tanıdık hale gelir.
Cesaretlendirici Anne Baba Tutumları Nelerdir? Ebeveynlerin Çocuklarının Cesaretlerini Kırmaması İçin Neleri Yapmaması Gerekiyor?
Çocuklara cesaret verebilmenin ilk önemli adımı çocuğun cesaretini kırmamaktır. Bu çok önemlidir; çünkü cesareti kırılmış bir çocuğu yapabileceğine inandırmak çok zordur. İleri ki yaşlarda performans kaygıları, özgüven eksikliği gibi sorunlar çocukluk ve hatta bebeklik dönemindeki cesaret kırıcı deneyimlere dayanabilir. Aileler çocuklarının ne kadar güçlü olduklarına inanmalıdır. Unutulmamalıdır ki her canlının dünyaya gelişi bile ne kadar güçlü ve muktedir olduklarının göstergesidir.
Sürekli Takip Edilen Biri Hissine Kaptırmayın
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi Klinik PsikoloÄŸu Cemre Soysal, çocuk ÅŸayet bir iÅŸe kalkışmışsa, öncelikle ebeveynlerinden yardım isteyip, istemediÄŸine bakmak gerektiÄŸini söyleyerek, “Gücünün yetmeyeceÄŸini düşünen çocuÄŸa ebeveynin yardımı güven verecektir. EÄŸer sizden yardım istememiÅŸse o iÅŸi kendi başına halletmesi için ona mutlaka zaman vermeli, imkan tanımalısınız. Sizi sürekli arkasında takip eden biri gibi hissederse çocuÄŸunuz kendi gücünü çıkarmakta zorlanacaktır” diyor.
Sorun Çözme Becerisini Birlikte Geliştirin
Klinik Psikolog Cemre Soysal, ailelere “Günlük hayatta yaÅŸadığınız zorluklardan çocuÄŸa örnekler vererek, onun sorun çözme becerisini geliÅŸtirmesine destek olabilirsiniz. Kendisi gibi baÅŸkalarının da zaman zaman zorluk yaÅŸadığını gören çocuk rahatlayacaktır. Onun hatalı veya beceremediÄŸi durumları geliÅŸtirin size komik bile gelse, gülmekten veya dalga geçmekten kaçınmak gerekir. ÇocuÄŸunuzun yaÅŸadığı zorlukları ciddiye almanız, onun kendine güvenini ve zorluklara karşı dayanıklılığını arttıracaktır” diye önerilerde bulunuyor.
Benzer İçerikler :
TRAVMALARIMIZ var. Hepimizin. Büyük küçük. Etkilerini çok iyi bildiğimiz ya da bilmediğimiz. Toplumsal, ailevi, kişisel travmalarımız var... Hayata karşı nasıl ...
Senin de zaman zaman yaşadıkların karşısında özgüvenin azalıyorsa ve ne yapacağını bilemiyorsan bu yazıyı okumadan geçme! Mutluluğun ve başarının anahtarı olan ...
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün birey ve ailenin mutluluğunu artırmak amacıyla oluşturduğu Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nin Açık...
Koçluk, 21'inci yüzyılda insanların yoluna ışık tutan en önemli mesleklerden biri. Ä°ÅŸ hayatında çok önemli yer tutan beden dilinden ses tonuna, farklÄ...
İlginizi Çekebilir :
Sevgililer Günü'ne sayılı günler kala Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu Atçeken, herkesin merak ettiği, "Aşkın Ömrü Var mı?" sorusunu...
Koçluk, Türkiye'de resmen meslek kabul edildi. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Proje Yöneticisi ve Eğitmeni, Uzman Endüstri ve...
İş aramak, yeni mezunlar için zorlu bir süreç. Peki, iş aramaya başlayan bir yeni mezun nelere dikkat etmeli? İşte özgüveni kaybetmeden ve ümitsizliğe...
Çocuğunuz dağınık mı? Dağınık çocuğu doğru yönlendirmenin yolu olumlu motivasyondan geçiyor. Uzmandan, Düzenli Çocuk Yetiştirmenin İpuçları Bebeklik ...