Yeteneği Elde Tutmanın Formülü

Son dönemde, yetenekli çalışanların iş değiştirme oranlarının hızla yükseldiği göze çarpmakta; hal böyle olunca da yetenekli çalışanı çeken ve elde tutmak isteyen şirketlerin bu iyi yeteneklerin nelere önem verdiğini anlamasının çok önemli olduğu üzerine kafa yorulmaktadır. Yetenek yönetimi konusu, yetenekli çalışanları elde tutmak ve rakiplerinin önüne geçmek isteyen şirketlerin en büyük problemlerinden biri olarak dikkat çekmektedir.

Yetenek yönetimi kavramını, kurumların kendi vizyonları doğrultusunda hareket edebilecek doğru kişileri arayıp bulmak, bulduktan sonra performanslarını gözlemlemek, eğitimlerle gelişimlerini desteklemek, onların kurumda kalıcı olmasını sağlayacak süreçleri oluşturmak ve takip etmek olarak açıklayabiliriz. Yetenek, çalıştığı şirkette kendisi için bir gelecek gördüğü sürece elde tutulabiliyor; kendisi için gelecek olmadığını düşünen yetenekler çok kısa sürede ayrılma kararı alabiliyorlar.

Şirket, yeteneği bünyesine kattığında tüm süreci başarıyla yönettiğini ve kişinin uzun yıllar çalışmaya devam edeceğini düşünüyor. Yanlış! İşe alım sürecinden sonra keşfettiği yeteneği kaybetmemek için şirketlerin çok daha fazla çaba harcamaları gerekiyor.

Bir klişe olarak çoğu şirket, ücret konusunun çalışanların bir şirkete girmesi ve çalışmayı sürdürmesi için en öncelikli neden olduğunu sanmaktadır; evet, bir şirketin ücret politikasının piyasa geneliyle dengeli olmasına dikkat etmek gerekiyor ancak odağı burada tutmak büyük bir yanılgıya düşmeye sebep olabiliyor.

Mümkün olan en iyi çalışanları işe almak için gerekli yatırımları yaptıktan sonra, bu yetenekleri korumak için çaba sarf etmek gerekir. Şirketler, iyi çalışanlarını memnun etmenin sırrını aradıkları için bu konuda birçok kitap yazılmış ve araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda edinilen bilgiye göre, çalışanların başka bir iş arayışına girmelerinin başlıca nedenlerinden biri, mevcut rollerinde ilerleme için herhangi bir fırsata sahip olmadıklarını hissetmeleridir.

Doğru çalışan, doğru şekilde yönetilirse değer yaratır. Mutlu, motive olmuş bir çalışana sahip olmanın en kritik bileşenlerinden biri güvenilirlik ve kesinliktir. Şirketin geleceği ya da çalışanların kariyer planlamaları konusundaki belirsizlik, çalışanların başka bir yerde gelecek planlamaları yapmalarına neden olabilir. İşverenler ve şirket liderleri, etkili iletişim ile bu korkuları ortadan kaldırabilir ve güvenilirliği artırabilir. Çalışanları başarılara ortak etmek, çalışanın başarısı ve şirket başarısı arasındaki bağlantıyı vurgulamak etkili olabilir.

Kurumlar, çalışan performansını değerlendirme ve geliştirme merkezi uygulamalarıyla ölçmek, performansla ilgili geri bildirimini sağlamak ve gelişim alanlarına yönelik planlanan eğitimlerle yeteneği yönetmek için çaba göstermektedir. Yetenek yönetimi, iş süreçlerindeki verimliliği artırırken şirketlerin başarılı çalışanlarını korumalarını da sağlamaktadır. Son yıllarda birçok şirket iyi çalışanlarını elde tutmak için danışmanlık hizmeti alarak çalışanları için gelişim planları hazırlanmasını sağlamakta ve bu plan dahilinde çalışanlarının performanslarını yakından takip etmektedir. Ölçme ve değerlendirme merkezi uygulamaları, 360 derece değerlendirme, eğitimler, koçluk desteği ile çalışana gelişim imkanı sunulmakta; böylece kurum, iyi performansı geliştirmek üzerine bir vizyonunun olduğuna çalışanı inandırmakta ve çalışan bağlılığını güçlendirmektedir. Sunulan imkanlar, sadece çalışanların mutlu olmasına yardımcı olmaz, aynı zamanda şirkete kalifiye bir iş gücünden faydalanma olanağı sunar, bu da daha iyi kalite ve verimlilik anlamına gelmektedir.

İyi bir kariyer planlaması yapma,
Performans doğrultusunda gelişim ve ilerleme fırsatı oluşturma,
Özel eğitim programı desteği verme,
Piyasa koşullarına göre dengeli bir ücret politikası sunma olarak özetlenebilir.

Duygu Yenigökgöz, Proje Danışmanı, Profesyonel Koç - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi