İşlerden Biraz Uzaklaşmak: Tatil
Tüm sene çalıştıktan sonra tatil yapmak bütün çalışanların özlemle beklediği bir şey. Tatil motivasyon unsuru. İşlerden biraz uzaklaşmak, sabahları geç kalkmak, ne giysem diye düşünmemek, trafikle boğuşmamak, sevdikleriyle ve ailesiyle doya doya vakit geçirmek, kapalı ofis ortamlarından, toplantılardan uzaklaşmak gibi tatilin getirileri çalışanların adeta yenilenmesini ve deşarj olmasını sağlıyor.
Tatil yapmak ve dinlenmek ruh sağlığı için temel bir ihtiyaç. Kişi ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiğinde ruh sağlığına önemli katkıları oluyor. Yoğun ve uzun çalışma döneminden sonra zaman zaman ortaya çıkan depresif durumlar, tükenmişlikler, motivasyon kayıpları yapılacak kaliteli bir tatil ile atlatılabiliyor. Tatil sonrası kişiler işlerine çok daha fazla sarılabiliyor genellikle.
Tatil yapmak ve dinlenmek ruh sağlığı için temel bir ihtiyaç. Kişi ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiğinde ruh sağlığına önemli katkıları oluyor.
Herkes için tatil farklı bir şey ifade eder, herkes farklı uğraşlar ile rahatlayabilir. Önemli olan içinde bulunulan rutinden uzaklaşabilmek ve sevilen, keyif alınan bir şeyler yapabilmek.
Her kişinin tatile yüklediği anlam kendine özgü. Tatil dinlenmenin en güzel aracı ve herkesin ihtiyacı, ancak tüm sıkıntıların çözümü olmadığını da unutmamalıyız bu arada. Yine de tatilin düşüncesi bile sıkıntıların azalmasını sağlıyor. Kişi ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiğinde ruh sağlığına önemli katkıları oluyor. Yapılan araştırmalarda tatil sonrası, tatil öncesiyle karşılaştırıldığında fiziksel şikâyetlerde azalma, uyku kalitesinde artış gözleniyor. Tatilin tükenmişlik sendromu belirtilerinin azalmasına katkıda bulunduğunu gösteren çalışmalar var.
Tatil Sonrası İşe Dönüş
Uzun tatiller sonrasında bazı çalışanlar işe adapte olmakta zorlanırken, bazıları tatili tatilde bırakıp iş günü kolaylıklar işe adapte oluyorlar. Hatta gerçekten yaptığı işe bağlı, severek yapan kişiler çok uzun tatillerden pek hoşlanmıyor ve işe dönmek için sabırsızlanıyorlar. Tatil dönüşü sendromundan hiç etkilenmeyen grup ise işkolikler. Bu kişiler yeniden kendilerini iyi hissettikleri ortama döndükleri için sorunsuz şekilde çalışma hayatlarına devam edebiliyorlar.
Ancak yapılan araÅŸtırmalar, çalışanların yüzde 50’sinin tatil dönüşü kendini iyi hissetmediÄŸini ortaya koyuyor.
Özellikle uzun tatil süreçlerinin ardından iş yaşamına ve günlük rutin hayata yeniden uyum sağlama sürecinde sık olarak baş ağrısı, uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri, iştahsızlık, sabahları yorgun uyanma, eklem ağrıları, odaklanma güçlüğü, kolay sinirlenme, tahammülsüzlük gibi sorunlar görülmekte. İşini sevmeyen, iş ortamı ve arkadaşları ile sorunları olan kişilerde ve kaygılı, depresyona meyilli kişilerde bu belirtiler daha sık görülüyor.
Bazı işler ve bazı işverenler kişilerin tamamen işten kopup tatil yapmasına maalesef fırsat vermiyor. Bazen de kişiler kendisi işten kopmayı tercih etmeyebiliyor. Özellikle kendi işini yapanların işten kopması çok zor. Yani patronlar için tatil zor. Ancak gerçekten arkasında çok güveneceği kişiler olduğunda, sistemlerini doğru kurmuşsa daha rahat tatil yapabiliyorlar.
Bazı işler için de tatilde işten tamamen uzaklaşmak mümkün olmayabiliyor. Mesela doktorlar, avukatlar, danışmanlar, psikologlar, vs her an aranma olasılıkları vardır ve arandıklarında telefona cevap vermek hatta bazen tatili yarım bırakıp dönmek durumunda kalabilirler. Bu nedenle çalıştıkları şehirden çok uzak olmayan daha yakın civarlarda tatil yapan kişiler var.
İşkolik diye tabir edilen kişiler de kendilerini işleri ile özleştirdikleri için tatilde olup olmamak fark etmiyor, çalışmadan kendilerini iyi hissetmiyorlar. Dolayısıyla onları deniz kenarında laptoplarının başında, ellerinde telefonları ile tüm tatil boyunca görebilirsiniz.
Tatili DeÄŸerlendirmek
Tatillerimizi mümkün olduğunca erken planlamakta fayda var. Planlamamızı erken yaptığımız için hemen tatil öncesi apar topar bir seçim ve planlama yapma stresini yaşamayız.
Tam olarak dinlenmiş, uzaklaşmış olmak için tatili mümkün olduğunca en az 10 gün, ideali 15 gün kesintisiz kullanabilmek. Bir yıl çalıştıktan sonra en az 10 gün kesintisiz tatil yapmadan yani işten uzaklaşmadan dinlenmiş olmuyoruz. 10 günden az yapılan tatillerde tam dinlenemeden, hele bir de uzak bir yerlere gidildiyse yol yorgunluğu ve yolda geçen süre ile tam rahatlayamıyoruz.
