Sorun Çözme İlişkisinde Sağlıklı Diyalog Kurma Becerileri I

Sorun Çözme İlişkisinde Sağlıklı Diyalog Kurma Becerileri I

Sorun Çözme İlişkisinde Sorunu Getirenin - Diyalog Kurmayı Talep Edenin Tavrı Ne Olmalıdır?

Verimli iletişim iyi bir ilişkinin temelidir. İnsanların en fazla yakındığı konuların başında iyi iletişim kuramamak gelir. İletişim çok katmanlı ve kapsamlı bir olgudur. İki insan arasında sözlü veya sözsüz bilgi, anlam ve duygu değiş tokuşu olarak etkileşim yollarının tamamını içermektedir.

Bu yazının amacı iletişimin tüm boyutlarını incelemek değil, iki kişinin önemli bir konuda diyaloğa girmesinde dikkat edilmesi gereken noktaları ele almaktır. Diyalogda bir anlatan bir de dinleyeni vardır. Her iki tarafa da belli roller ve sorumluluklar düşer. Bu yazıda anlatanın bazı sorumlulukları ele alınmaktadır.

Her şeyden önce bir diyalog başlatmak için önce kendi fiziksel ve psikolojik durumumuzun farkında olmamızda yarar var. Yeterince sakin miyiz? Zihnimiz açık mı, anlatacaklarımızı gözden geçirdik mi, hazır mıyız? Daha sonra diyaloğa girmek istediğimiz kişinin müsait olup olmadığını öğrenmeliyiz. O kişi de yorgun veya gergin olma gibi gerekçelerle diyaloğa girmek istemeyebilir. Böyle bir durumda iletişim zamanını birlikte belirlemek gerekir. Diyalog sırasında mümkünse yüz yüze oturmalı ve göz teması kurmalıyız. Diyaloğu başlatmadan önce derin bir nefes almamız sakinleşmemize yardım edecektir.  İletişimde kullanılması gereken ve maalesef pek alışık olunmayan dil, BEN DİLİ‘dir. Kişinin iletişim kurmak istediği konu hakkındaki pozisyonunu kendi duygu, düşünce ve davranışları ile açıkladığı ifade tarzına “BEN DİLİ” adı verilmektedir. BEN DİLİ, karşımızdaki kişiyi, onun ne yaptığını, ettiğini konuşmak yerine, birinci tekil şahıs ile, BEN'li cümleler kurarak kendimizi, kendi duygu, düşünce ve davranışlarımızı ifade etme sanatıdır.

Derdimizi anlatırken SEN DİLİ'ni kullanmaktan uzak durmalıyız. SEN DİLİ yargılayıcı ve suçlayıcı olarak algılanır. SEN DİLİ ile konuşmak, örneğin; "Benimle hiç ilgilenmiyorsun.”, “Sürekli televizyon seyrediyorsun.”, “Benimle konuşmuyorsun.”, “Beni bir yere götürmüyorsun." gibi cümleler karşı tarafa eleştiri olarak yansır ve karşı tarafı defansa geçirir. Hele bir de televizyon seyretme gibi bir davranışından yola çıkarak “Bencilsin, tembelsin.” gibi kişiliğine dönük hakaret edersek diyaloğu tümüyle tıkar, bir kavgaya davetiye çıkarmış oluruz. Bu durumda partnerimizin bizi dinleme ve anlama çabası göstermesini bekleyemeyiz. Muhtemelen tepkisel davranıp saldırıya geçecektir. Diğer bir olasılık da kapanıp duvar örmesidir.

