Yüksek Derecede Verimli Bir Beyin için 10 İpucu
Beyinlerin yüksek verimlilikle çalışmasını sağlayan 10 alışkanlık nedir?
Öğrenin. “İşleyen demir ışıldar,” sözündeki "demir" nedir? Çevrenize bakarken olayların iÅŸleyiÅŸine iliÅŸkin temel bir anlayış sahibi olmak, ufak konularda sahip olduÄŸunuz bilginizi ilerletmek ve merakınızı gidermek beyindeki milyarlarca sinirsel baÄŸlantıların yoÄŸunlaÅŸmasını saÄŸlar.
YediÄŸinize dikkat edin. Beynimiz vücut kütlemizin ortalama sadece %2’sini oluÅŸtursa da, aldığımız oksijen ve gıdanın %20’sini tüketir. Genel bir deyiÅŸle, çok özel veya pahalı gıdalara ihtiyacınız yok ancak saÄŸlam kafa saÄŸlam vücutta bulunur anlayışıyla yediÄŸinize dikkat etmek ve genel olarak saÄŸlıklı beslenmek ve kötü gıdalardan uzak durmak gerekli.
Beynin, vücudun bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. Vücudu kuvvetlendiren spor aktiviteleri, beynin nöron yenileme süreçlerini de hızlandırır.
Geleceğe yönelik olumlu duygular taşımak, her yeni güne yapıcı bir bakış açısıyla yaklaşmak temel hayat algınızın bir parçası olmalı. Stres ve anksiyete, ister dış, ister iç kaynaklı olsun, nöronların ölümünde rol oynadığı gibi yenilerinin yaratılmasını da olumsuz etkilyor.
Zihninizi zorlayacak ve yeni öğrenme fırsatları verecek ortamlar arayın. Beynin en iyi yaptığı şeylerden bir tanesi yeni şeyler öğrenerek yeni ortamlara adapte olmak. Beyninizin yeni bir bölgesinde nöron aktivitesi oluşturuduğunuz zaman bu bölgeyi kullanıma açıyor ve kullandıkça canlı tutuyorsunuz. Burada vurgulanan benzer bulmacaları yüzlerce defa çözmek değil, yeni tür bulmacalar çözmek.
Tüm gezegende (şimdilik bildiğimiz kadarıyla) kendi kararlarını alabilen tek organizma biziz. Yüksek hedefler koyun. Okulunuzdan mezun olduktan sonra da öğrenmeye devam edin. Beyin, hangi yaşta olursanız olun gelişmeye devam eder ve onu nasıl kullandığınızı size yansıtır.
Keşfedin, gezin. Yeni coğrafyalara, kültürlere ve ortamlara adapte olmak çevrenize daha çok dikkat etmeniz, yeni kararlar almaya zorlanmanız ve beyninizi daha çok kullanmanız anlamına gelir.
Beyninizi kiraya vermeyin. Sizin yerinize kararlar alması için ne komşunuza ne politikacıları ne de medya figürlerine güvenin. Kendi kararlarınızı kendiniz alın ve hatalarınızdan öğrenin. Bu şekilde gelişen beyin komşunuzunki değil sizinki olur.
Sizi zihinsel olarak tetikleyen arkadaÅŸlıklar geliÅŸtirin ve koruyun. Biz “sosyal hayvan”larız ve sosyalleÅŸme ihtiyacı duyarız. “Çocuk Bilgiç” modelinin de çok ideal bir geliÅŸimsel model olmaması buradan kaynaklanır.
Gülün. Sıkça. Özellikle bilişsel olarak karmaşık, zihni değişik şekillerde çalışmaya zorlayan, kurnazlıklarla dolu bir espri anlayışına yönelin.
Tabi ki hepsinden önemli olanı bu maddelerden herhangi birini ufak da olsa uygulamaya başlamak ve gittikçe büyüyen bir değişiklik yaratabilmek. Tereddüt etmeyin veya ertelemeyin. Kararını alın ve bugün değişik bir şey deneme kararı alın.
Kaynak: Alvaro Fernandez;
Benzer İçerikler :
İş yerlerinde ruh sağlığı konusunun hâlâ yeterli açıklıkta konuşulmadığını ve bu durumun çalışanlar ile şirketler açısından ciddi sonuçlar doğurduğunu ...
Geçtiğimiz hafta, zihnin, içinde bulunulan zaman, mekân ve diğer koşullardan uzaklaşarak düşsel alanda gezinmesi üzerine konuşmuş; araştırmalara göre...
EÄŸer bir toplantı sırasında kendisinden sorumlu olduÄŸunuz bir çalışanınız konuÅŸurken kendinizi kötü hissettiyseniz, ekibinizin bir üyesinin kendini küçÃ...
“Liderlik güzelliÄŸe benzer ve tanımlaması zordur, fakat onu gördüğünüzde hemen tanırsınız.” Liderler bulunduÄŸu çevreyi; zekasıyla, bilgi ...
İlginizi Çekebilir :
İşten çıkarılma olgusunda ayrılmanın nasıl olduğu, bireye nasıl ilan edildiği çok önemlidir. İşten çıkarılma kişinin beklediği bir karar mıydı, bekleme süreci ...
Sosyal, ekonomik, politik, siyasi ve teknolojik gelişmeler toplumların sahip olduğu kültürleri değiştirmiş ve buna uygun olarak kuşakların da yaşayış...
Hazır olsa da olmasa da birçok kurum salgın sebebiyle evden çalışma düzenine geçmiş durumda. Hem çalışanlar hem de kurum için bu yeni deneyimi daha verimli ...
İş yerlerinde ruh sağlığı konusunun hâlâ yeterli açıklıkta konuşulmadığını ve bu durumun çalışanlar ile şirketler açısından ciddi sonuçlar doğurduğunu ...