Tatile çıkmadan önce işlerimizi iyi organize edip, tamamlanması gereken işleri bitirip öyle tatile çıkmak bizi hem tatilimiz sırasında hem de dönüşümüzde rahatlatır. Yarım kalan işler stresi yaşamayız. Tatil dönüşünde sıfırlanmış olarak topladığımız enerjiyle işlerimize kolay adapte oluruz.
Bu süreçte özellikle işini sevmeyen ya da depresyona meyilli kişilerde baş ağrısı, uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri, iştahsızlık, odaklanma güçlüğü gibi sorunlar görülüyor.
Tatilden döner dönmez işe başlamak yerine bir iki gün önce dönerek şehir yaşantısına ve günlük aktivitelerinize uyum sağlamak için kendinize zaman tanıyın.
İş yerindeki ilk günlerinizin biraz zorlu geçebileceğini baştan kabul edin. Bu yaşayacağınız kaygının azalmasını sağlayacaktır.
Tatil dönüşünde sizi bekleyen işler için panik yapmadan, strese girmeden yapacaklarınızı öncelik sırasına koyun ve öyle çalışmaya başlayın. Özellikle önemli toplantıları ya da görüşmeleri ilk günlerde yapmamaya özen gösterin.
Tatil MutluluÄŸunu Uzatmak
Tatilde yaşadığınız mutluluk hissini devam ettirmek için spor yapın. Spor, endorfin hormonu salgılatarak kendinizi daha mutlu ve daha iyi hissetmenizi sağlar. Tatil dönüşü hissettiğiniz adaptasyon sorunu, sürekli devam eden depresif bir ruh haline dönüşmeye başlarsa bu gerçek bir depresyonu düşündürebilir. Böyle bir durum fark ederseniz geciktirmeden bir uzman görüşüne başvurmak ve gerekirse psikoterapi desteği almak faydalı olacaktır.
Tatil, insanın kendine ayırdığı bir zamandır. Kendine ayrılan bu zamanda kiÅŸi, kendini tanıyarak, gerçek ilgilerinin ne olduÄŸunu bulmalıdır. Zamanı yönetebilmek ve kendine özel bir yaÅŸam alanı oluÅŸturabilmek için “ertelenen iÅŸler”den, “mükemmel yapmalıyım düşüncesi”nden ve “hayır diyememe alışkanlığı”ndan vazgeçmelidir. Tatilin amacı rahatlamak olduÄŸundan kiÅŸi, kendisini strese sokacak her ÅŸeyden uzakta durmalı. İşle ilgili telefonların gelmemesini saÄŸlamalı, mümkünse yerine cevap verebilecek birini görevlendirmeli, tatilde olduÄŸu bilgisini herkese iletmeli, sadece çok acil durumlar için belli zamanlarda iletiÅŸime geçmelidir…
Tatil Dönüşü Yorgunluğu
Tatil dönüşü yorgunluğu yaşamamak için tatil sürelerine, özellikle bir yolculuk yapılarak gidilen tatillere dönüş sonrası dinlenme süresi tanımakta fayda var. Yani en az 10 günlük bir tatil dediğimizde, mutlaka ilk günü gidiş için yol, son günden bir gün öncesini dönüş yolu ve en az 1 gün de işe başlamadan önce dinlenme şeklinde planlamakta yarar var. Bu nedenle en az 10 günlük tatiller planlamak lazım. 10 günün 2 gününü yol, 1 yada 2 gününü de tatil sonrası işe başlamadan dinlenme zamanı olarak ayırmak faydalı olacaktır. Böylece 10 gün olarak kullanılan iznin tatilde geçen süresi (bir yolculuk yapılan tatiller için) 6-7 gün olmalı. Böylece tatil dönüşü yorgunluk yaşanmayabilir.
Ayşegül Horozoğlu - DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi
DBE Kurumsal Ölçme / Değerlendirme ve Eğitim Merkezi
Bizi Arayın Eğitmenlerimiz
Benzer İçerikler :
Aşağıda belirtilen uzaktan çalışma modellerini göz önünde bulundurarak hangi çalışma modelinin şirketiniz için faydalı olacağına karar ...
Son dönemlerin popüler kavramlarından biri olan “Mindfulness” yani Türkçe’ye çevrilmiÅŸ hali ile “Bilinçli Farkındalık”ın kökeni ...
Åžirketlerde, çalışanların terfi almasının belli bir prosedürü olmalıdır. Yani ÅŸartları belli ve tanımlı olmalıdır. Ayrıca bu ÅŸartlar ve prosedür tÃ...
Eğer depresyonla mücadele ediyorsanız, herhangi bir egzersiz yapmayı düşünmek bile çok yorucudur. Belki şu anda bir adım atmakla ya da koltuktan kalkmakla bile ...
İlginizi Çekebilir :
Kişilik testi, kurum kültürünü geliştirmek isteyen yöneticiler için çok değerli bir araç olabilir. Şirketiniz için doğru kişilik testini seçmek, birbirini ...
Türkiye'de 15-55 yaş arasındaki nüfusta ene yaygın hastalıklardan içinde depresyonun ilk beşte yer aldığını söyleyen DBE Davranış Bilimleri ...
Öncelikle pasif-agresif davranış genel bir tutumsa, kolay değişmeyeceği bilinmeli. Çocukluktan gelen ve otomatik hale gelmiş bu davranış biçimi kişilerin ...
“Evden çalıştığımız uzun bir dönemden sonra yeniden ofise dönmek sizi ve çalışanlarınızı kaygılandırabilir, motivasyonunuzu düşürebilir. Bu süreçte ...