Akşamları televizyon seyreden partnerimizi yukarıdaki gibi cümlelerle suçlamak yerine kendimizden bahsedebiliriz. Bunun için SEN DİLİ'nden BEN DİLİ'ne geçmeli ve onun televizyon seyretmesi karşısında ne hissettiğimizi, düşündüğümüzü ve yaptığımızı anlatmalıyız: "Akşamları seninle daha çok vakit geçirebilmeye ihtiyacım var. Sadece televizyon izlediğin zaman kendimi yalnız hissediyorum. Ben de başka şeylerle uğraşıyorum. Giderek uzaklaşıyormuşuz gibi bir hisse kapılıyorum ve endişeleniyorum." gibi bir yaklaşım partnerimizin bizi dinlemesini, anlamasını, empati kurmasını kolaylaştıracaktır. Keza konuşmamızın sonunda partnerimize bir öneri getirebiliriz veya onu birlikte çözüm oluşturmaya davet edebiliriz: "Bu konunun ilişkimiz için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu durumu aşabilmek için bir önerim var. Her akşam en az yarım saati birbirimize ayıralım, konuşalım, dertleşelim, haftada bir-iki akşam da dışarı çıkmaya çalışalım, bazen arkadaşlarımızı görüp sosyalleşelim, bazen baş başa zaman geçirelim. Ne dersin? Senin yaklaşımın ne olur?" Bu durumda partnerimize hem kendimizi ifade etmiş, hem de onu ortak bir çözüm sürecine dahil etme şansını yakalamış olabiliriz.

BEN DİLİ kişinin bir durum karşısındaki gerçek duygu ve deneyimlerini açıklar. Yargılamadığımız, suçlamadığımız için karşı tarafı savunmaya geçmek zorunda bırakmaz. Kişiliğe değil davranışa yöneliktir. Dinlemeye, anlamaya ve empati kurmaya motive eder. Diyaloğun sürebilmesine ve ilişkinin güçlenmesine yol açar. İster partnerimizle, ister çocuğumuzla, ister özel veya iş arkadaşımızla diyaloglarımızda anlatan rolünü üstlendiğimizde BEN DİLİ'ni kullanmak iletişim kalitemizi önemli ölçüde artıracak, sorunlarımızı çözmemize yardımcı olacaktır.

Yazının 2. bölümünde diyalog sırasında dinleyicinin nasıl bir yaklaşım içinde olursa diyaloğun daha sağlıklı bir şekilde kurulabileceğini anlatacağım.

Sorun Çözme İlişkisinde Sağlıklı Diyalog Kurma Becerileri II

Feryal Tükel, Birey, Çift ve Aile Terapisti - DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi,

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

BAĞIMLI KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLAN BİRİ İLE BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMAK

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler yalnız kalmaktan korkarlar. Sağlıklı bireylere kıyasla yoğun bir şekilde terk edilme korkusu yaşarlar. Hayatlarıyla ...

Öfkeyi Yaşamak

Yaşam boyu herkes çeşitli engellenmelerle karşılaşır: Trafik, işlerin zamanında yetişmemesi, çalışanların işe gelmemeleri, randevularına zamanında gelmeyenler, ...

Evliliğin geleceğini anlamak için 10 dakika

Psikolog John Gottman çok sayıda çifti inceledikten sonra artık bir çiftin mutlu bir evliliği olup olmayacağın, boşanıp boşanmayacağını 10 dakikada yüzde 94 ...

Mükemmeliyetçiliğin Depresyonla Bağlantısı

Hemen hemen herkes, “her şeye sahip” –güç, prestij, hayranlık, sevgi dolu bir aile, pek çok arkadaş ve güvenli bir gelecek- gibi görünen ...

İlginizi Çekebilir :

Dijital Teknoloji ve Yaşam

Dijital teknoloji ve yapay zekanın hayatımızın bir parçası olduğuna günden güne şahit oluyoruz. Seçim yapmak bir anlamda insanın en çok zorlandığı alanlardan ...

Post-Modern Kadının Yeni Kaygısı: “Tren Kaçıyor”

Gelişmekte olan ülkemizde daha düne kadar iş dünyasının üvey evlatları kadınlar, bugün aynı dünyanın vazgeçilmez, hırslı, başarılı patronları, işçileri, ...

Çiftler Neden Boşanır?

Çiftlerin boşanmasının en önemli nedenleri; mizaç farklıklıları, ortak ilgi alanlarının azlığı, farklı değerlere sahip olmaları, çocuk bakımı ve yetiştirme ...

Ebeveynlerin İş Stresi ile Çocukların ve Ergenlerin Psikolojik Adaptasyonu Arasındaki İlişki

Son zamanlarda araştırmalar, ebeveynlerin iş stresinin aile ilişkilerine, çocukların ve ergenlerin psikolojisine bazı etkileri olduğunu gösteriyor. ...