Emre Konuk

Kültler ve Tehlikeli Kapalı Gruplar

Önce son iki haftanın özetini yapalım: Eğer kişide bir davranış değişikliği olur ve bu da değerleriyle ve inançlarıyla çelişirse, o kişi rahatsızlık yaşar. Bundan kurtulmak için de inançlarını ve duygularını davranışlarına uydurmak için değiştirir. Şöyle de diyebiliriz: Eğer bu üçünden biri değişirse diğerleri değişecektir. Bu işin kült ve tehlikeli gruplarla nasıl bir ilişkisi var diye soracak olursak, çok yakın bir ilişkisi olduğunu görebiliriz. Kültler ve tehlikeli gruplar önce "müritlerinin" davranışlarını değiştirirler. Eğer satanistseniz veya dini yanı ağır basan bir gruba girmişseniz, önce giyim kuşam değişir. Sonra ritüelleri birlikte uygularsınız. Kimlerle birlikte olacaksınız belirlenir. Bunun gibi pek çok davranış değişikliği sizden beklenir. Bunun ardından da kişiler, davranışlarını rasyonel bir hale getirmek için, yani çelişkiyi ortadan kaldırabilmek için düşüncelerini ve duygularını değiştirmek zorunda kalır. Kültlerde ve tehlikeli gruplarda bu çelişki, kişiyi kontrol altında tutmak ve sahip olduğu inançları ve değerleri değiştirmek amacıyla bilerek yaratılır. Mürit, gruba girip diğerleri gibi davranmaya başladığında yaptığı ilk iş; kendisiyle tutarlı olabilmesi için ailesini, arkadaşlarını, geldiği kültürü dışlamak, inkar etmek, küçük ve değersiz görmek zorunda kalır. Bu süreç lider ve üyeler tarafından desteklenir.

Ne zaman tehlikeli?

1. Grup üyeleri lidere, bir misyona kendini adıyor ve aşırı bağımlılık varsa
2. Grup, liderinin amaçlarını yerine getirmek için oluşturulmuşsa
3. Ailesinden, arkadaşlarından, yaşam tarzından uzaklaştırılıyorsa
4. Davranışları kontrol amacıyla, suçluluk duygusu kullanılıyorsa
5. Eleştiri yasaklanmışsa
6. Gruptan ayrılanlar suçlanıyor, aşağı görülüyor veya engelleniyorsa
7. Lidere grubun değerleri ve amacıyla ilgili eleştirel soru sorulamıyorsa
8. Alternatif bir inanç sistemi savunulamıyorsa
9. İlişkilerde korku ön plana çıkıyorsa

Çocuğumu nasıl korurum?

Tehlikeli gruplar çocuğa genellikle bir arkadaşları, akrabaları ya da İnternet aracılığıyla ulaşıyorlar. Bu riski hiçbir zaman sıfırlayamayacağımızı bilmemiz gerekir. Bir köyde yaşıyor olsaydık risk neredeyse sıfır olurdu. Metropol yaşamı ne yazık ki buna olanak vermiyor. Her metropolün değişik risk alanları için bir kotası vardır. Yani tüm metropollerde belli oranlarda hırsız, katil, akıl hastası, alkolik, madde bağımlısı, tecavüzcü ve "sapığın" her çeşidi bulunur. Ana ilke; çocuğumuzun ilişkilerini, üslup ve tarzımıza çok dikkat ederek yakın izlemeye almak ve denetim altında tutmaktır. Metropolde ailelerin sitelere taşınmasının, dolayısıyla kendi cinsinden bir cemaatin içinde yaşamayı seçmesinin ana nedeni budur. Ve de gerçekçi bir karardır. Şehir bütün bir yaz mahalleye bırakılmayan, güneş yüzü göremeyen, soluk benizli çocuklarla doludur. Bana göre çocuğun mahallede, diskotekte, Beyoğlu'nda veya neresi riskliyse orada yaşamını sürdürebilmesine ve kendini korumayı öğrenmesine fırsat vermek gerekir. Metropolde bunu erken yaşlardan başlayarak öğrenemeyen çocuk, ilerde özgürlüğünü iyi kullanamayabiliyor. Geçen yaz Sabah'ın yaptığı "Gençlik Araştırması" bize neye dikkat edeceğimizi söylüyordu. Gençlerin risk altında olup olmadıkları:

1. Gencin kimlerle ilişki içinde olduğu ile
2. Aile ilişkileri ve anne - babanın çocukla ilişkisinin kalitesi ile
3. Ailenin çok sıkı veya hiç denetim yapıp yapmadığı ile yakından ilişkiliydi.

Yine de "enseyi karartmanın" alemi yok. Yukarıda saydığımız riskler, Batı toplumlarıyla karşılaştırdığımızda devede kulak kalıyor. Daha bir seri katil bile çıkaramadık.

Kaynaklar

Dawson, L. (1998). Comprehending Cults: The Sociology of New Religious Movements. Oxford University Press. Ex-cult Resource Center.

​18.02.2007

Benzer İçerikler :

Mutluluk

Mutluluğun, evrensel bir boyutu olmakla birlikte, kültürden kültüre, hatta kişiden kişiye değişen bir yanı da var. Öyle ki, psikolojinin gelişmekteki bir alt ...

Bağlılığı Artırmak 2

Geçen hafta çalışan bağlılığının nasıl arttırılabileceğini irdeledik. Devam ediyoruz. Ama önce kısa bir özet. Yüksek performans gösteren iş birimlerinde ilk ...

Ben Kimim?

İnsanların sosyal hayvan olduklarını ileri süren sosyal psikologlar, onlara elbette hakaret etmeye çalışmıyorlar. Sosyal ortamların, kitlelerin, grupların ve ...

Kırmızı Et Meselesi - 2

Önce geçen haftanın bir özetini yapalım: Kırmızı etle hastalık arasındaki ilişkiden yaklaşık yarım yüzyıl önce, ilk söz eden Ancel Keys oldu. Başta her tü...

İlginizi Çekebilir :

Zihnimiz Bize Nasıl Kazık Atar 1

Önümüzdeki haftalar sizlere zihnimizin nasıl çalıştığı, inançlarımızın algılarımızı, aldığımız kararları ve hatta hafıza süreçlerimizi bile nasıl etkilediği ...

Zihin Ve Beden İlişkisi - III

Önceki haftalarda, yetişmenin ve her tür çevresel unsurun önemini vurgulayan epigenetik yaklaşım perspektifinden zihin ve beden ilişkisini konu etmiştik....

Epigenetik İlkeler - III

Son iki haftadır, insana dair çok tartışılan"doğa mı (genetik mi) yoksa yetiştirilme mi (çevre mi)?"sorusundan bahsediyor ve bu meşhur soruya bir...

Akıldışının Cazibesi - III

Son birkaç yazımızda, insanın tamamen rasyonel bir varlık olmadığını hatırlatmış ve sizleri, irrasyonel tarafınızı tanımaya yönlendirmiştik. Mantığa aykırı ...