Fobiler

Fobiler

Fobi terimi Yunanca “phobos”tan gelmektedir. Phobos ‘uçmak, panik, terör’ anlamlarını taşır. Phobos adlı Yunan tanrısı, düşmanında korku ve terör yaratmakta ustaymış ve bu yüzden eski Yunanlılar silahlarının, korku maskelerinin üzerine Phobos’un resmini yapıyorlarmış.

İlk kez 1801’de kullanılan fobi terimi ‘bir nesneye karşı, kesinlikle tehlike kaynağı olmasa dahi kalıcı ve yoğun korku hissetme durumudur (Beck ve Emery, 1985).

Fobi yaşayanlarda; bazı nesnelerle veya bazı durumlarla karşılaşıldığında belirgin bir rahatsızlık hissi, kalp çarpıntısı, baş dönmesi, ağız kuruluğu, terleme, yutkunma, öleceğini düşünme gibi belirtiler görülür. Aynı zamanda fobik kişiler bu sıkıntıyı yaşamamak için, o durumdan hızlıca kaçmak ve uzaklaşmak isterler (Bourne, 1995). Spesifik fobiler adıyla sıkça yaşanılan fobiler; hayvan fobileri, uçak fobisi, yükseklik fobisi (akrofobi), asansör fobisi-klostrofobi (kapalı yerde kalma korkusu), doktor-dişçi fobisi, olarak sayılabilir.

Fobilerin oluşmasını iki şekilde açıklayabiliriz. Birinci olarak; gerçekten yaşanmış olaylar, korkular fobiye dönüşebilir (Freud, 1915). Örneğin; uçağı düşme tehlikesi geçirmiş bir kişi, bu tehlikeyi ne kadar iyi atlattığına odaklanamayıp, korkusunu her uçak sözü duyulduğunda ya da uçak gördüğünde kontrol edilemez bir şekilde yaşayabilir. Travmatik bir deneyime maruz kalmak veya birinin maruz kaldığını görmek de fobinin doğuşuna sebep olabilir. Örneğin, çocukken bir yakınının asansörde kaldığını gören biri asansör fobisi geliştirebilir.

İkinci olarak; nörotik korkular fobi halinde dışsallaştırılabilir. (Levinson ve Carter, 1986). Burada kişinin bilinçdışı korkuları çoğunlukla ilgisiz bir durumla sembolize olur. Örneğin, kişinin geçmişten getirdiği ‘kontrol etme’ veya ‘ölüm’ temaları, daha önce herhangi olumsuz bir olay yaşamamasına karşın bir nesneyle birleşebilir. Böylece kişi ölüm korkusu yerine uçak, doktor vs. korkusu yaşar. Nesneyi, nesne karşısında kendisini kontrol ederek, uzak durarak içsel kaygılarını kontrol etmeye çalışır.

Günümüzde artık her fobinin tedavisi mümkündür. Özellikle psikoterapi ile kısa sürede çözüme ulaşılmaktadır. Bilişsel-davranışçı terapilerin ve EMDR’ın bu konuda en iyi sonuç alınan ekoller olduğu söylenebilir. EMDR fobiyle çalışırken, fobiyi oluşturan tüm etmenleri; geçmiş travmaları, fobiyle eşlenen duygu, düşünce, görüntü, beden duyumu gibi bağlamsal özellikleri hedef alır. Ayrıca pek çok terapi ekolünde kullanılan ek teknikler; rahatlama egzersizleri, korkulan durumları hayalimizde canlandırarak uygulanan teknikler, nefes egzersizleri kaygının başladığı her noktada kişilere yardımcı olabilir.

Asena Yurtsever, Uzman Klinik Psikolog - DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Benzer İçerikler :

DEPREM PSİKOLOJİSİ VE ÖNERİLERİ

Bu zorlu süreçte hepimiz yaralar aldık, kayıplar verdik. Fırtınanın yarattığı siste varacağımız noktanın tam olarak neresi olduğunu bilemiyor ve kayıplarımızın ...

Psikoterapi Sizi Özgürleştirir

Psikoterapi Size Ne Kazandırır? Psikoterapi, bireyler arasında tartışma uyandıran ve hakkında herkesin görüşü olduğu bir alandır. İnsanların çoğu, ...

EMDR ve Obsesif Kompulsif Bozukluğu’nun Tedavisi 

EMDR ve Obsesif Kompulsif Bozukluğu’nun Tedavisi OKB’nin tedavi edilmesinde EMDR’ın etkili olduğunu gösteren birkaç va...

Öfkeyi Yaşamak

Yaşam boyu herkes çeşitli engellenmelerle karşılaşır: Trafik, işlerin zamanında yetişmemesi, çalışanların işe gelmemeleri, randevularına zamanında gelmeyenler, ...

İlginizi Çekebilir :

İnsanlar Neden Eş Bağımlı İlişkileri Sürdürürler?

Eş bağımlı Kişilerin İşlevsiz İlişkileri Sürdürmesinin En Önemli  9 Nedeni İlişkiler çapraşıktır! Eş bağımlı kişilerin ilişkileri özelli...

TEŞEKKÜR ETMEYİ ÖĞRENMEK

“Şükran duygusu, geçmişi anlamlandırır, bugüne huzur getirir ve yarın için bir vizyon yaratır.” Ama nasıl? Artık hepimiz, teşekkür etmenin, şükran ...

Mutlu Evliliğin Sırları

Mutsuz evliliklerin öykülerine sıkça rastlasak da mutlu evliliklerle ilgili çok fazla öykü duymayız. Mutsuz çiftlerin mutsuzluklarının nedenleri üzerine...

Stockholm Sendromu

‘’Stockholm sendromu, çok büyük duygusal ve psikolojik baskı anlarında ortaya çıkmaktadır. Cismen esir edilen birey, bu süreçte artık ruhen de esir ...